"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2507 Esas, 2022/3402 Karar
KARAR : Esastan ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/375 Esas, 2020/59 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 15.12.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava değeri dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 15.12.2022 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3666,3667,3673 parsel sayılı taşınmazlarda kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda teklif edilen bedelin düşük olduğunu, dava konusu taşınmazda sultani sofralık üzüm bağı bulunduğunu ve taşınmazın sulu arazi niteliğinde olduğu dikkate alınarak bedelinin belirlenmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline ve idarece düzenlenen kıymet takdir raporu ile belirlenen bedelin derhal ödenmesine, bakiye bedelin ise karar kesinleşince ödenmek üzere üçer aylık vadelide nemalandırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, dava konusu taşınmazlar için %20 objektif değer artışı oranı uygulanarak yüksek bedel belirlendiğini, kesinleşme tarihine kadar yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kıymet takdir raporunda belirlenen toplam bedel ile bilirkişi raporu ile belirlenen bedel arasında fahiş fark olduğunu, müvekkili idare lehine de vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedellerinin çok düşük olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirmeden karar verildiğini, %20 objektif değer artış oranının düşük olduğunu, raporda 3673 parseldeki direk yerinin kamulaştırılmasından sonra kalan arazi için değer azalışı hesaplanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazların, sulu kapama bağ niteliğinde olduğu kabul edilerek 2019 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün üzüm (yaş) ürününe ilişkin maliyet cetveli kullanılarak net gelir hesabı üzerinden bedel tespiti yapan bilirkişi kurulu raporuna göre karar verilmesinin yerinde olduğu, istinaf incelemesi için intikal eden bir başka dosyadan, dosya arasına alınan 2019 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün üzüm (yaş) ürününe ilişkin maliyet cetveli esas alınarak raporun denetiminin yapıldığı, dava konusu taşınmazların bilirkişi raporuna yansıyan nitelikleri itibarıyla sulu arazi olarak değerlendirmesi ve %4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanması, dava konusu taşınmazların konumu, yüzölçümü, bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ve gelişmişlik durumu dikkate alınarak tespit edilen metrekare birim fiyatına objektif değer artış oranı ilave edilmesi ve taşınmazların üzerinden geçen elektrik iletim hattının geçtiği güzergaha uygun olarak değer düşüklüğü oranı hesaplanması yerinde görülmüş ise de arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir yöntemine göre değer tespitinde münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi, brüt gelirinin 1/3 oranından da az olmaması gerektiğinin gözetilmesi gerektiği, bu itibarla münavebeye esas alınan üzüm ürünü için, maliyet cetvelindeki üretim giderinin (1.490,00 TL/da) uygun olduğu görüldüğünden, bu ürün açısından üretim gideri bulunurken brüt gelirin 1/3'ü yerine, maliyet cetvelinde yer alan üretim giderine itibar edilmesi gerektiği gözetilerek net gelirin hesaplanması mümkün olduğundan, usul ekonomisi de dikkate alınarak bu hususta ek rapor alınmadığı ve 2019 yılı verilerine göre resen ayrıntılı hesaplama yapılarak davacı idarenin fark bedelini depo etmesi sağlandığı, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmüş ise de üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılan bedel ile dairece fark kamulaştırma bedeli olarak depo ettirilen bedelin davalıya derhal ödenmesine karar verilmesi gerektiğinden davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi uyarınca bedel,ödemeye ve yasal faize ilişkin yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek ve kararın temyiz edilebilir olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmaza tesis edilen irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Sulu kapama bağ niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı ve pilon yeri karşılığının adil ve hakkaniyete uygun olarak tespiti ile tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi ve dava konusu irtifak hakkının idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.
3.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 15.12.2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.