Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2901 E. 2023/9219 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedeli ve ecrimisilinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmaz tespitinde ve bedel belirlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3280 Esas, 2023/29 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/118 Esas, 2022/505 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ordu ili, Ünye ilçesi, ... Mahallesi 287 ada 13 parsel sayılı taşınmaza yol olarak kullanılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığını, bunun için taşınmaz bedeli olarak 8.000,00 TL tazminat, 2016-2017-2018-2019 ve 2020 yılları için toplam 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımı, hak düşürücü süre ve husumet yönünden usulden reddi gerektiğini, davada kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat şartlarının oluşmadığını, davacıların dava konusu taşınmazdan herhangi bir tarımsal gelir ve kira geliri elde etmesinin mümkün olmadığını, faiz talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davanın husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre yönünden reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile tazminat ve ecrimisil bedelinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, dava konusu taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 151,04 m²lik kısmının tapusunun iptali ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 999 uncu maddesi uyarınca tapudan terkinine, kalan 585,96 m²lik kısmının davacılar adına olan tapu kaydının iptali ile belediye hizmet alanı vasfıyla davalı idare adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın bedelinin düşük belirlendiğini, hükme esas rapordaki emsalin uygun emsal olmadığını, ecrimisil hesabının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, emsal mukayesesinin hatalı olduğunu, faiz ve vekâlet hükmünün de hatalı olduğundan bahisle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa vasfındaki dava konusu taşınmaza, yerel mahkemece 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun’un (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin (g) fıkrası gereği kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre davaya konu yerin değerinin belirlenmesine, mahallinde yapılan keşfe iştirak eden bilirkişi kurulunca resen emsal olarak seçilen taşınmazın davaya konu taşınmazla meskun mahal özellikleri, bulundukları bölgelerdeki yapılaşma, coğrafi vb. gibi özelliklerinin benzerlik göstermesi nedeniyle emsal taşınmaz olarak belirlenmesine, yine emsal taşınmaz ile davaya konu taşınmazın birbirine göre üstün-üstün olmayan yönlerinin mukayese edilip davaya konu taşınmazın m² değerinin belirlenmesi ile bu esasları dikkate alarak hazırlanan ve yine İlk Derece Mahkemesince itibar edilen 30.09.2021 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu ile bu rapora itirazları değerlendiren 12.04.2022 tarihli rapora göre belirlenen kamulaştırmasız el atma ve ecrimisil bedelinin davacılara hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişilerin resen emsal olarak dava tarihinden geriye doğru 13 yıl önce yapılan bir satışı emsal almasının ilgili kanuna aykırı olduğunu, dosya içerisine dava konusu taşınmaza yakın mesafede olan farklı emsallerin sunulduğunu, Ünye gibi büyük şehirlerde yukarda açıklanan bu özellikler itibarıyla davaya konu taşınmaza daha yakın konumda ve değerlendirme tarihine yakın satış tarihli taşınmaz satışlarının bulunmasının mümkün olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsal gösterdiği taşınmaz arasında mukayese kriteri yaparken taşınmazın deniz cephesinde bulunup bulunmadığı, yoğunluk şartı ve turizm amaçlı kullanılıp kullanılmadığı hususlarının irdelenmediğini, davaya konu taşınmazın Ünye ilçesinin en güzide yerinde bulunduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda Ünye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/362 Esas sayılı dosyasında ... Mahallesi 48 ada 26 parsel değerlendirilmişken bu dosyada özel amaçlı satış diye değerlendirilmemesinin düşündürücü olduğunu, müvekkiller lehine takdir edilen ücreti vekâletin "KDV hariç" şeklinde takdir edilmesi gerekirken bu ibarenin yazılmamasının temyiz nedeni olduğunu, çünkü KDV Genel Uygulama Tebliği’nin I/B-4 kısmı, “Mahkemelerce hükmolunan avukatlık ücretlerinin davayı kazananlara ödenmesi KDV’nin konusuna girmez" hükmü yer aldığını belirterek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre, zamanaşımı ve husumet yönünden reddi gerekirken kabulüne karar verildiğini, kamulaştırmasız el atma şartları oluşmadığı gibi mahkemece hükmedilen bedelin hatalı ve fahiş olduğunu, emsal taşınmazın "konut", dava konusu taşınmazın ise ‘ağaçlandırılan ve belediye hizmet alanı’ olarak belirlendiğini, benzer özellikte olmayan iki taşınmaz arasında yapılan karşılaştırmanın sonucunu kabul etmediklerini, mahkemece hükmedilen bedeller fahiş olup bedellere, faize ve faiz başlangıcına itiraz ettiklerini, her ne kadar yerel mahkemece karar tarihi itibarıyla müvekkil kurum aleyhine nispi harca hükmedilmiş ise de 2942 sayılı Kanun’da yapılan düzenleme ile getirilen Ek madde 4'te yer alan "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” hükmü gereğince mahkeme harçlarının maktu olarak belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle de mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu mâlikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz ve ecrimisil bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki fiilen el atılan dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.