"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1038 Esas, 2022/1252 Karar
KARAR : Esastan ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/229 Esas, 2021/440 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın bir kısım davacılar vekilleri ve davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, bir kısım davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı ..., ..., ..., ..., , ..., ..., ..., ..., ... dışındaki davacılar için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davacı ..., ..., ..., ..., , ..., ..., ..., ..., ... dışındaki davacılar için davalı idare vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idarenin davacı ..., ..., ..., ..., , ..., ..., ..., ..., ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Van ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 874 ada 32 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisinde kaldığından tapusunun iptali talebiyle açılan ve aşamalarda eldeki davadan tefrik edilen davada davalılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile müvekkilinin mâliki olduğu taşınmazın tapu kaydının kıyı kenar çizgisinde kaldığından tapu iptali ve terkinine karar verilmesi hâlinde, mülkiyet hakkı ihlal edileceğinden uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, kıyıların özel mülkiyete konu olamayacağını, adil bir tazminat bedeli belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacılara hisseleri oranında verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar vekilleri ve davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Bir kısım davacılar vekili ... istinaf dilekçesinde özetle; faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Bir kısım davacılar vekili ... Meral istinaf dilekçesinde özetle; faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesi ve bilirkişi raporlarına itiraz dilekçelerinin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişsiz ve yetersiz olduğunu, yolsuz tescil ile ilgili kayda değer verilemeyeceğini, esasen husumet açısından da kararın kaldırılması gerektiğini, tazminata hak kazanıldığının kabulünün doğru olmadığını, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca rayiç değere yakın bedelin hakkaniyete uygun indirim yapılmak sureti ile bilirkişi vasıtası ile tespit edilmesi gerektiğini, kıyı kenar çizgisi içinde kalan alanın özel mülkiyete konu olamayacağını, faiz talep edilemeyeceğini, hükmedilen vekâlet ücretinin fazla olduğunu, lehe vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devletin sorumlu olduğunu, Dairelerinin istinaf incelemesinden geçen benzer mahiyetteki dava dosyalarında belirlenen metrekare birim fiyatları nazara alındığında, eldeki dava dosyasında belirlenen metrekare birim fiyatının, istinaf edenin sıfatına göre yerinde olduğu, 3 kişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmasının doğru olduğu, ancak İlk Derece Mahkemesince 11.06.2021 tarihi faiz başlangıç tarihi olarak belirlenmiş ise de eldeki davada faize tazminat davasının açıldığı tarihten itibaren hükmedilmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilmesi suretiyle yeniden hüküm tesis edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu mâlikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Van ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 874 ada 32 parsel sayılı, 14.800 metrekare yüzölçümlü taşınmazı davacılar murisi ... ve... 1983 tarihinde taksim nedeniyle edinmiştir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/65 Esas, 2021/173 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapusunun iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verilmiş, bu karar kanun yolu incelemesinden geçmeksizin 11.06.2021 tarihinde kesinleşmiştir. Eldeki dava; tapu iptali ve terkin davasına karşılık dava olarak açılmış, 14.04.2021 tarihinde tefrik edilmiştir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamındaki belediye yazı cevaplarına göre arsa olarak kabul edilmesi doğru olduğu gibi, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine, dosya kapsamına göre ve aynı bölgeden Dairemize intikal eden dosyalar da gözetilerek tespit edilen metrekare birim bedeli ve uygun görülmüştür.
5. Dava konusu taşınmazın belirlenen gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Hazine Vekilinin ..., ..., ..., ...,, ..., ..., ..., ..., ... Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı Hazine Vekilinin Davacı ..., ..., ..., ..., , ..., ..., ..., ..., ...'a İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanun'a uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.