Logo

5. Hukuk Dairesi2023/170 E. 2023/6691 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın zemininin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak hesaplanan bedelin doğru olduğu ve bozma kararına uyularak hüküm kurulduğu gözetilerek, temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve yol olarak terkini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 2406 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kuru arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net ürün gelirine göre değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığını, bilirkişi raporlarında her ne kadar 2942 sayılı Kanun'un 15/son maddesine göre dava yılı olan 2019 yılı İlçe Tarım verileri yerine 2018 yılı İlçe Tarım verileri alınıp endeksleme yapılmışsa da bulunan m² birim bedel aynı bölgeden Bölge Adliye Mahkemesinden geçen dosyalarla uyumlu olduğundan bu hususta isabetsizlik bulunmadığını, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı; ancak 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının; kısmen iptaline karar verilmiş olup Anayasa Mahkemesinin yukarıda açıklanan kararı esas alınarak kamulaştırma bedelinin davalıya nemaları ile birlikte derhâl ödenmesine ve istinaf karar tarihinde ödenebilir hâle gelmesi sebebiyle fark bedele dava tarihini takip eden 4 üncü ayın bitimi tarihinden istinaf karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ilişkin hüküm fıkrasının kamu düzeni gereğince düzeltilmesi gerektiği belirtilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2021 tarihli ve 2020/1268 Esas, 2021/1522 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmaza dava tarihi olan 2019 yılı verileri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden 2018 yılı resmi verilerine göre tespit edilen metrakare birim fiyatına endeks uygulanmak suretiyle değer biçen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; objektif değer artış oranının % 20 olarak alınmasının hatalı olduğunu, taşınmazın ...-İstanbul yoluna yakın olması gibi sebepler göz önüne alınarak objektif değer artışı belirlendiğini, kuru tarlada kapitalizasyon faiz oranının %6 alınması gerekirken %5 alındığını, Yargıtay uygulamaları gereğince, arazinin üretim giderlerinin brüt gelirin %40'ından az olamayacağını, hükme esas bilirkişi raporunda; üretim giderlerinin brüt gelirin 1/3'ünden fazla olmaması gerektiği kanaatiyle değerlendirme yapıldığını; ancak bu görüşe dayanak oluşturan ilgili Yargıtay kararında; münavebeye alınan ürünler farklı olup dava konusu taşınmaz için alınan münavebe ürünleri ile bir ilgisi bulunmadığını, idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yoldaki kot farkı, meteoroloji verileri istenilmesi ve Ziraat odasına sulu tarımda yılda kaç ürün yetiştirilebildiğinin sorulması gibi taşınmazın değerinin ve kısmi kamulaştırmada değer kaybının belirlenmesinde etkili olabilecek delillerinin toplanmadığını, münavebede kullanılan ürünlerin hatalı olduğunu, taşınmazın DSİ kanal projesi ve koca dereden sulanabildiğini, taşınmazda sulu tarım yapıldığı dikkate alınarak verim miktarlarının buna göre belirlenmesi gerektiğini; ancak verim oranlarının da düşük alındığını, Yargıtay içtihatları doğrultusunda, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünü geçemeyeceğini; ancak münavebe incelendiğinde, buğday da bu kurala da uyulmadığını, bir yılda birden fazla ürün yetiştirilebilen topraklarda tek ürün alınmasının hatalı olduğunu, köy merkezine 100 metre ile 1 km mesafede olup %15 objektif değer artış oranının az olduğunu, ayrıca deniz ulaşımına ve limanlara yakın konumda olduğunu, taşınmazların yaklaşık 20 km yakınında Gelibolu tersanesinin faaliyet gösterdiğini, bölgede çok sayıda feribot iskelesi ve liman bulunmakta olup Şarköy ilçesinin turistik bakımdan da gelişmiş durumda olduğunu, taşınmaza gerçek değerinin verilmediğini, kapitalizasyon faiz oranı %3 oranında alınması gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... köyü 2406 parsel sayılı taşınmazın zemininin 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak bozma ilamı doğrultusunda tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.