"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1530 Esas, 2022/919 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/1596 Esas, 2019/934 Karar
Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile düzeltilerek yeniden hüküm kurmak sureti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin maliki olduğu bağımsız bölümlerin bulunduğu B Blok ile ilgili kanuna aykırı bazı durumların tespit edildiğini, bu aykırılıkların 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nda (634 sayılı Kanun) ortak yerler olarak belirlenen alanların kanuna aykırı kullanımı şeklinde olduğunu, bu aykırılıkların; blokta bulunan yük asansörlerden bir tanesinin sadece 7nci kata çalışmakta olduğunu, bu kattan başka katta durması ya da çıkmasının engellendiğini, sadece 7nci katta mevcut bağımsız bölümlere hizmet verdiğini, 7nci katta bulunan bağımsız bölümlerin tamamının ise davalı şirkete ait olduğunu, asansörlerin tamamı ortak kullanım olduğu için sadece tek kata asansör tahsisinin açıkça kanuna aykırı olduğunu, B Blokta binanın önünde ve blokların üzerinde ... Reklam Panolarının halen asılı olduğunu, inşaatın tamamlanmış olması ve taşınmazların kat mülkiyetine dönüşmüş olması nedeni ile bu panoların ve yazıların sökülüp ortadan kaldırılmasının kanun gereği olduğunu, yine B blok kapısından giriş yanında ... yazısının mevcut olduğunu, ortak kullanım alanında yönetim ve bina ismi haricin de kat maliklerinden birinin isminin kullanılmasının kanuna aykırı olduğunu, bu durumunda düzeltilmesi ve tabela ve yazıların kaldırılması gerektiğini, binanın ortak kullanım alanı olan kapalı otoparkında projeye ve 634 sayılı Kanuna aykırı olarak araba yıkama yeri ayrıldığını ve bu yerin diğer maliklerin kullanımına kapatıldığını, bu alanın da davalı firma tarafından kullanıldığını, ayrıca araba yıkama nedeni ile atık suyun otoparkta kirlilik ve sağlığa aykırı durum yarattığını, bu durumun Belediye Kanunu, İmar Kanunu, 634 sayılı Kanuna ve projeye aykırı olduğunu ve yukarıda sayılan kanuna aykırılıkları yapan ... A.Ş. olduğu için, aykırılıkların giderilmesi için Ankara 63. Noterliğinin 25 Haziran 2018 gün ve 22332 Yevmiyeli ihtar gönderildiğini ve bu ihtarın davalı yana 26.06.2018 günü tebliğ edildiğini, aradan geçen zamana rağmen kanuna aykırılıkların giderilmemiş olduğunu ve iş bu davanın açılması gerektiğini belirterek, davalının, Ankara ili, Çankaya ilçesi, ... Mahallesi 29369 ada 3 parsel B Blokta bulunan ortak yerlere müdahalesinin menine ve aykırılıkların giderilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yanlar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ... Ankara ... Projesinin, müvekkili şirket tarafından geliştirilmiş ve inşa edilmiş bir toplu yapı projesi olduğunu, ... Ankara ... Toplu Yapısı kapsamında yer alan B Blok'un üzerinde, toplu yapının ismini gösteren "... Ankara ..." tabelası bulunduğunu, "..." "Ankara" "..." ibarelerinin isim ve marka hakkının yalnızca Müvekkili Şirkete ait olduğunu, müvekkili Şirket tarafından inşa edilen ... Ankara ... Toplu Yapısının, yine isim hakkına ve marka tescil kayıtlarına uygun şekilde, toplu yapının herhangi bir yerine "..." "Ankara" "..." tabelalarının asılması/konulmasının son derece normal olduğunu, bunun kanuna aykırı bir yanı bulunmadığını, müvekkili Şirket Yönetim Kurulu Başkanının güvenlik tedbirlerinden biri olarak kullanması gereken asansörün de tamamen ihtiyaç fazlası olan asansörlerden biri olduğunu, kaldı ki, davacının iddia ettiği gibi, bu asansörün tüm katlara hizmet vermesi, müvekkili Şirket, B Bloka taşınmadan çok önce Yönetim Kurulu ve İşletme Şirketi tarafından tamamen B Blok Kat Maliklerinin güvenlikleri düşünülerek engellendiğini, öncelikle dava konusu araç yıkama alanının, Müvekkil Şirket'in maliki olduğu Bağımsız Bölümlere ait olduğunu, ortak alan mahiyetinde olmadığını, bu nedenle diğer maliklerin kullanımına açılması gerekmediğini, müvekkili Şirket tarafından yapılan 2212438 sayılı Yapı Kayıt