Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2744 E. 2023/8166 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle oluşan yüzölçümü farkı sebebiyle Hazine'den 4721 sayılı TMK m. 1007 uyarınca tazminat istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydındaki hata nedeniyle oluşan azalmanın tazmini için açılan davada, arazinin net gelir yöntemiyle değerinin belirlenmesinde ve davacının tapu siciline olan güveninin korunması gerekliliği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1467 Esas, 2022/2435 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çerkezköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/120 Esas, 2022/44 Karar

Tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekilli tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tekirdağ ili, Çerkezköy ilçesi, ... Mahallesi ... ada 111 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu neticesinde azaldığını, davacının tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığı taşınmazda oluşan fark için ödemesinin karşılıksız kaldığını belirterek düzeltme işlemi ile oluşan eksikliğin tazmin edilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; davacının 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca devletin kusursuz sorumluluğuna dayanabilmesi için tüm hak ve hukuki yolları tüketmesi ve uğradığı zararı giderememiş olması gerektiğini, açılan davada bu yolları tüketmediğinden davanın reddi gerektiğini, taşınmazın yüzölçümündeki azalmanın işlem sebebiyle oluştuğunun tespit edilmesini, taşınmazın çapında bir değişiklik olduğu ve komşu parsellere kayma olduğunun belirlenmesi halinde davacının açacağı tapu iptali davası ile zararını karşılayabileceğinden davanın husumet yönünden reddine, taşınmazın çapında bir değişiklik olmamasına rağmen, taşınmazın miktarında hesap hatası ya da kullanılan yöntem farklılığı gibi sebeplerle azalma meydana gelmişse bu durumda davacının tazminat hakkının tapu sicilinin yanlış tutulmuş olması nedeni ile doğduğu gözetilerek, zararın doğduğu 20.03.2018 tarihi ile taşınmazın tapuda bağlık olarak gösterilmesi de dikkate alınarak kadastronun kesinleştiği tarihteki gerçek değerinin hesaplanmasını gerektiğini, söz konusu işlemi yapan memurların tespiti ile davanın ihbarını, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin dava tarihinden yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın yüz ölçümünden kaynaklanan azalmanın taşınmazın sınırlarında bir azalma olmadığını sadece rakamsal bir azalma olduğu belirlenmiş olmasına rağmen yerel mahkemece gerçek bir zarar söz konusuymuşçasına tazminat belirlenmiş olmasının usul ve Kanuna aykırı olduğunu, Yerel Mahkemece yapılan yargılama esnasında alınan raporda dava konusu taşınmazın gerçek kullanım miktarında her hangi bir değişim olmadığını, hatanın teknik hatadan kaynaklandığını belirtmiş olmasına rağmen Yerel Mahkemece gerçek bir zarar varmış gibi tazminata hükmetmesinin usul ve Kanuna aykırı olduğunu, memurun hukuka aykırı bir fiilinden kaynaklanmayan 3. Kişinin ve davacının ağır kusurundan Devletin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığının açık olduğunu ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemece davanın ilgili memurlara ihbarı taleplerinin dikkate alınmadığını, hükme esas alınan raporda belirlenen miktarın fahiş olduğunu, bilimsel verilere dayanmadığını, soyut gerekçelerle sadece takdire dayanan bilimsel kıyaslama ve denetlemeden uzak m² değerinin çıplak değerinin gerçek değerin çok üzerinde tespit edilmiş olmasının da usul ve Kanuna aykırı olduğunu, belirtilen nedenlerle yerel mahkeme karının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazın değerinin net gelir yöntemine göre tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davacının tapu siciline güvenerek satın aldığı taşınmazda oluşan azalmadan tapuya güven ilkesi gereğince Devlet'in sorumlu olduğu saptanarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi yerinde olduğundan davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, %200 objektif değer artışının fahiş olduğunu, yönteminin hatalı olduğunu ileri sürerek ve resen belirlenecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının Tekirdağ ili, Çerkezköy ilçesi, ... Mahallesi1088 parsel sayılı taşınmazın 18.125,00 m² yüzölçümü ile 1972 tarihinde tapulama ile tescil edildiğini, davalının dava konusu taşınmazı 3.06.1986 tarihinde aynı metrekare üzerinden davacının satın aldığını, satın alma yoluyla tescilli davacı adına tescilli iken 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin (a) bendi uyarınca yapılan yenileme ile ... ada 111 parsel sayısı ile daha önceden ölçüm hatası yapıldığı tespit edildiğinden 13.050,53 m² alanlı olarak düzeltme işleminin kesinleşmesi üzerine 20.03.2018 tarihinde yeni yüzölçüm miktarı ile tapuya tescil edildiği, davacının taşınmazın yüzölçümünün küçülmesi nedeniyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4.Dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına objektif değer artışı uygulanmasının uygundur.

5.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.