"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/117 Esas, 2022/2347 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/287 Esas, 2021/577 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava ve birleştirilen dava dilekçesinde; Sivas ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4668 ada 1 parsel sayılı taşınmaza çok sayıda ağaç dikildiğini, yeşil alan bölümleri oluşturulduğunu, yürüme yolları, çeşme, kamelyalar, çocuk oyun park alanı, yetişkinler için spor alanı, ... Mahallesinde muhtarlık binası, su faturası yatırma ve akıllı kartlara su yükleme noktası ve kabini yapıldığını ileri sürerek taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı eski 829 ada 1 parsel olup 1960 yılında sınırlı sorumlu ... Sigortalı İşçi Yapı Kooperatifi kurulduğunu, resmi olmayan parselasyon yapıldığını, parseller dağıtılarak bu parsellere bahse konu kooperatif binalarının yapıldığını, zamanında ferdileşme yapılmadığı için üyelerin bir çoğu vefat etmiş bir kısmı ise şehir dışına göç ettiğinden içinden çıkılamaz bir hâl aldığını, mülk sahiplerinin belediyeye müracaatları üzerine 26.01.1996 tarihli ve 318 sayılı Encümen kararı ile imar uygulaması yapılmasına karar verildiğini, bilahare yapılan imar uygulamasının 2659 sayılı Encümen kararı ile onandığını, 22.11.2000 tarihinde ise imar uygulamasının tapuda tescil edildiğini, imar uygulama sonucu park alanında oluşturulan 4668 ada 1 parseldeki 1145/1187 hisse normalde 130 kişiye ait iken kayyum olan davacılar adına tescil edildiğini, kooperatif üyelerinin mağduriyetlerinin önlenmesi için her hissedara 10 m² belediye hissesi girilerek tapu sahibi olmalarının sağlandığını, Belediye Başkanlığının toplamı kadar alan için mecburen para verildiğini, bu işlemlere rağmen davacıların 21.01.2016 tarihli taleplerine davalı ... tarafından m²sini 100,00 satın alınabileceğinin bildirildiğini, davacılar tarafından 150,00 m² talep edildiğini, taleplerinin fahiş olduğunu, emsal sunulan Belediye Encümenin satış kararlarındaki taşınmazların imar planında bitişik nizam 5 kata kadar müsadeli konut alanı olduğunu ve dava konusu taşınmaza emsal olamayacağından bahisle davanın reddine, kabulüne karar verilecek ise 4668 ada 1 nolu parseldeki 1145/1187 hissesinin iptali ile Belediye Başkanlığı adına tescilini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ve birleştirilen davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; emsalin çok değerli olup uygun olmadığını, bedelin fazla olduğunu, usulü kazanılmış hakkın dikkate alınmadığını, raporun usul ve kanuna aykırı olduğunu, vekâlet ücretinin nispi hesaplanmasının doğru olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak birbirlerine üstünlük oranları tartışılıp, emlak vergisine esas sokak rayiç değerleri de getirtilip kıyaslanması suretiyle değer biçilerek zeminine ilişkin tespit edilen bedelin faizi ile birlikte davacı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davacı taraf üzerindeki tapusunun iptali ile davalı ... adına tesciline dair kararda, bedel yönünden bir isabetsizlik görülmediği gibi, her ne kadar değerlendirme dava tarihine göre yapıldığından ıslah edilen miktara ve birleşen ek davada hükmedilen miktara da dava tarihinden itibaren faiz verilmesi gerekirken bu kısımlar için ıslah tarihinden ve ek dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş ise de davacı tarafın istinaf itirazı bulunmadığından, davalı lehine olan faize dair hükümde de bir isabetsizlik görülmeyerek istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği husuları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin ve ecrimisilin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde, dava konusu taşınmazın bedelinin belirlenerek davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.