Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2409 E. 2023/7839 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın, iptal kararının kesinleştiği tarihteki değere göre belirleneceği ve dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin doğru olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1906 Esas, 2022/1452 Karar

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/282 Esas, 2021/430 Karar

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekili istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, Kepez ilçesi, Duacı Mahallesi 27868 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımına itirazında bulunarak, davacı tarafın davasının niteliğinin belli olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak mı kısmi dava olarak mı açıldığının tespit edilmesi gerektiğini bunlarla birlikte dava belirsiz alacak davası olarak açılmış ise hukuki yarar yokluğundan reddini ve tapunun halen malik adına olup zararın oluşmadığını belirtmiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada ıslah, dava dilekçesindeki talebin düzeltilmesi olup değer artırma talebi yapıldığı takdirde, artırılan toplam değer (zarar) hangi tarih itibarıyla hesaplanmış ise o tarihten itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğini, ıslah yapıldığı takdirde de davada hükmolunan değer hangi tarih itibarıyla hesaplanmış ise o tarihten itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalı olup eldeki davada artırılan toplam dava değeri (dava tarihindeki değer) olan 496.776,70 TL tazminat miktarının dava tarihi olan 10.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini, taleplerinin kabul edilmediği takdirde tapu iptal ve tescil kararının kesinleşme tarihindeki değer olan 71.838,76 TL tazminatın tapu iptal kararının kesinleşme tarihi olan 16.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı idarenin sorumluluğu olmadığını, evveliyatı orman olan taşınmazın tapusunun iptal edildiğini, davanın reddi gerektiğini ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı tarafın dava dilekçesinde ''fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL'' talep ettiğini, 27.01.2021 tarihinde 271.383,76 TL'ye ıslah ettiğini, daha sonra 17.05.2021 tarihinde bedel artırım dilekçesi ile davayı belirsiz alacak davası olarak nitelendirilerek talebini 496.776,70 TL'ye artırdığını, davacı tarafça davanın 496.776,70 TL üzerinden kabul edilmemesi nedeniyle istinaf talebinde bulunulmuşsa da davacı tarafın istinaf talebinin reddi gerektiğini ayrıca davacı tarafın harçlandırılmış talebi 496.776,70 TL olup İlk Derece Mahkemesince 271.838,76 TL'ye hükmedildiği halde davanın kabulü yönünde hüküm kurulduğunu, oysaki davacının talebi 496.776,70 TL olduğuna göre kabul anlamına gelmemekle beraber davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi ve reddedilen miktar üzerinden Hazine lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini, taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesini doğru olmadığını, taşlık ve çalılık vasfında olup keşif tarihinde de taşınmazın ağaç ve maki ile kaplı olduğunu, ayrıca emsal taşınmaz Döşemealtı ilçesi, Yeşilbayır Mahallesinden seçilmiş olup emsalin yanlış seçilmesi nedeni ile davaya konu taşınmazın değerinin yüksek belirlendiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle biçilen değerin uygun olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabülü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 27868 ada 10 parsel sayılı 3.104,74 m² yüzölçümlü taşınmazın Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/503Esas, 2014/156 Karar sayılı ilamı ile 1789,39 m²lik kısmının orman tahdit sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçmeksizin 24.11.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 10.06.2019 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.