"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/615 Esas, 2022/403 Karar
KARAR : Ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 213 ada 3 parsel ve 215 ada 33 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle kamulaştırmasız el atılması nedeniyle, irtifak bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; uzlaşma başvurusunda bulunulmadığını, kamulaştırma işlemlerinin yapıldığını, bu nedenle davanın kamulaştırmasız el atma davası değil bedel arttırım davası olduğunu, davanın süresi içerisinde açılmadığını, reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.04.2019 tarihli ve 2018/703 Esas, 2019/614 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı kurum lehine daimi irtifak hakkı tesis edilerek tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 22.10.2019 tarihli ve 2019/3594 Esas, 2019/4192 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonunda; dava konusu taşınmazların 23.12.1986 tarihli ve 47-29 sayılı kamu yararı kararı ile kamulaştırıldığı, kamulaştırılan bu kısım ile dava konusu 213 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 110,07 m² irtifak, 215 ada 33 parsel sayılı taşınmazda ise 4849,80 m² irtifak ve 4,84 m² pilon olarak el atılan kısımların aynı yer olup olmadığının tespit edilmediği anlaşıldığından, dava konusu taşınmazların kamulaştırılmasına ilişkin tüm evraklar getirtilip, mahallinde keşif yapılmak suretiyle, kamulaştırma krokisi ile el atıldığı tespit edilen alanların krokisi çakıştırılarak, enerji nakil hattı geçirilip pilon dikilen dava konusu taşınmazların kamulaştırma alanında kalıp kalmadığına ilişkin rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak, eldeki davanın 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği tarih olan 16.07.2009 tarihinden sonra açıldığından, davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına kadastro tespiti sonucu tescil edilen irtifak haklarının terkini için Görele 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/476 Esas sayılı dosyası kapsamında yolsuz tescil sebebiyle tapu sicilinin düzeltilmesi; geçersiz ve süresi sona ermiş irtifak hakkı şerhleri sebebiyle irtifak hakkı şerhlerinin terkini için dava açtığını, bekletici mesele yapılması gerektiğini, irtifak şerhlerinin usulüne uygun şerh edilmediğini, bu nedenle yolsuz olduğunu ve kadastro öncesi döneme ilişkin de olmadığını, tapudaki belirtmeden irtifak hakkı şerhinin taşınmazdaki irtifak alanı kadar bir alanı ya da daha fazla yada az bir alanı kapladığının kabulünün hukuken mümkün olmaması gerektiğini, davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, şerhin davalı idare tarafından konulmadığını, şerhin varlığının kabul edilmesi durumunda bu şerhin ancak tazminat hesabında değer azalışı sebebi olacağını, kararın kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun tebligat ile başlayacağı kuralına da aykırı olduğunu, kamulaştırma bedelinin zamanaşımına uğramayacağını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesi 3 üncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.