Logo

5. Hukuk Dairesi2023/188 E. 2023/9077 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Enerji nakil hattı için kamulaştırılan taşınmazdaki irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın ve emsal taşınmazın imar durumu, vergi değerleri ve satış akit tablosu gibi hususlar araştırılmadan, eksik incelemeyle hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1780 Esas, 2022/1904 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/587 Esas, 2022/223 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince 15.12.2022 tarihli ek kararla temyiz isteminin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden temyiz incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin 15.12.2022 tarihli ve 2022/1780 Esas, 2022/1904 Karar sayılı ek kararının ortadan kaldırılması gerekir. .

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 265 ada 13 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hesaplamanın hatalı yapıldığını, yeni tesis edilen irtifak hakkı alanı ile önceki tesis edilen irtifak hakkı alanı toplamının 1258,27 m² olduğunu, daha önce davacı idare lehine tesis ve tescil edilen 300,54 m²lik irtifak hakkı alanının hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiğini, taşınmazın el atma tarihindeki vasfı araştırılıp, taşınmaz arazi vasfında ise hesaplamanın net gelir metoduna göre yapılması gerektiğini, taşınmazın arsa vasfında olup olmadığına dair herhangi bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ve araştırma ile bilirkişi raporunun hazırlandığını, dava konusu taşınmazın tapuda tarla vasfıyla kayıtlı olduğunu ve hali hazırda fındık bahçesi olarak kullanıldığını, bu nedenle emsal karşılaştırması yapılarak taşınmaza değer biçilemeyeceğini, kaldı ki taşınmazın hem arsa olarak değerlendirildiğini hem de üzerindeki fındık bahçesinin gelirinin hesaplamaya dahil edildiğini, emsal alınan taşınmazın Yargıtay içtihatlarına uygun olmadığını, değer düşüklüğü oranının yüksek alındığını, kabul etmemekle birlikte taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesintisi de yapılmadığını, tespit edilen bedelin çok yüksek olduğunu, taşınmazda başkaca irtifak hakkı tesisinin bulunup bulunmadığının da araştırılmadığını, yeniden rapor alınması gerektiğini, davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arsa niteliğindeki davaya konu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, kararda usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; istinaf incelemesi sonucu Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kesin olduğu belirtilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun'un 341 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmünün kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar yönünden iptal edildiğini, bu nedenle ek kararın usul ve kanuna aykırı olup temyiz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 4 üncü, 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve yine aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergâhı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirlenmek suretiyle irtifak hakkı ve pilon yeri karşılığının tespit edilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Mahkemece, davaya konu taşınmazın tapu kaydı dosya içerisine celp edilmediği gibi emsal alınan Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 265 ada 71 parsel sayılı taşınmazın satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu hususu araştırılmadan, değerlendirme tarihi itibarıyla emlak vergisine esas olan m² birim bedeli ilgili birimden sorulmadan, eksik inceleme ve araştırma sonucu hazırlanan yetersiz bilirkişi raporuna göre hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.

5. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmaz kadastro parseli olduğu halde imar parseli olarak kabul edildiği, irtifak hakkı tesis edilecek alan toplam 957,73 m², taşınmaz üzerinde önceden tesis ve tescil edilen irtifak hakkı alanı ise 300,54 m² iken, taşınmaz üzerinde tescilli irtifak hakkı alanının 1007,39 m² olarak hesaplamada dikkate alındığı anlaşılmıştır. Rapor, bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir.

6. Bu durumda, öncelikle dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydı ilgili Tapu Müdürlüğünden celp edilip, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değeri belirlenerek, irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılıp alınacak raporun sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 15.12.2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

3. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

4. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde iadesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.