Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2773 E. 2023/10492 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin acele kamulaştırma kararı sonrası fiilen el atmadığı taşınmaz için kamulaştırmasız el atma tazminatı istenmesi üzerine, davanın kabul edilip edilmeyeceği noktasında yaşanan hukuki ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Dairenin bozma ilamında, taşınmaza fiili el atma olup olmadığının tespiti gerektiği ve fiili el atma olmaması halinde davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmişken, Bölge Adliye Mahkemesince fiili el atma olmadığı tespit edilmesine rağmen davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1236 Esas, 2022/2853 Karar

KARAR : Kabulüne

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinde geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa ili, ... ilçesi, Yolçatı Mahallesi 457 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'un (2942 sayılı Kanun) 27 nci maddesi gereğince acele el konulması istemiyle açılan davada Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/637 Esas, 2013/10 Karar sayılı kararı ile taşınmazın 2462,83 m²lik kısmına davalı idarece el konulmasına karar verildiğini, fakat makul süre içerisinde 2942 sayılı Kaun2un 10 uncu maddesi uyarınca kamulaştırma bedel tespit davası açılmadığını ve müvekkillerinin mağdur olduğunu belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıdığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu parselle ilgili olarak acele el koyma bedelinin 138.817,49 TL olarak tespit edildiğini, % 20 değer azalışı uygulandığını ve malik adına tespit edilen bedelle birlikte yatırıldığını, işbu davada belirlenecek bedel karşılığında taşınmazın müvekkili kuruluş adına tesciline karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın acele kamulaştırmaya konu kısmından arta kalan bölüme el atıldığını gösterir bilgi ve belge bulunmadığını belirterek davanın reddine talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.04.2018 tarihli ve 2017/150 Esas, 2018/219 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.09.2020 tarihli ve 2018/2736 Esas, 2020/995 Karar sayılı kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza zirai net gelir yöntemine göre değer biçilmesinin yerinde olduğu, acele el koyma kararının üzerinden yaklaşık dört yıllık süre geçmesine rağmen idare tarafından 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi uyarınca kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davası açılmadığı bu sebeple mahkemece kamulaştırmasız el atmanın varlığının kabulü ile davaya bakılmasının yerinde olduğu, ancak tapu kaydına göre maliklerden ...'in davacı olmadığı halde adı geçen hakkında da karar verilmesinin yanlış olduğu belirtilerek hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahallinde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmaza fiili bir el atma olup olmadığı hususu tespit edilip, "el atma olmadığının anlaşılması halinde davanın reddine" aksi takdirde işin esasına girilerek hüküm kurulması; kabule göre ıslah dilekçesindeki bedelden aza hükmedildiğinden kısmen ret nedeniyle idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi; arta kalanla ilgili çelişkili değerlendirme yapılmaması; acele kamulaştırma dosyasında davacılar payına düşen toplam bedelin hatalı hesaplanmaması; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf aşamasına ait harç ve yargılama giderleri ile ilgili hüküm kurulması gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile acele el koyma kararının üzerinden yaklaşık dört yıllık süre geçmesine rağmen idare tarafından 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi uyarınca işlem yapılmadığı, Kanun'un 27 nci maddesine göre açılan acele el koyma davası delil tespiti niteliğinde olup anlaşmayı çözen nihai bir karar olmadığı gibi idare tarafından makul süre içerisinde kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davası açılması gerektiğini, taşınmazın gerçek bedeli ödenmeden her an taşınmaza davalı idarece el koyulabileceği bu durumun Anayasa'nın 46 ncı maddesi ve 2942 sayılı Kanun'un 3 üncü Maddesine aykırı olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; acele el koyma sonrasında 6 ay içinde davalı idarece kamulaştırma bedelinin tespiti davasının açılmadığını, kamulaştırmasız el atma tazmniat davası açma hakları olduğunu, taşınmazın gerçek değerine ulaşılamadığını, taşınmazın arsa vasıflı olduğunu, münavebe planının hatalı seçildiğini, objekif değer artış oranının yetersiz olduğunu, arta kalan kısımda değer azalışının en az %40 olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamı gereği davanın reddinin gerektiğini, taşınmaza fiili el atılmadığını, net gelir analizinin hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının hatalı uygulandığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararı.

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz ititrazları yerinde görülmemiştir. Davalı idare vekilinin temyiz itirazının incelenmesinde ise aşağıdaki paragraf kapsamına göre değerlendirme yapılmıştır.

3. Dosyadaki belgelerden; Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/637 Esas, 2013/10 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın 2462,83 m²lik kısmına el koyma kararı verildiği, ancak Dairemiz bozma ilamı sonrasında alınan bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmaza fiili bir el atma olmadığının ve tarla olarak kullanıldığının tespit edildiği, fiili el atma olmadığının davacılar vekilinin duruşmadaki beyanına göre de davacı tarafın kabulünde olduğu gözetildiğinde Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyulması yönünde kararı verildiği halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,

2.Davalı idare vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalıdan peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.