Logo

5. Hukuk Dairesi2023/1318 E. 2023/10384 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle oluşan zararın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, tapu kaydındaki hatalardan kaynaklanan zararını, zarara sebebiyet veren kişilere karşı açacağı tazminat davası yoluyla giderebilme imkanının olduğu gözetilerek, 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi uyarınca Hazine'ye karşı açtığı tazminat davasının reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2017/788 Esas, 2018/373 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/474 Esas, 2017/612 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının Şanlıurfa ili, ... ilçesi, Sırrın Mahallesi 1947 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 2. kat 5 ve 2. kat 6 No.lu bağımsız bölümlerin müvekilinden haksız olarak geri alınmasından dolayı müvekkilinin meydana gelen maddi zararının ve mevcut kâr kaybının tespiti ve tahsili amacıyla her bir taşınmaz için şimdilik harca esas olmak üzere 1.000,00 TL olacak şekilde toplam 2.000,00 TL tazminatın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı ... Hazinesinden alınarak müvekkiline ödenmesine, kabul edilecek maddi tazminata müvekkilinin kesinleşmiş hüküm ile malik olduğu 19.07.2011 tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli olmadığını, davanın red ile sonuçlanması gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının bozularak iadesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/24 Esas, 2011/290 Karar sayılı kararında her ne kadar 5 ve 6 No.lu bağımsız bölümler yönünden davanın kabulü ile iş bu bağımsız bölümlerin dava dışı ...'a ait tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmişse de 2. kat 5 No.lu bağımsız bölümün 10.10.2005 tarihinde ... tarafından ...'ya 2. kat 6 No.lu bağımsız bölümün ise 12.11.2010 tarihinde ... tarafından ...'a satılması nedeniyle davacının zarara uğradığı sabittir. Ancak; 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat talep edilebilmesi için uğranılan zararın başka türlü karşılanabilme olanağının bulunmaması gerekir. Davacının ...'a karşı tazminat davası açmak suretiyle zararını giderme olanağı varken 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat talep edemeyeceğinden davalı Hazine vekilinin istinaf istemini kabulü ile kararı kaldırarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine aykırı olduğunu, tapu kayıtlarının hatalı tutulmasından dolayı zararın başka türlü giderilme imkanının bulunduğu gibi keyfi bir yorumla davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın reddi yerine ...'ın da davaya dahil edilerek birlikte sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu Şanlıurfa ili, ... ilçesi, Sırrın Mahallesi 1947 parsel sayılı 631,10 m² yüzölçümlü, arsa vasıflı taşınmaza ilişkin olarak Badıllı İnşaat Taahhüt Sanayi ve Tic Ltd. Şti adına ... ile taşınmaz maliki ... arasında 02.05.1995 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, daha sonra adı geçen şirket ile ... arasında Şanlıurfa 4. Noterliğinin 03.09.1998 tarihli 03090 yevmiye, 09.11.1998 tarihli 07925 yevmiye, 25.12.1998 tarihli 011706 yevmiye No.lu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesi imzalandığı, söz konusu taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin sırasıyla 18.08.1998 tarihli ve 4145 yevmiye, 09.11.1998 tarihli ve 6258 yevmiye, 30.12.1998 tarihli ve 7545 yevmiye numaraları ile tapu kaydına şerh verildiği, taşınmaz maliki ... tarafından dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut bu şerhler ile ...'a 21.03.2000 tarihli ve 1375 yevmiye ile satılarak devredildiği, menfi tespit ile tapu iptal ve tescil talepli olarak açılan davada Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/24 Esas, 2011/290 Karar sayılı kararı ile 5 ve 6 No.lu bağımsız bölümler yönünden davanın kabulü ile iş bu bağımsız bölümlerin ...'a ait tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, verilen kararın 18.07.2011 tarihinde kesinleşmesi sonrası taşınmazların hükmen ... adına tapuda yeniden tescil edildiği; ancak tescile konu 2009/24 Esas sayılı davanın devamı sırasında tapuda malik olan ... tarafından 2. kat 5 No.lu bağımsız bölümün 10.10.2005 tarihinde ...'ya, 2. kat 6 No.lu bağımsız bölümün ise 12.11.2010 tarihinde ...'a satılması nedeniyle ... ve ... tarafından davacı ...'a karşı açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu ... adına hükmen tescil edilen 5 ve 6 No.lu bağımsız bölümlerin tapuları iptal edilerek ... ve ... adına tesciline karar verildiği, davacının uğradığı zararın tazmini istemi ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca dava açtığı; ancak tapu kaydında mevcut Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmelerine rağmen taşınmazı ...'ın satın aldığı ve sonradan taşınmazda kat irtifakı tesis edildiği, tapu kaydındaki ihtiyati tedbir şerhlerinin ...'ın taşınmazı satın aldığı tarihten çok sonra 2005 tarihinden sonra tapuya işlendiği, tazminat talep edilebilmesi için uğranılan zararın başka türlü karşılanabilme olanağının bulunmaması gerektiğinden, davacının zarara sebebiyet verenlere karşı tazminat davası açmak suretiyle zararını gidermesi mümkün olduğundan bahisle Bölge Adliye Mahkemesince 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat isteminin kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.