"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/181 Esas, 2020/242 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 584 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini, yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 02.12.2015 tarihli ve 2015/186 Esas, 2015/537 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan inceleme sonunda; sulu tarla niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğunu; ancak dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunun TEK lehine irtifak hakkının, zeminde mevcut olup olmadığı araştırılarak, mevcut ise bunun taşınmazda meydana getireceği değer düşüklüğünün hesaplanıp kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi ve 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca dava dört ay içinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesinin 19.12.2013 tarihli ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm karar da gözetilerek, tespit edilen bedele dört aylık sürenin bitim tarihinden yasal faiz işletilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 20.11.2020 tarihli ve 2019/181 Esas, 2020/242 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmına uyularak yapılan inceleme sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tarla olarak değerlendirildiğini ve münavebede mısır bitkisinin alındığını, ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünce 2014 yılı verilerinde mısır için masraf olarak 200 TL/da yazılmakta olup ortalama verim miktarı hakkında bilgi mevcut olmadığını, bir önceki döneme ait veriler de ise mısır dane verimi 280 kg/da, sap verimi 560 kg/da olarak belirtildiğini, bilirkişilerce yapılan değerlendirme de ise somut veriye dayandırılmadan dane veriminin 400 kg/da ve sap veriminin 800kg/da olarak kullanılmasının hatalı olduğunu, tespit edilen kamulaştırma bedeline dava tarihi olan 20.08.2015 tarihinden işbu karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verildiği oysa ki 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen fıkraya istinaden Mahkemece her ne kadar sürenin başlangıcı doğru olarak belirlenmişse de bozma öncesi kararda belirlenen kamulaştırma bedelinin derhal ödenmesine karar verildiğinden faiz bitiş tarihi olarak 02.12.2015 tarihi esas alınması gerekirken işbu temyize konu kararın tarihinin esas alınması hatalı olduğunu ve TEK lehine irtifak nedeniyle belirlenen değer düşüklüğü az ve hatalı tespit edildiğini ileri sürerek temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ilgili bölümleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarım arazisi niteliğindeki Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 584 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değer biçilmesi uygundur
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Bozma sonrası tespit edilen bedelin bozma öncesi tespit edilen bedelden az olması ve ilk kararla bedelin ödenmesine karar verilmesi nedeniyle, bozma sonrası tespit edilen bedele ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
Ne var ki; bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile (2-c) numaralı bendinde yer alan "hüküm
tarihi olan 20/11/2020" ibaresinin hükümden çıkarılmasına yerine "ilk karar tarihi olan 02.12.2015" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.