Logo

5. Hukuk Dairesi2023/2948 E. 2023/8431 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın tazmini davasında, davacının dayandığı tapu kaydının yüzölçümünü aşan miktarda gerçek kişiler adına taşınmaz tespiti nedeniyle tazminat isteminin kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dayandığı eski tapu kaydının yüzölçümünü aşan miktarda gerçek kişiler adına taşınmaz tespit ve tescili yapılmış olması nedeniyle, davacının mülkiyet ihlali iddiasının ve tapu kaydına dayalı tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3340 Esas, 2022/3331 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/149 Esas, 2022/398 Karar

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 116 ada 1 (ifrazen 116 ada 32) ve 116 ada 7 (ifrazen 116 ada 33) parsel sayılı taşınmazların tapusunun Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, mahkeme kararının 28.07.2009 tarihinde kesinleştiğini, uğramış olduğu zararın mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; kadastro tespitinde dava konusu taşınmazların davacı adına yazılmış olması gerekçe gösterilerek tazminat davası açılmasının doğru olmadığını, tapu kaydının iptal edilen kadastro bölgesine uyduğunun ispat edilmesi gerektiğini ve tazminat talep edebilmenin tek yolunun bu olduğunu, davacının dava konusunun değerini belirleme şansı varsa belirsiz alacak davasının açılamayacağını, davanın esastan reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle husumet, zamanaşımı, hak düşürücü süre ve dava şartı yönlerinden davanın reddine karar verilmesini, esasa ilişkin ise hükme esas alınan raporun hatalı olduğunu, kuru tarım arazileri için %6 kapitalizasyon faiz oranının uygulanması gerektiğini, patates tarımı varmış gibi fahiş bedele neden olacak bir net gelir yöntemi ile hesaplama yapıldığını, bedel artırım talebine karşı zamanaşımı itirazında bulunduklarını, ikinci bedel artırım dilekçesini kabul etmediklerini, bedel artırım dilekçesinde talep edilen faiz türü ve başlangıcına da itiraz ederek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 705 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibarıyla mülkiyet hakkı sona ereceğinden tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararının bu tarih itibarıyla oluşacağı, zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değerinin belirlenmesi gerektiği, eski tarihli dayanak tapu kaydının dava konusu taşınmazları da kapsadığı, dayanak tapu kaydının, taşınmazların davacıya ve dava açmayan diğer hissedarlara ait olduğunun belgelediği, aynı çalışma alanında bulunan ve aynı kök tapu kaydından hareketle açılan ve kabul edilen başka bir kısım davaların daha Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 2020/9076 Esas, 2022/2095 Karar sayılı 140 ada 99 parsele ilişkin ve 2020/8945 Esas, 2022/1058 Karar sayılı 140 ada 19 parsele ilişkin ilamları) dolayısı ile tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının zararının tazmininin gerektiği, tanzim edilen 06.06.2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda hükmedilen tazminat miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Ordu ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 116 ada 32 ve 33 parsel sayılı, sırası ile 2.407,57 m² ve 22.320,83 m² yüzölçümlü, fındık bahçesi vasıflı taşınmazların, Şubat 1936 tarih ve 84 cilt, 45 sahife, 237 sıra numaralı 22056 m² yüzölçümlü tapu kaydı dayanak alınarak davacı adına tespit edildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan kadastro tespitine itiraz davası sonucunda Ordu Kadastro Mahkemesinin 03.10.2006 tarihli ve 2005/216 Esas, 2006/177 Karar sayılı kararı ile 116 ada 32 parsel sayılı taşınmazın A harfi ile gösterilen 2407,57 m² ve 116 ada 33 parsel sayılı taşınmazın A harfi ile gösterilen 22.320,83 m²lik kısımlarının kadastro tespitinin iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 28.07.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 14.01.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır

3.Davacının dayandığı Şubat 1936 tarihli ve 84 cilt, 45 sahife, 237 sıra numaralı 22056 m² yüzölçümlü tapu kaydı olup, bu tapu kaydının kadastro sırasında 116 ada 1-2-4-6-7-10-11 parseller, 131 ada 1 ila 5 parseller ile 141 ada 1 ila 5 parsellere revizyon gördüğü ve gerçek kişiler adına tapu kayıtlarının oluştuğu anlaşılmakla; davacının dayanak tapu kaydının yüzölçümünü aşacak miktarda gerçek kişiler adına taşınmazların tespit ve tescil edilmesi nedeniyle davacının mülkiyet ihlali iddiası ile tapu kaydına dayalı tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulüne, temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.