"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/589 Esas, 2022/3345 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazarcık 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/76 Esas, 2021/493 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ile göl alanı olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine, yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş ili, ... ilçesi, ..../ ... Mahallesi, 203 ada 121 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ile göl alanı olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline, baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle davacı idare lehine tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda münavebe ürünü olarak kuru sarımsağın seçilerek hesap yapıldığını, bu ürün o yörede yetişse dahi mutat ürün olmadığını, kuru sarımsağın münavebeye eklenmesinin taşınmaz değerinin yüksek çıkmasına neden olduğunu, objektif değerin belirlenmesi için değerlendirilen unsurların kapitalizasyon faiz oranı belirlenmesinde de kullanıldığını, taşınmaz üzerindeki ağaçların enkazı mal sahibine bırakıldığı için enkaz bedelleri toplam ağaç bedelinden düşülmesi gerektiği hâlde, ağaç bedeli üzerine eklendiğini, parseller içerisinde gösterilen söğüt ve çınar ağaçlarının tapulu arazi içinde olmadığı için herhangi bir bedel ödenmesinin söz konusu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; keşif yapılırken muhtarın keşfe alınmadığını, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünü geçemeyeceğini, hesaplamanın bu doğrultuda yapılması gerektiğini, münavebe ürünlerinin veriminin düşük, masraflarının yüksek alındığını, kapama ceviz bahçesinin masraflarının yüksek alındığını, objektif değer artışının düşük belirlendiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın kısmen tarım arazisi, kısmen kapama ceviz bahçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaza net gelir yöntemine göre değer biçilmesinde ve dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak gelir metoduna göre belirlenen m² birim fiyatına uygun objektif değer artış oranı uygulanarak ve tarım arazisi kısmında bulunan ağaçlara maktuen değer verilerek kamulaştırma bedelinin hesaplanmasında ve davanın niteliği itibarıyla davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığından istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; banka tarafından bloke edilen bedele uygulanan faizi çok düşük olup enflasyon karşısında eridiğini, davanın 4 ay içinde sonuçlanmaması nedeniyle kamulaştırma bedeline kanunen işleyecek olan yasal faizin de günümüz şartlarında değer kaybettiğini ayrıca 02.01.2022 tarihli ve 31707 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan tebliğe göre kamu alacaklarına uygulanacak temerrüt faiz oranı %17,25 olarak belirlenmişken; vatandaşın alacağı olan ve Devlet tarafından zorla el konulan malvarlığının ödemesinin gecikmesi nedeniyle sadece %9 faiz oranı uygulanması da adil yargılanma ve mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olduğunu ve vatandaşı kamu önünde daha da aciz duruma düşürdüğünü, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranında alınması gerektiğini, münavebe de seçilen slajlık mısırın brüt geliri 1.105,00 TL üretim gideri 549,00 TL, soğanın brüt geliri 1.890,00TL, üretim gideri 817,50 TL alındığını, Yargıtay içtihatlarına göre üretim giderinin sırasıyla en fazla 368,33 TL ve 630,00 TL olması gerektiğini, münavebede alınan ürünlerin veriminin yüksek, masrafının düşük olduğunu, kapama ceviz bahçesinde masrafların yüksek alındığını, uygulanan objektif değer artış düşük olduğunu, temyiz masraflarının iadesi ile kararın bozulmasının talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Kısmen sulu tarım arazisi kısmen kapama ceviz bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir.
5. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalılar ... vd. peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağına dair benim de iştirak ettiğim kabulü nazara alınarak; davalı tarafın açıkça, “Yasal Faiz”in dışında bir “Faiz”in uygulanmasına ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir temyiz talebi de bulunmadığından, sonucu itibarıyla katıldığım, Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen kararın, “Değerlendirme” bölümünün 5 No’lu bendinde yazılı olan gerekçesine açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 25.10.2023