Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1200 E. 2023/8883 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve faiz işletilmesi gereken tarihin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin belirlediği kamulaştırma bedelinin, Yargıtay'ın daha önce onadığı benzer bir dosyadaki birim fiyatlarla uyumlu olduğu, ancak faiz işletilmesi gereken tarihin ilk karar tarihi olması gerekirken, karar tarihinde ifadesinin yer almasının ve davacı idare lehine avukatlık ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gözetilerek karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/416 Esas, 2019/388 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 157 parsel ile 202 ada 6 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idarenin teklif ettiği bedelin yaklaşık üç yıl önceki alış bedelinden düşük olduğunu, aradan geçen zaman zarfında bölgedeki arazi fiyatlarının neredeyse 5-6 kat değer kazandığını, kıymet takdir komisyonu tarafından teklif edilen bedellerin gerçeği yansıtmadığını, hakkaniyete uygun olmadığını, davalı idarenin subjektif kriterlere göre bedelin belirlediğini, dava konusu taşınmazların imar planına göre sanayi imarlı arsa olduklarını, taşınmazların İstanbul'un en hızlı gelişen ve üzerinde fiilen inşaasına başlanan büyük çaptaki somut projelerin yer aldığı bir bölgede bulunduğunu, ayrıca taşınmazların yanında kooperatiflerin ve sanayi sitelerinin mevcut olduğunu ve bütün yollarının tamamlandığını, davacı idarenin bu bölgeyi kamulaştırarak TOKİ ile ASKON arasında akdedilen bir protokol çerçevesinde söz konusu kooperatife düşük bir bedelle devredeceğini, sadece bu protokolün bile davacının yapmak istediği kamulaştırma işleminin kamu yararına yönelik olmadığını açıkça ortaya koyduğunu, müvekkilinin 30 yıldır ticaretle uğraştığını ve 20 yıldır da inşaat ve taahhüt işleri yaptığını, kendisinin bu taşınmazları bölgenin sanayi alanı olduğunu bilerek aldığını ve fabrika binası inşa edip üretim-imalat işlerine girmeyi düşündüğünü, davacı idarenin kamulaştırma kararının müvekkilinin projelerinin gerçekleşmesine engel olduğunu ve zarara uğrattığını, davacı idare tarafından takdir ve teklif edilen bedeli kabul etmediklerini keşif ve bilirkişi incelemeleri ile dava konusu taşınmazların değerinin tespit edilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 23.03.2016 tarihli ve 2013/490 Esas, 2016/174 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, toplam kamulaştırma bedelinin 4.368.752,30 TL olarak tespitine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 23.03.2016 tarihli ve 2013/490 Esas, 2016/174 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddine, davacı idarenin temyiz itirazları yönünden ise dava konusu taşınmazlardan 157 parsele bitişik 270 parsel sayılı taşınmaz için Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/709 Esas, 2016/55 Karar sayılı dosyasında 05.12.2013 değerlendirme tarihi itibarıyla 280,00TL/m² birim fiyatı takdir edildiği ve bu birim fiyat üzerinden verilen kararın Dairemiz denetiminden geçerek onandığını belirtilerek, belirtilen dosyada verilen hüküm güçlü delil niteliğinde olduğundan, Mahkemece söz konusu dosya getirtilerek belirlenen birim fiyatından ayrılma nedenleri yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulmaması doğru dörülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin 4.368.752,30 TL olarak tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece kamulaştırma bedelinin çok yüksek belirlendiğini, faiz konusunda karar tarihi denilmek suretiyle önceki karar mı sonraki karar mı açıklanmadığını belirterek infazda tereddüt yaratıldığından temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen değerin gerçek rayicin çok altında olduğunu, güncelleme ile bedelin belirlendiğini, beş yıl önceki alım fiyatının dahi 3.400.000 TL olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, arsa olan dava konusu taşınmaza Dairemiz denetiminden geçen dosyalarla uyumlu değer biçildiği, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla taraf vekillerinin aşağıdaki parağrafların kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Dava 4 ay içinde sonuçlandırılmadığından ve Mahkemece verilen ilk kararla tüm bedelin derhâl ödenmesine karar verildiğinden tespit edilen bedele 13.01.2014 tarihinden ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar tarihine kadar faiz işletilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile gerekçeli kararının hüküm fıkrasının (1) inci bendinde yer alan “karar tarihine” ibaresinin çıkartılarak yerine “ilk karar tarihi olan 23.03.2013 tarihine” ibaresinin yazılması ve (5) inci fıkrasının hükümden tamamen çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,

12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.