Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2743 E. 2023/8479 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mükerrer kadastro nedeniyle oluşan tapu kaydına dayalı olarak açılan tazminat davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaza ilişkin mükerrer tapu kaydı nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açılmadan ve mevcut tapu kaydı da halen geçerliliğini korurken, tazminat davasının kabulünün hatalı olduğu gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2159 Esas, 2022/3115 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/4 Esas, 2021/196 Karar

Taraflar arasında görülen 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 1007 nci maddesi uyarınca tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkillerinin murisi ... Fındık'ın İstanbul ili, ... ilçesi, ... köyü, 2621 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, murisin bu taşınmaz üzerine inşa ettiği gecekondunun bugüne kadar kullanıldığını, bu bina ile ilgili belediyeye imar izni için başvurulduğunda binanın oturduğu zemine ait tapu kaydı ile davacıların murisine ait tapu kaydının birbirine uymadığı, binanın oturduğu zeminin park alanı içinde kaldığı, mevcut tapuya ilişkin plan paftalarında böyle bir yerin bulunmadığının ortaya çıktığını, Bakırköy Kadastro Müdürlüğüne yaptıkları başvuru neticesinde davacıların murisine herhangi bir tahsisin yapılmadığının öğrenildiğini, dava konusu 3621 parsel sayılı taşınmazın kadastro paftasının kayması veya yanlışlığı sonucu uygulama niteliğini kaybetmiş olduğunu, tapuda kayıtlı olmasına rağmen fiili olarak olmayan yerin davacıların murisi adına tapuda tahsisinin yapılmış olduğunu, davacıların murisine ait bulunan gecekondunun oturduğu zemin olan ... ilçesi, ... Mahallesi 1157 ada 20 parsel sayılı taşınmaz üzerinde aynı m² miktarındaki kaydın iptali ile davacıların miras payları oranında tesciline ve yanlışlığın böylece düzeltilmesine karar verilmesini, 17.02.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava konusu taşınmazın mükerrerlik sebebiyle tapu kaydının tutulmasından kaynaklı olarak 768.000.00 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tapu iptali ve tescil davası olduğunu, tapu kayıt maliki aleyhine husumetin yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile imar uygulaması sonucu oluşan 3621 parsel sayılı taşınmazın mükerrer olduğu tespit edildiğinden, davacıların kendilerine izafe edilebilecek herhangi bir kusur olmadığı, kusursuz sorumlu olan davalı tarafların ise illiyet bağının kesildiğini ispat edemediğinden, davacının uğradığı mülkiyet kaybına ilişkin zararın da davalı tarafça giderilmesi gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tamamının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile tapu sicilinden terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında tapu memurunun işleminden kaynaklanan bir zararın mevcut olmadığını, bölgenin idari taksimat ile ... ilçesine bağlandığını ve 1994 yılında imar uygulaması yapıldığı paftası gösterilmeyen 3620 ile 3631 nolu parsellerin imar uygulamasına dahil edilmediği, böylece kütük sayfasının kapatılmadığını ve halen açık olduğunu, konum itibarıyla yaklaşık olarak Esenler ilçesi, ... Mahallesi ... adaya çakışık olduğunu, 1157 ada 20 nolu parselin maliki ise Esenler Belediyesi olduğunu, dava konusu eski 3621 nolu parsel imar uygulaması sırasında dahil edilmesi gerekirken dava dışı Esenler Belediyesinin hatalı işlemi nedeniyle dahil edilmemiş olup 20 parselin Esenler Belediyesi adına tescil edildiğini, Esenler Belediyesine karşı tapu iptal tescil davası açılması gerekirken bu yol tüketilmeden zararın varlığı iddiası ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince tazminat istenmesinin kanuna aykırı olduğunu, husumetin Esenler Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, davanın