Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2641 E. 2023/9683 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara enerji nakil hattı geçirilmesi nedeniyle, irtifak bedeli talebinin reddine ilişkin kararın temyiz edilmesi uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi 3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açılması ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddetmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz talebi reddedilmiş ve karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/616 Esas, 2022/368 Karar

KARAR : Usulden ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın usulden reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Giresun ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 172 ada 13 parsel, 179 ada 4 parsel, 179 ada 30 parsel sayılı taşınmazlara davalı idare tarafından enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle kamulaştırmasız el atılması nedeniyle, irtifak bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma işlemlerinin yapıldığını, bu nedenle davanın kamulaştırmasız el atma davası değil bedel arttırım davası olduğunu, davanın süresi içerisinde açılmadığını, reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.01.2019 tarihli ve 2017/708 Esas, 2019/41 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı kurum lehine daimi irtifak hakkı tesis edilerek tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.07.2019 tarihli ve 2019/3055 Esas, 2019/3255 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonunda; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesi 3 üncü fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra eldeki davanın açıldığı anlaşıldığından ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarına kadastro tespiti sonucu tescil edilen irtifak haklarının terkini için ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/78 Esas sayılı dosyası kapsamında yolsuz tescil sebebiyle tapu sicilinin düzeltilmesi; geçersiz ve süresi sona ermiş irtifak hakkı şerhleri sebebiyle irtifak hakkı şerhlerinin terkini için dava açtığını, bekletici mesele yapılması gerektiğini, irtifak şerhlerinin usulüne uygun şerh edilmediğini, bu nedenle yolsuz olduğunu ve kadastro öncesi döneme ilişkin de olmadığını, tapudaki belirtmeden irtifak hakkı şerhinin taşınmazdaki irtifak alanı kadar bir alanı ya da daha fazla ya da az bir alanı kapladığının kabulünün hukuken mümkün olmaması gerektiğini, davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, şerhin davalı idare tarafından konulmadığını, şerhin varlığının kabul edilmesi durumunda bu şerhin ancak tazminat hesabında değer azalışı sebebi olacağını, kararın kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun tebligat ile başlayacağı kuralına da aykırı olduğunu, kamulaştırma bedelinin zamanaşımına uğramayacağını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 3402 sayılı Kanunu'nun 12 nci maddesi 3 üncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.