"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/724 Esas, 2022/2612 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/458 Esas, 2021/317 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ... vd. yönünden kısmen kabulüne davacılardan ... vd. yönünden usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 7535 ada 7 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın okul yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici madde 6 hükmüne göre yapılacak işlemlerde öncelikle uzlaşma usulü uygulanması gerektiğini uzlaşmanın sağlanmadığı takdirde davanın açılabileceğini; dava konusu taşınmaz üzerinde şimdiki adıyla 100. Yıl Ortaokulu'nun bulunduğunu, okulun 1981 yılında yapıldığını, davacıların müvekkili idareye uzlaşma başvurusunda bulunmalarının zorunlu dava şartı olduğunu, davacılar tarafından müvekkili idareye ulaşan herhangi bir başvuru bulunmadığını, uzlaşma başvurusunun sonradan eksikliği giderilebilir dava şartı olmayıp dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini dava konusu yerde kamulaştırma yapılmasının belediyenin sorumluluğunda olduğunu, dava konusu yerin bir kısmın da belediyenin sorumlu tutulması gereken yol bulunduğunu, husumetin müvekkili idareye yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, taşınmazın çok sayıda hissedarı bulunduğundan taşınmaz değerinin düşük olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uzlaşma başvurusunda bulunan davacıların davalı idarece fiilen el atılan bölümdeki payları yönünden davanın kısmen kabulüne ve belirlenen el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine uzlaşma başvurusunda bulunmayan davacılar yönünden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkmenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı davalı idare vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle: el atma tarihinin 1981 yılı olduğunu, yerel mahkemece el atma tarihinin 1981 kabul edilerek 26 davacı yönünden uzlaşma başvurusu yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiğini, buna rağmen davası kabul edilenler yönünden nispi vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, husumetin imar planının yapan ilgili belediyeye yöneltilmesi gerektiğini, hüküm altına alınan değerin fahiş olduğunu, hükmedilen bedelin tümüne dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, davacıların gider avansından 2.820,00 TL kullandığını, buna rağmen mahkemece 3.147,50 TL yargılama gideri olduğunu belirterek kabul ve ret oranına göre idare aleyhine 2.203,25 TL hükmedildiğini, aslen 2.800,20 TL üzerinden kabul ve ret oranına göre 1.960,14 TL yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 7535 ada 7 parsel sayılı taşınmaza fen bilirkişi raporuna göre A ile gösterilen kısmına yol, B ile gösterilen yere Yüzüncüyıl İlk ve Ortaokulu yapılarak davalı idarece, C olarak gösterilen yere komşu parsellerce fiilen el atıldığı, taşınmaz üzerinde ilkokul olan A blokun 29.10.2019 tarihinde ortaokul olan B blokun 07.09.1981 tarihinde yapıldığı, en son el atma tarihi 2019 yılı olması nedeniyle dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından el atma tarihinin 2019 yılı olarak kabulünün gerektiği, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde kalması nedeniyle arsa vasfında kabul edilerek emsal araştırma yöntemi ile dava konusu taşınmazın değerinin tespiti yoluna gidilmesinde yöntem olarak isabetsizlik bulunmadığı, proje bütünlüğü gereğince fen bilirkişisi raporunda B ile gösterilen yer ve C olarak gösterilen yerdeki davacı hisselerine karşılık gelen tazminat miktarları hüküm altına alınması gerektiği halde İlk Derece Mahkemesince sadece B ile gösterilen alandaki davacı hisselerinin karşılığı tazminat bedeline hükmedilmesinin doğru olmadığı ancak bu hususta davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığından dikkate alınmadığı, el atma tarihi 1983 sonrası olmasına rağmen el atma tarihi 1981 olarak kabul edilip uzlaşma dava şartı nedeniyle bir kısım davacıların davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi hatalı ise de bu hususta davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmadığından dikkate alınmadığı, el atma tarihi 1983 tarihi sonrası olduğundan İlk Derece Mahkemesince nispi harç alınması ve davacılar lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu, tescil hükmünün fen bilirkişisi raporunda B olarak gösterilen kısımdaki davacılar payının tapu kaydındaki payı oranında iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde davacı payına isabet eden alan üzerinden tapu kaydının iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek tescil hükmü ve yargılama gideri yönünden karar düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Davacıların maliki olduğu arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve fiilen el atılan kısımlarının bedelinin fiilen el atan davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.