hem Maliye Hazinesine hem de ... Tapu Müdürlüğüne yöneltilmesinin de usule aykırı olduğunu, tapu kütüğünün beyanlar hanesine ölçü hatasının bulunduğuna ilişkin belirtmenin 09.05.1977 tarihli ve 1035 yevmiye ile yapıldığını, davacının taşınmazı edinme tarihinin ise 16.08.1993 tarihi olduğu dikkate alındığında davacının iyi niyetli olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadan yüksek bedel üzerinden hüküm kurulduğunu, belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 1954 yılında yapılan kadastro çalışmalarında, dava konusu 3621 parselin kök tapu kaydı 218 parsel sayılı taşınmazın, komşu 216 parsel sayılı taşınmazla mükerrerlik arzedecek şekilde kadastrosunun yapıldığı, mükerrer kadastro nedeniyle dava konusu parselin içinde bulunduğu 12 adet parselin kadastro paftasına tersim edilmediği, bu nedenle imar uygulamasına tabi tutulmadığı, uyuşmazlığın kadastro işlemlerinden kaynaklandığı ve 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında davacıların zararının tazmini gerektiği anlaşıldığından mahkeme kararı tazminat yönünden isabetli bulunmuş; ancak dava konusu taşınmazın mükerrerlik sebebiyle tapudan terkin edilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemesi doğru görülmeyerek hüküm bu yönden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının davasını tapu kaydında düzeltim davası olarak açtığını, terditli açmadığını, bilirkişinin raporunda hatanın Tapu Müdürlüğüne başvuru yoluyla giderilebileceğinin belirtildiğini, tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ıslahla dava türünün değiştirilemeyeceğini Esenler Belediyesinin hatalı imar işlemi ile dava konusu taşınmazın Esenler Belediyesi adına tescil edildiğini, adı geçen Belediye aleyhine tapu iptali ve tescil davası açılması gerektiğini isitnaf dilekçesinde ileri sürdükleri hususların gözetilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’nun “Sorumluluk” karar başlıklı 1007 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelinderilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dosyanın incelenmesinden dava konusu 3621 parsel sayılı, 256 metrekare yüzölçümlü taşınmazı davacıların murisinin satış yoluyla 16.08.1993 tarihinde edindiği, taşınmazın tapusunun halen yaşadığı, her ne kadar bilirkişi raporunda; taşınmazın kök tapusu olan Bakırköy, ... Mevkii 3 pafta, ... parsel sayılı taşınmazın tahdit ve tespitinin 04.09.1954 tarihinde, 216 parsel sayılı taşınmazın tahdit ve tespitinin ise 13.02.1955 tarihinde yapıldığı, belirtilen parsellerin ifrazına ilişkin olarak 30.01.1956 tarihinde düzenlenen beyanname ile ayrıldığı, 3621 parsel sayılı taşınmazın 4314 sayılı parsel ile tedahüllü olduğu, böylelikle dava konusu Bakırköy ... Mevkii, 201 sayfa no, 3 no'lu pafta 218 parsel sayılı 58.560,00 m² yüz ölçümlü tarla niteliğindeki taşınmazın ifrazı sonrası oluşan 3 pafta 3621 parsel sayılı 256.00 m² yüz ölçümlü tarla niteliğindeki taşınmazın 1/2 hissesinin 1958 yılında, kalan 1/2 hissesininde 1993 yılında satın alınarak tamamının davacıların murisi ... adına tescil edildiği, 1954 yılında yapılan kadastro çalışmalarında, dava konusu 3621 parselin kök tapu kaydı 218 parsel sayılı taşınmazın, komşu 216 parsel sayılı taşınmazla mükerrerlik arzedecek şekilde kadastrosunun yapıldığı, mükerrer kadastro nedeniyle dava konusu parselin içinde bulunduğu 12 adet parselin kadastro paftasına tersim edilmediği, bu nedenle imar uygulamasına tabi tutulmadığı, uyuşmazlığın kadastro işlemlerinden kaynaklandığı belirtilerek bedele hükmedilmişse de; dava konusu yere ilişkin mükerrer tapu kaydı nedeniyle açılmış bir tapu iptal ve tescil davası bulunmadığından ve tapu kaydı halen ayakta olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince Bölge Adliye Mahkemesinegönderilmesine,

05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.