Başvurusunun ekte yer aldığını, bu kısmın Müvekkili Şirket'e ait olduğunu, bunun yanında, su tüketim giderleri başta olmak üzere tüm masrafları Müvekkil Şirket tarafından karşılanan bu kısmın temizlik ve hijyenin de Müvekkil Şirket tarafından gerçekleştirildiğini, davacı tarafından, bodrum kat sürekli ıslakmış gibi yansıtılmaya çalışılmasının, gerçek durumla ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, ... Ankara ... Projesinin, Müvekkil Şirketin geliştirdiğini, inşa ettiği, ismini-markasını verdiği ve hala daha satışta olan bir proje olduğunu, davacının iddia ettiği kirliliğe veya görüntüye vs. sebep olmasının mümkün olmadığını belirterek, huzurdaki dava kapsamında gizlilik kararı verilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, tüm yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; B Blokta 90 adet bağımsız bölüm bulunduğunu, davalı şirketin 6 ncı ve 7 nci katlarda 7'şerden toplamda 14 adet bağımsız bölümü kendisine ait ofis olarak kullandığını, dava konusu araç yıkama alanının davalı şirketin maliki olduğu 69 numaralı bağımsız bölüme ait olduğunu, ortak alan olmadığını, bu alan için yapı kayıt belgesi alındığını, bilirkişi raporunda bu alanın ruhsatsız olduğundan bahsedilmesinin doğru olmadığını, yapı kayıt belgesi verilen bir hacmin yıkılmasının imar mevzuatına aykırı olduğunu, davalı şirket tarafından inşa edilen Toplu Yapının isminin ... Ankara ... olduğunu, tanıtımın başladığı ilk günden bu yana söz konusu tabela ve isimin tüm reklam donelerinde ve kataloglarda görünür şekilde yer aldığını, şirketin ... Ankara ... markasını tescil ettirdiğini, bilirkişilerin toplu yapının isminin ... Ankara olarak belirtmesinin doğru olmadığını, şirketin hala satış ofisinin bulunduğunu, inşaatı ve/veya toplu yapıyı yapan yapan firmanın, binalara veya toplu yapılara ismini vermesi, ismini asmasının inşaat ve gayrimenkul sektöründe olağan bir uygulama olduğunu, davacı şirketinde ofisini toplu yapı projesinin ismini, marka sahibini ve tabelayı görerek, bilerek, isteyerek satın aldığını, davalı şirkete tahsisli otopark yerlerinin oto yıkama yeri olarak kullanıldığının belirtilmesine rağmen bu yer için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından Yapı Kayıt Belgesinin alındığını bu kısmın yıkılmasının İmar Mevzuatına aykırı olacağını, davacı tarafın asansör konusundaki iddiasının doğru olmadığının keşifte anlaşıldığını, mahkemenin kararında bu hususun yer almadığını, bilirkişi raporunda asansörün 634 sayılı Kanun'a aykırı kullanımının olmadığının tespit edilmesi nedeniyle mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davanın kabulüne karar verilerek vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığını belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan imalatların ana gayrimenkulün mimari projesine aykırı olduğunun tespit edildiği; ancak asansöre ilişkin iddianın ispat edilememesi nedeniyle davanın kısmen kabulünün gerekeceğini ve hükmün infaza elverişli olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm tesis etmek sureti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hakimin müdahalesi, ana gayrimenkulün mimari projesine aykırı imalatların kal'i istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu ve 33 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ana gayrimenkulde davalının mimari projeye aykırı imalatlar dolayısı ile ortak alana müdahalede bulunduğu, yapılan müdahaleye ilişkin herhangi bir tadilat projesi yahut kat maliklerinin muvafakat verdiğine ilişkin belgenin dosyaya sunulamadığı anlaşılmaktadır.
3. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca her kat maliki ana gayrimenkulün mimari durum ve güzelliğini korumaya mecbur olup, dosya kapsamı ile aksinin ispatlanamadığı ve yapılan müdahalenin ortak alanlardaki kat maliklerinin mülkiyet ... aleyhine olduğu gözetildiğinde mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurulları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.