Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2421 E. 2023/10539 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hatalı tapu kaydı nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmin edilebilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın özel orman niteliğinde olması ve imar uygulamasına hatalı olarak dâhil edilmesi sebebiyle oluşan zararın tapu kaydının tutulmasından kaynaklanmadığı, bu nedenle 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesinde düzenlenen Devlet sorumluluğunun şartlarının oluşmadığı gözetilerek, davanın reddine karar veren yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3685 Esas, 2022/3889 Karar

KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi Kepekli mevkii 108 ada 1-6-7-8 parsel sayılı arsaları tapu kütüğüne güvenerek dava dışı Ferhat Çınar'dan 29.01.2008 tarihinde satın aldığını, belediyeye inşaat için müracaat ettiğinde arsaların ... Belediyesi özel ormanı olduğunu öğrendiğinden izin verilmediğini, taşınmazların imar uygulaması sonucu 1994'de Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, ... Mal Müdürlüğünün hazırladığı ihale sonucu taşınmazları satışa çıkardığını, taşınmazların 4-5 kez el değiştirdikten sonra müvekkiline satıldığını, müvekkilinin tapu kütüğüne güvendiğini, son aşamada ise ... Belediyesinin müvekkili aleyhine ikame ettiği ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/190 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil davasını açtığını, davanın müvekkili aleyhine sonuçlandığını, istinaf yoluna başvurulsa da hükmün 14.03.2019 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin tapu siciline güvenerek taşınmazı aldığını ve kullandığını, akabinde tapunun iptal edilerek orman vasfıyla tapuya tescil edildiğini, müvekkilinin herhangi bir bedel ödenmeden yoksun bırakıldığı taşınmazı için fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin 14.03.2019 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talep sonucunu 782.183,10 TL'ye çıkartmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazın tapu kaydına gerekli şerhin konulması ve kaldırılmasındaki tüm yetkilerin ... Belediyesine ait olduğunu, davanın Hazine yönünden husumetten reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, mahkemece yapılan keşif sonrası taşınmazın orman olduğunun tespiti üzerine orman vasfıyla Hazineye tesciline karar verildiğini, uyuşmazlığın tapu sicilinden kaynaklanmayıp hatalı kadastro işleminden kaynaklandığını, bu nedenle 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi hükmünün uygulanmasının doğru olmadığını, her ne kadar dahili davacı olsalar da ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/190 Esas sayılı davası ... Belediyesi tarafından açıldığından davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 05.10.2021 tarihli ve 2021/44 Esas, 2021/470 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25.02.2022 tarihli ve 2022/216 Esas, 2022/650 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 108 ada 1,7,8 parsellerin m² birim değerinin 511,00 TL, Ceylan Sokak cepheli 108 ada 6 parselin m² birim değerinin 531,00 TL değerinde kabul edilmesi gerektiğinden dava konusu 108 ada 1,7,8 parsellerin toplam yüzölçümü 1254 m²x511,00 TL= 640.794,00 TL ve dava konusu 108 ada 6 parselin yüzölçümü 396 m²x531,00 TL=210.276,00 TL olmak üzere toplamda 851.070,00 TL tazminat hesaplanmış olup, taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerektiği anlaşıldığından istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hüküm kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 25.02.2022 tarihli ve 2022/216 Esas, 2022/650 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; somut olayda imar uygulaması ile Hazine adına ihdas edilen 2821 m²lik alanın, Belediye adına kayıtlı özel orman olmasına rağmen hatalı bir şekilde imar uygulamasına tabi tutulduğunu, arazi kadastrosu sırasında tescil harici bırakıldığı, orman tahdidi esnasında özel orman niteliği ile bilahare Belediye olan ... Köyü tüzel kişiliği adına tespit edildiği, sonrasında da taşınmazın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/190 Esas, 2018/107 Karar sayılı kararı ile özel orman vasfıyla ... Belediyesi adına tescil edildiği, Belediyenin kazanımının haklı bir sebebe dayanmadığı anlaşılmış olup uğranılan zararın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı olmadığı, bu hali ile eldeki davada 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin yasal koşulları oluşmadığından bahisle davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesi 29.12.2022 tarihli ve 2022/3685 Esas, 2022/3889 Karar sayılı ilâmı ile uyulan bozma ilamı uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davacı tarafından satın alınmasından önce yapılan tüm işlemlerin Hazinenin sorumluluğunda olduğunu, dava konusu taşınmazları 2001 yılında ihale ile satışa çıkarıp gelirini Hazineye irat olarak kaydeden davalı ... Mal Müdürlüğünün daha sonra sorumluluk kabul etmemesinin de dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davalı Hazinenin nispi vekâlet ücreti talep etmesinin de yerinde olmadığını bu sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın tümü yönünden ret kararı verilmesi sebebiyle dava değerinin tümü üzerinden lehine nispi olarak vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğinden kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.

3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası uyarınca, maddi tazminat istemli davaların tamamen reddi durumunda tarifenin ikinci kısımının ikinci bölümüne göre maktu vekâlet ücreti belirlenmesi gerektiğinden davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.