"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/384 Esas, 2022/973 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 858 ada 122 ( eski 304) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.06.2013 tarihli ve 2012/228 Esas, 2013/182 Karar sayılı kararı davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 05.06.2013 tarihli ve 2012/228 Esas, 2013/182 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin bozma ilamı ile dava konusu taşınmazın geri çevirme kararı ile dosya arasına alınan belediye başkanlığının 15.12.2014 tarihli yazısında 03.01.2013 gününde kesinleşmiş 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içine alındığı belirtilmiş olup buna göre davaya konu taşınmazın dava tarihinden önceki nitelikleri araştırılarak arsa mı arazi mi belirlenerek değerinin tespit edilmesi, kabule göre de dosyada mevcut Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü cetveline göre; buğdayın dekara masrafı 177 TL, 2.ürün mısırın masrafı 266 TL, pamuğun masrafı 372 TL, k.biberin masrafı ise 519 TL olduğu halde, hükme esas bilirkişi raporunda gerekçesi gösterilmeden sırası ile münavebeye alınan ürünlerin masrafının 150 TL, 210 TL, 325 TL, 650 TL alınmak suretiyle yanlış değer tespit edilmiş olması, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan kuyuların nitelikleri ayrı ayrı belirlendikten sonra değerlendirme tarihi olan 2012 yılına ait Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ca yayımlanan yapı birim fiyat listesine göre 1. sınıf B grubu yapı olduğu dikkate alınarak; ayrıca yıpranma payı düşülmek suretiyle değerlendirme yapılması gerekirken, kuyu bedeli için resmi nitelik taşımayan piyasa fiyatına göre belirlenen bedele hükmedilmesi, dava konusu taşınmaz üzerinde 2942 sayılı Kanun'un Yasası'nın 27 nci maddesi uyarınca yapılan acele el koyma keşfi sırasında buğday ekili olduğu belirtilerek 2607 TL ürün zararı hesaplanmış olup, bu halde davaya konu taşınmaza el atıldığı sırada üzerinde ürün olduğu sabit olduğuna göre mahkemece ürün zararı hesaplanması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 23.01.2020 tarihli ve 2016/797 Esas, 2020/55 Karar sayılı kararı ile fark kamulaştırma bedeli depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 23.01.2020 tarihli ve 2016/797 Esas, 2020/55 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; bozma sonrası tespit edilen kamulaştırma bedeli farkının bloke edilmesi için davacı idare vekiline 12.09.2019 tarihli celsede 15 günlük süre verildiği, bedelin bloke edilmemesi sebebiyle 12.12.2019 tarihli celsede 15 günlük kesin süre verildiği, davacı idare vekilinin 21.01.2020 tarihinde fark kamulaştırma bedelinin Vakıflar Bankası Kahramanmaraş Şubesine depo edildiği anlaşıldığından depo kararının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kırmızı biberin münavebe ürünü olarak esas alınmasının hatalı olduğunu, arazinin sulu kabul edilmeyeceğini, su kuyularının değerinin tespit edilebilmesi için ruhsat ibrazı gerektiğini, kapitalizasyon faizi ve objektif değer artışının taşınmazın değerinin çok yüksek belirlenmesine neden olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın nitelikleri itibarıyla arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, yenileme öncesi taşınmazın yüzölçümü esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, fark bedel eksik hesaplanarak faiz işletildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.