"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/149 Esas, 2022/309 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen 4650 ... Kanun'la değişik 2942 ... Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 ... Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.12.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü yetki belgesine istinaden davalı vekili Avukat ... ... ... gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, Toroslar ilçesi, ... Mahallesi 362 parsel ... taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın bedelinin takdir edilen bedelin çok üzerinde olduğunu ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.02.2016 tarihli ve 2015/147 Esas, 2016/102 Karar ... kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 17.02.2016 tarihli ve 2015/147 Esas, 2016/102 Karar ... kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazla aynı bölgede bulunan ve Dairemiz denetiminden geçen kamulaştırma bedelinin tespiti davalarında hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporlarında; kapama şeftali bahçesi bakımından (2012-2013-2014-2015) yılları resmî verileri ortalamalarına göre yapılan hesaplama uygun bulunduğu dikkate alındığında dava tarihinin 2015 yılı olduğu da gözetilmeksizin (2012-2013-2014) yılları resmî verilerini esas alınarak değer biçen bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması hatalı olduğu gibi dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğu dikkate alınarak kapitalizasyon faiz oranının % 4 oranında kabulü ile buna göre hesaplama yapılması gerekirken % 5 oranında alınmak suretiyle eksik bedel tespiti doğru olmadığı gibi 7139 ... Kanun'la değişik 2942 ... Kanun'un 10 ncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 ... Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 11.11.2020 tarihli ve 2020/160 Esas, 2020/287 Karar ... kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 11.11.2020 tarihli ve 2020/160 Esas, 2020/287 Karar ... kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; bozma ilamı öncesi mahkemece verilen ilk kararda dava konusu taşınmazın, net geliri esas alınarak tespit edilen değerine ilave edilen objektif değer artırıcı unsur oranı için bozma yapılmadığından bu hususta, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden bozma sonrasında daha düşük objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre eksik bedel tespiti hatalı olduğu gibi dava dört içinde sonuçlandırılamadığından tespit edilen kamulaştırma bedeline 21.07.2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin hatalı gösterilmesi ve davacı idare harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi, doğru olmadığı gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 ... Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi ve 2942 ... Kanun’un 7139 ... Kanunla Değişik 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin ... takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin ... takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin ... takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve derhal ödenmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin 15.09.2022 tarihli ve 2022/149 Esas, 2022/309 Karar ... kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; objektif değer artırıcı unsurun hatalı olduğunu, bozma ilamının yerine getirilmediğini ve kamulaştırma bedeline kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 ... Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 ... Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 ... Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 ... Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 ... Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 ... Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 ... Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki Mersin ili, Toroslar ilçesi, ... Mahallesi 362 parsel ... taşınmaza 2942 ... Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibari ile doğrudur.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 ... Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar ... kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 ... Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 ... Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 ... Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 ... kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar ... kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 ... Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
4. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
5. Dairemizce yapılan inceleme neticesinde Mahkemece verilen ilk kararda dava konusu taşınmazın, net geliri esas alınarak tespit edilen değerine ilave edilen objektif değer artırıcı unsur oranının %50 olarak belirlendiği ve bu hususun bozma ilamına konu edilmeyip, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu hususu gözetilmeden, bozma ilamı sonrasında %25 oranında objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre eksik bedel tespitinin hatalı olduğundan bahisle bozma kararı verilmiş olup mahkemece de bozma ilamına uyulduğu belirtildiği halde bozma ilamı sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın belirlenen m² birim fiyatına %50 oranında objektif değer artırıcı unsur uygulanması gerekirken %25 oranında uygulanmak suretiyle eksik bedel tespiti hatalıdır.
6. Mahkemece verilen ilk kararda tespit edilen 723.879.00 TL bedele 21.07.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 17.02.2016 tarihine kadar, mahkemenin ikinci kararı ile tespit edilen bedelden ilk kararla belirlenen bedelin mahsubu sonrası kalan 115.337.00 TL bedele ise 21.07.2015 tarihinden ikinci karar tarihi olan 11.11.2020 tarihine kadar faiz uygulanması gerekirken tüm bedele son karar tarihine kadar faiz uygulanması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı idareden alınarak davalıya ödenmesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
12.12.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı oy)
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar ... kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalı Vekillerinin 06.01.2023 tarihli temyiz dilekçesindeki; “kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 ... Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 ... Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar ... iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesinin mezkur iptal kararının uygulanmadığı, Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen kararın, “Değerlendirme” bölümünün 3 No’lu bendinde yazılı olan gerekçesine açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 12.12.2023