"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2733 Esas, 2022/2904 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen kararı
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/253 Esas, 2021/202 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 16.11.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de; 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 16.11.2022 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Kemalpaşa ilçesi, ... Mahallesi ... parsel (yenileme ile 1042 ada 93 parsel) sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, sanayi bölgesinde değerli bir taşınmaz konumunda bulunduğunu, dava konusu enerji nakil hattının taşınmaz ortasından boydan boya geçirileceğini, altında inşaat yapılması imkânının kalmayacağını, büyük değer kaybı oluşacağını, sadece telin altında kalan kısımda değil, kamulaştırma dışında kalan kısımlarda da değer düşüklüğü meydana geleceğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, objektif değer artış oranının yüksek uygulandığını, değer düşüklüğü oranının üst sınırda belirlendiğini, münavebe ürün deseninin getirisi yüksek ürünlerden oluşturulmak suretiyle bedelin fazla belirlendiğini, verim ve fiyat verilerinin yüksek, maliyetin düşük alındığını, müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, fark kamulaştırma bedeline ilişkin faiz hükmünün hatalı kurulduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan yapının yıpranmaya ilişkin değerlendirme raporunun hazırlanmadığını, kamulaştırmadan arta kalan kısımda imar kaybı nedeniyle meydana gelen değer azalışının hesaplanmadığını, taşınmazın imar yoluna bakan kısmına davacı idare tarafından en az beş metre yüksekliğinde üst geçit yapılması nedeniyle önünün tamamen kapandığını, bu gerekçeyle oluşan değer azalışının hesaplanması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın kısmen kuru tarla kısmen kuru kiraz bahçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek Kemalpaşa İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri esas alınıp gelir metoduna göre hesaplama yapılmasının doğru bulunduğu, ancak Yargıtayın ve Dairenin yerleşik uygulamasına göre; arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir yöntemine göre değer tespitinde münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi; brüt gelirinin 1/3 oranından da az olmaması gerektiğinin gözetilmesi gerektiği, bu itibarla münavebeye esas alınan ürünlerden buğday ve fiğ ürünü için ilçe tarım müdürlüğü cetvelinde belirlenen üretim giderlerinin ekonomik tarım yapılmasını engelleyecek seviyede olmamasına rağmen karara esas alınan bilirkişi kurulu raporunda üretim masrafının brüt gelirinin 1/3'ü olarak belirlenmesinin hatalı olduğu, resen dosya içerisine alınan Kemalpaşa İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü 2019 yılı münavebe listesi üzerinden yeniden hesaplanan metrekare birim fiyatı ve toplam kamulaştırma bedeli doğrultusunda fark bedelin depo ettirildiği, dava konusu taşınmazın konumu ve yerleşim yerlerine yakınlığı nazara alındığında uygulanan objektif değer artışının uygun olduğu, ayrıca kamulaştırma bedelinin derhal ödenmesine karar verilmesinin, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılmadığından karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesinin ve davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olduğu gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmedilen kamulaştırma bedeli yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş; ayrıca karar kesinleştiğinde davalıya ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilen bedele bankaca faiz ödemesi yapıldığı halde, ayrıca faiz hükmü kurulmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kısmen kapama kiraz bahçesi, kısmen arazi niteliğindeki İzmir ili, Kemalpaşa ilçesi, ... Mahallesi 1192 parsel (yenileme ile 1042 ada 93 parsel) sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 16.11.2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alına temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.