Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2408 E. 2023/8823 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın tespiti ve 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince Hazine'nin kusursuz sorumluluğu, tapu iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın tazmini gerektiği, taşınmazın değerinin emsal satışlara göre belirlenmesi gerektiği ve davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmemiş olması nedeniyle taleple bağlılık ilkesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1686 Esas, 2022/1591 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/295 Esas, 2022/184 Karar

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 28061 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunarak, davacı tarafın davasının niteliğinin belli olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak mı kısmi dava olarak mı açıldığının tespiti edilmesi gerektiğini, bunlarla birlikte dava belirsiz alacak davası olarak açılmış ise hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini ve tapunun halen malik adına olup zararın oluşmadığını belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulü ile taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davasını bir kez ıslah edebileceğini ve yine ayrıca bir kez değer artırımı yapılabileceğini, bu nedenle talep edilen dava değerini, dava tarihindeki değeri olan 1.241.529,26 TL olarak artırdıklarını, eksik nispi harç ikmal edildiğini, davada ıslah dava dilekçesindeki talebin düzeltilmesi olup değer artırma talebi yapıldığı takdirde artırılan toplam değer (zarar) hangi tarih itibarıyla hesaplanmış ise o tarihten itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğini, ıslah yapıldığı takdirde de davada hükmolunan değer hangi tarih itibarıyla hesaplanmış ise yine o tarihten itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, eldeki davada arttırılan toplam dava değeri ( dava tarihindeki değer ) olan 1.241.529,26 TL tazminatın dava tarihi olan 19.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, verilen kararın davacı lehine kaldırılarak davanın tamamen kabulüne karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olup hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, işbu dava belirsiz alacak davası değil de kısmi dava olarak kabul edilecek olsa dahi davacı tarafça 18.02.2019 tarihli dilekçe ile artırıldığı beyan edilen 547.326,10 TL bedel farkı yönünden faiz başlangıç tarihinin, yerleşik Yargıtay kararları uyarınca ıslah tarihi olması gerektiğini, illiyet bağının olmadığını ve bu nedenle kusurlu veya kusursuz sorumluluk gereği tazminat sorumluluğunun olmadığını, Yerleşik Yargıtay kararları uyarınca öncelikle taşınmazın (tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihteki) niteliğinin tespit edilmesi gerektiğini, davaya konu taşınmaz tarla vasıflı olup taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesi sonucu bedelin yüksek takdir edildiğini; ayrıca seçilen emsallerin dava konusu taşınmaza uygun olmadığını, seçilen emsallerin dava konusu taşınmaza göre çok daha değerli olduğunu, tapunun iptaline dair mahkeme kararının kesinleştiği tarih olan 18.04.2011 tarihine göre bilirkişi tarafından takdir edilen bedelin çok yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle biçilen değerin uygun olduğu gerekçesiyle davacı ve davalı Hazine vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Antalya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 28061 ada 9 parsel sayılı 1789,39 m² yüzölçümlü taşınmazın Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/290 Esas- 2009/327Karar sayılı ilamı ile 1789,39 m²lik kısmının orman tahdit sınırı içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçmeksizin 18.04.2011 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 19.07.2018 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Her ne kadar davacı vekilince açıkça dava tarihine göre değerlendirme yapılması yönünde temyiz talebi olsa da İlk Derece Mahkemesince verilen ilk karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmadığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince, 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesi ve aleyhe hüküm verme yasağı gözetilerek 627.326,10 TL tazminat bedeline hükmedilmesi yerindedir.

5.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesi,ne,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.