Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2947 E. 2023/10189 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, Anayasa Mahkemesi'nin 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 9. fıkrasını iptal etmesinin ardından, iptal kararının derdest davaya uygulanıp uygulanmayacağı ve hangi faiz oranının uygulanacağı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının kesin hüküm haline gelmemiş davalarda da uygulanması gerektiği, usuli kazanılmış hak ve aleyhe bozma yasağının istisnası olduğu ve her davanın açıldığı tarihteki hukuki duruma göre karara bağlanması gerektiği ilkeleri gözetilerek, 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 9. fıkrasının iptaline dair Anayasa Mahkemesi kararının derdest davaya da uygulanması gerektiğine ve davalı lehine Anayasa'nın 46. maddesindeki kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin dava tarihinden itibaren uygulanması gerektiğine karar verilerek, direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1162 Esas, 2023/70 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 7. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/292 Esas, 2022/100 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır ili, Sur ilçesi, ... Mahallesi 286 ada 128 (ifraz öncesi 286 ada 20) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yapının 15 yıllık yeni vasıfta bir bina olduğunu yapı için ayrıca masraf yapıldığını ve yıpranma oranının daha düşük olması gerektiğini, taşınmazın konumunun belirtilenden çok daha iyi olduğunu, keşifte ve bilirkişi heyetinin yapacağı hesaplamada belirtilen hususların değerlendirilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı kuruma yükletilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu yapının kayıtlarda kargir ev niteliğinde olduğu belirtilmiş ise de söz konusu kargir binanın yıkılarak yerine müvekkilince arsa üzerine yapılar yapıldığını, acele el koyma dosyasında alınan raporda bu hususların değerlendirilmediğini, kargir yapı olarak değerlendirildiğini, yapıların yüzölçümleri, aidiyetleri, cinsleri, sınıfları, yıpranma oranları gibi hususların hatalı tespit edildiğini, keşifte ve bilirkişi heyetinin yapacağı hesaplamada belirtilen hususların değerlendirilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare istinaf dilekçesinde özetle, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan daha değerli kabul edilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazın m² birim bedelinin yüksek belirlendiğini, emsal taşınmazın hisseli bir taşınmaz olduğunu, emsalin uygun olmadığını, kıyaslamanın hatalı olduğunu, hükmün faize ilişkin bölümünün hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, lehlerine hükmedilen vekâlet ücretinin düşük olduğunu, emsalin hatalı kıyaslandığını, bedelin düşük belirlendiğini, emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın karşılaştırılmasının eksik olduğunu, tespit edilen bedelin, dava konusu taşınmaza el koyma tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davacı kurumdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, idarenin tespit formunun lehlerine kabul edilmesi gerektiğini, taşınmaz üzerindeki yapı için hatalı hesaplama yapıldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının üst katındaki çıkmadan kaynaklı kısmın, üst katındaki odunluktan kaynaklı kısım ve yapının çatısındaki parapet duvarlarının hesaplamaya dahil edilmediğini, yapının yıpranma oranın hatalı uygulandığını, davalı ...'ın hissesinin hatalı hesaplandığını, emsal değerlendirmesinin hatalı olduğunu, arsa m² birim fiyatınının çok düşük hesaplandığını, taşınmazın konum itibari ile değerli bir yerde olduğunu, ... ve ... arasında yapı ve arsa bedelinin paylaştırılmasının doğru olmadığını, gerçekte hem arsanın hem de arazinin müvekkiline ait olduğunu, tespit edilen kamulaştırma bedeline el koyma tarihinden itibaren Anayasa'nın 46 ncı maddesinde yer alan kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizin (gecikme faizinin) uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak, üzerinde bulunan yapılara aynı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yapının yaşına göre yıpranma payı düşülerek değer biçilmesine ve davanın niteliği itibarıyla davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu kanaati ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki Diyarbakır ili, Sur ilçesi, ... Mahallesi 286 ada 128 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Anayasa Mahkemesinin 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ...'dan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasını gerektirecek şekilde Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalılardan ...’ın vekilinin 01.02.2023 tarihli temyiz dilekçesindeki; “kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz. 02.11.2023