"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2095 Esas, 2022/2581 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/887 Esas, 2020/142 Karar
Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ve dahili davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve dahili davalı vekili tarafından temyiz edilmekle özetle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; belediye kayıtları ve onaylı mimari projeye göre müvekkiline isabet eden dairenin bir odası mimari projeye, tapu kayıtlarına aykırı olacak şekilde haklı ve geçerli bir nedenleri olmaksızın davalı ... tarafından işgal edildiğini müvekkilinin mülkiyet hakkına vaki tecavüzün men edilerek, davalı ... Kıranlıoglu'nun müvekkiline ait taşınmaza isabet eden odaya inşa ettiği duvarın yıkılarak binanın mimari projesine uygun şekilde eski hale getirilmesini ve söz konusu odanın yeniden müvekkilinin kullanımına bırakılmasını, taşınmazın mimari projesine uygun şekilde eski hale getirilmesini ve söz konusu odanın yeniden müvekkilinin kullanımına bırakılmasını, taşınmazın mimari projesine uygun şekilde eski hale getirilmesi uğrunda yapılacak masrafların bedelinin davalı tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; binanın 16.06.1961 tarihinde ruhsatının alındığını, 03.06.1962 tarihinde iskanı verildiğini, bu tarihten beri içinde iskan edilen bir bina olduğunu, bu binada davaya konu edilen dairenin müvekkili tarafından 02.03.1993 tarihinde satın alındığını, satın aldığı tarihten itibaren burada oturduğunu, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinde arsa paylarının bağımsız bölümlerin değerleri ile oranlı olarak tahsis edileceği hüküm altına alındığını, bu katta müvekkiline ait dairenin arsa payı 75/540 olup davacının dairesinin arsa payı 40/540 olduğunu, arada fark olduğunu, davacının dairesinin bugüne kadar 7-8 kere el değiştirdiğini, hiçbir malikin böyle bir iddiada bulunmadığını, davacının bu daireyi görerek satın aldığını, aldığında satana odanın birinin nerede olduğunu sormadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine, mahkeme masrafları ile ücreti vekâletin davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve dahili davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ve dahili davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 9 numaralı bağımsız bölümün davalı ... tarafından 02.03.1993 tarihinde satın alındığını, o tarihten bu yana ... ile eşi ... ("Davalı taraf") 'nun bu dairede yaşadıklarını, söz konusu dairenin, satın alındığı tarihte şu an olduğu gibi 3 odalı olarak davalı tarafın mülkiyetine geçtiğini, davalı tarafın davacıya ait 8 nolu bağımsız bölümü sonradan işgal etmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, 07.05.2019 tarihli bilirkişi raporu ile de bu durumun tespit edildiğini, bilirkişinin, raporunda 8 nolu bağımsız bölüme ait olduğu iddia edilen odanın 9 nolu bağımsız bölüme dahil edilmesinin ana yapının inşa edildiği 1961-1962 yıllarında gerçekleşmiş olduğunu ve ... tarafından 8 nolu bağımsız bölüme ait odanın 9 nolu bağımsız bölüme dahil edilmesinin mümkün olmadığını belirttiğini, 634 sayılı Kanun'da esas olanın arsa payı olup davalı tarafın arsa payının 75/540, davacının arsa payının ise 40/540 olduğunu, tarafların bu pay oranına göre bedel ödeyerek dairelerin mülkiyetini elde ettiklerini, dairenin satımı aşamasında yan dairenin bir odasının işgal edildiğini bilmeyen ve bilemeyecek durumda olan ve dairenin mevcut büyüklüğünü esas alarak ödeme yapan davalı tarafın 20 yılı aşkın bir süre sonra yan daireyi işgal ettiği iddiası ile yaptırıma tabi tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, davalının söz konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek edindiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan imalatların ana gayrimenkulün mimari projesine aykırı olduğunun tespit edildiği böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı ve dahili davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve dahili davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ve dahili davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın eksik inceleme sonucu verildiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatların eski hale getirilmesi ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ana gayrimenkulde davalının mimari projeye aykırı imalatlar dolayısı ile ortak alana müdahalede bulunduğu, yapılan müdahaleye ilişkin herhangi bir tadilat projesi yahut kat maliklerinin muvafakat verdiğine ilişkin belgenin dosyaya sunulamadığı anlaşılmaktadır.
3. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca her kat maliki ana gayrimenkulün mimari durum ve güzelliğini korumaya mecbur olup, dosya kapsamı ile aksinin ispatlanamadığı ve yapılan müdahalenin ortak alanlardaki kat maliklerinin mülkiyet hakkı aleyhine olduğu gözetildiğinde mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ve dahili davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.