Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1309 E. 2023/8425 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmini isteminin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle zeytinlik vasfındaki taşınmaz için gelir yöntemi kullanılarak hesaplanan gerçek zararın Hazine tarafından tazmin edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1612 Esas, 2022/2231 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/510 Esas, 2020/452 Karar

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın Orman İşletme Müdürlüğü yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı ... Hazinesi yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ... ilçesi ... Mahallesi 101 ada 823 parsel sayılı taşınmazın tapusunun ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/167Esas, 2013/363 Karar sayılı 30.12.2014 tarihinde kesinleşen kararı ile iptal edildiğini, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğunu, müvekkillerinin zarara uğradığını belirterek, uğradığı zararının 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tapu kaydı yolsuz olduğundan tapunun iptal edildiğini, iptal kararının denetimden geçerek kesinleştiğini, davacı tarafın tazminat hakkının bulunmadığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında devletin sorumlu olması için tapu sicilinin tutulmasında tapu sicil memurunun hukuka aykırı bir işlemi sonucu oluşan zarar ile nedensellik bağı oluşması gerektiğini, dava konusu taşınmazın öncesinin de orman vasfında olduğunu bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.

2. Orman Genel Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının haksız ve yersiz olduğundan reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın 4785 sayılı Kanun gereği devletleştirilmiş orman ve devlet ormanı olduğunu, Anayasa’nın güvencesi altında olduğunu bu nedenle zilyetlik ve zamanaşımı yoluyla kazanılamayacağını, davacının aktif dava ehliyeti olmadığı için husumetten reddi gerektiğini, kadimden beri orman olan yerde hukuken tapunun geçerliliği olmadığını, tapunun mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle tazminata konu olmayacağını, söz konusu talebin muhatabı Maliye Hazinesi olduğu için idare yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı Orman İşletme Müdürlüğü yönünden husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı ... yönünden kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın "ön şart yokluğundan" reddi gerektiğini, davacının daha önce Orman Genel Müdürlüğü ile aralarında olan davayı kaybettiğini, ancak karara karşı yapması gereken tüm itiraz yollarını tüketmediğini, sebepsiz zenginleşmeye yönelik olarak açılan davanın reddi gerektiğini, davacının tapu kaydı yolsuz tescile dayandığından iptal edildiğini, kamu malı içinde kalan yer hakkında oluşturulan kadastral kaydın, hukuken geçersiz bir kayıt olup davacı yanın tazminat isteme hakkı bulunmadığını, nizalı 101 ada 823 parsel daha önce genel arazi kadastrosunda gerçek kişiler adına tescil edilmişken daha sonra Orman olarak tescil edilmesine karar verilmişse de davacının bu durum karşısında bir zararı olmadığını, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın zeytinlik olarak kabul edilmek sureti ile net gelir metoduna göre değerinin ve tazminat miktarının belirlendiği anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları reddedilerek İlk Derece Mahkemesinin karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz itirazında bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mersin ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 101 ada 823 parsel sayılı 5.503,41 m², yüzölçümlü taşınmaz davacı adına tapuda kayıtlı olup ... Orman İşletme Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/167 Esas, 2013/363 Karar sayılı ilamı ile tamamının orman tahdit sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 23.09.2014 tarihli 2014/6771 Esas, 2014/7992 Karar temyiz incelemesinden geçerek 30.12.2014 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 19.08.2019 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Zeytin bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde, taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı kanun’un 1007 inci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.