Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3113 E. 2023/10895 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Usulsüz kamulaştırma nedeniyle idarece el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacıya ödenmesi talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun geçici 15. maddesindeki “ek 3. madde hükmü uygulanarak” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve usulsüz kamulaştırmalarda bedel tespitine ilişkin geçici 17. maddenin yürürlükte olması nedeniyle, taşınmazın bedelinin dava tarihindeki değeri üzerinden değil, idare adına tescil tarihi itibariyle değerlendirilerek TÜİK verileriyle güncellenmesi gerektiği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2122 Esas, 2023/1 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 13 parsel sayılı taşınmazın usulüne uygun kamulaştırılmaksızın davalı idarece fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Bayındırılık ve İskan Bakanlığının 17.02.1984 tarihli ve 346/202 oluru ile kamulaştırma işlemine tabi tutulduğunu, 16.160,00 m² yüz ölçümlü 13 parsel sayılı taşınmazda davacı ...'ın 173/16160 hissesine tekabül eden 49.305,00 (eski para) kamulaştırma bedelinin Türkiye Emlak Bankası A.O.Halkalı Şubesine bloke edildiğini, İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, ... köyü 13 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından ...'ın adresine noter kanalıyla gönderilen tebligatın muhtar tasdiki ile iade edildiğini, bundan sonra ilanen tebliğ yoluna gidilerek Yeni İstanbul Gazetesinin 06.10.2016 tarihli sayısında ilanen tebligat yapılmak zorunda kalındığını, davaya konu taşınmazın idare adına tescilinin yapıldığını ve daha sonra 1164 sayılı Kanun Kapsamında Tapu Müdürlüğünün 18.08.1989 tarihli ve 3813 yevmine numarası ile İstanbul Toptan Ticaret Depolama ve Küçük Sanayi Yapı Kooperatifine satıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini ve davanın İstanbul Toptan Ticaret Depolama ve Küçük Sanayi Yapı Kooperatifine ihbarını talep etmiştir.

2. Davacı vekili 20.02.2019 havale tarihli dilekçesiyle ıslah talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 14.03.2019 tarihli ve 2018/484 Esas, 2019/99 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.12.2020 tarihli ve 2020/438 Esas,2020/1786 Karar sayılı kararı ile davacı vekilinin tüm, davalı idare vekilinin diğer istinaf başvurularının esastan reddi ile davalı idarenin Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı olduğu ve idare harçtan muaf olduğundan aleyhine harca hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 23.12.2020 tarihli ve 2020/438 Esas, 2020/1786 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 5, 6 ve 7 nci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen ek madde 3 ve geçici 15 inci maddesi ile 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü maddesine eklenen hüküm aynı Kanun'un 22 nci maddesine eklenen 17 nci maddesi gereğince mezkur Ek 3 üncü maddesinde açıklanan yöntemle kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedelin tespiti için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak ve 09.01.2023 tarihli tavzih kararı ile davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz itirazında bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma kararının kesinleşmediğini, bozma gerekçesinde belirtilen yasal değişikliklerin eldeki davaya uygulanmasının mümkün olmadığı gibi davanın kısmen reddi yasal değişiklikten kaynaklandığından davanın reddedilen kısmı yönünden aleyhlerine vekâlet ücreti hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın hissedarlarından ...'ın adresine noter kanalıyla gönderilen tebligatın muhtar tasdiki ile iade edildiğini, bundan sonra Kanun'da belirtilen mercilerden gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra adresi tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapıldığını, dolayısıyla kamulaştırmanın kesinleştiğinden bahisle hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda yetersiz ve hatalı inceleme yapılarak fahiş bedele hükmedildiğini, dava konusu taşınmazın davalı idare adına hükmen tescil edildiği tarih itibarıyla değerinin tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü, Geçici 15 ve 17 nci maddeleri.

5. 16.11.2022 Tarihli 7421/4 md. ile Yapılan Değişiklik Sonrası Eklenen Ek Fıkra ile Birlikte Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 Tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı 28.07.2023 Tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de Yayımlanan İptal Kararı ile geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi iptal edilmiştir.

6. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazın İmar ve İskan Bakanlığının 17.02.1984 tarihli oluru ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığı, davacı adına çıkartılan noter tebligatları bila tebliğ edildiği gibi yapılan ilanen tebligat yasal şartlar yerine getirilmeden yapıldığından geçersiz olduğu, dava konusu taşınmazdaki davacı payının Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/33 Esas, 1988/123 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi uyarınca davalı idare adına tescil edildiği anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile eklenen Geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

5. Bu durumda; Kanun'nun yürürlük tarihinden önce açılan eldeki davada; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “ Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alınarak dava tarihi itibarıyla değerlendirme yapılması gerekir.

6. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerini belirleyen 11.02.2019 tarihli bilirkişi raporu gereğince davanın kabulü yerine yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirir.

7. Kabule göre;

Kanun değişikliği nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden davanın reddedilen kısmı yönünden davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı idare vekinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine

2. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi Kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.11.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

2019 yılında 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 3’ün birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümleleri mülga 6830 sayılı Kanun ve 2942 sayılı Kanun’un mülga 16 ncı ve 17 nci maddelerine göre usulüne uygun kamulaştırılıp, idareler adına tescil edilen ancak bedelleri eski malikleri adına bankaya yatırıldığı halde hak sahiplerine ödenmeyen taşınmazların kamulaştırma bedellerinin belirlenmesi yöntemini düzenlemektedir. 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile getirilen 2942 sayılı Kanun’un Geçici 15 inci maddesinin 2 nci fıkrası ise Ek Madde 3 ün birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda da uygulanmasını Öngörmektedir. Bu düzenleme Dairemizin de kabulünde olduğu üzere; hukuka uygun geçerli bir kamulaştırma bulunmadan ve mülga 16 ncı ve 17 nci maddelerde belirtilen şartlar yerine getirilmeden tescil kararı verilmiş taşınmazlara ilişkin olarak açılan kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı davaları kapsamamaktadır (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 16.01.2020 tarihli ve 2019/7050 Esas, 2020/577 Karar sayılı kararı) .

Yukarıda anılan Dairemiz kararından sonra bu tür kamulaştırmasız el atma sayılabilecek halleri de kapsamak üzere TBMM tarafından 2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına 2021 yılında 7327 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi ile eklenen, 3 üncü cümle ile usulsüz kamulaştırma işlemlerine rağmen idare adına tescil edilen taşınmazların değerinin tespitinde de 1 inci ve 2 nci cümlelerde belirtilen usulün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü de 7327 sayılı Kanun’un 22 nci maddesiyle ihdas edilmiş olup 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 3 hükmünün usulsüz kamulaştırmalarda bedel tespiti yöntemini düzenleyen birinci fıkrasının 3 üncü cümlesinin derdest davalarda da uygulanmasını hüküm altına almaktadır.

Bir şeyin bütünü ifade edildiğinde, bütünü ile birlikte onun parçalarının da tek tek sayılması gerekmez. Eğer 2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümleleri mülga 16 ncı ve 17 nci maddelere göre yapılan bütün tescil hallerini kapsıyor olsaydı, aynı maddeye 3 üncü cümle eklenmez ve 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi ihdas edilmezdi.

2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci ve geçici 17 nci maddelerinin her ikisinin de özel hüküm olduğu; Geçici Madde 17 nin sonraki hüküm olduğu da nazardan uzak tutulmamalıdır.

Somut olayımızda nazara alınacak hükümlerden;

2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “...ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak... ” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararıyla iptal edilmek suretiyle, 2942 sayılı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda uygulanamayacağı öngörülmüş ise de; bahse konu iptal kararından etkilenebilecek derdest davalar, mülga 16 ve 17 nci maddelere göre usulünce kamulaştırılıp da bedeli malikleri adına bankaya yatırılmış olduğu halde hak sahiplerine ödenmeyen bedellere ilişkin olanlardır.

Bu yöntemin usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin derdest davalarda uygulanmasını engelleyecek bir iptal kararı ise söz konusu değildir. Zira “... dava tarihi itibarıyla...” ibaresi hariç 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün kalan kısmı yönünden bir iptal durumu söz konusu olmayıp Ek 3 üncü madde hükmü değer tespiti yöntemi yönünden halen yürürlüktedir. 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü yönünden de herhangi bir iptal durumu söz konusu olmayıp bu madde hükmü de halen yürürlüktedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya baktığımızda davanın konusunun usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin olduğu ve bu davada da 2942 sayılı Kanun'un geçici 17 nci maddesi, aynı Kanun'un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 3 üncü cümlesi ile bu cümlenin atfıyla aynı fıkranın 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin uygulanması gerektiği düşünülmektedir.

Hâl böyle iken eldeki davada uygulanmasına yer olmayan, 2942 sayılı Kanunun geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “...ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak... ” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi gerekçe gösterilerek bozma cihetine gidilmesi hukuka uygun görülmediğinden sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 14.11.2023

KARŞI OY

2019 yılında 7201 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 3'ün birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümleleri mülga 6830 sayılı Kanun ve 2942 sayılı Kanun'un mülga 16 ncı ve 17 nci maddelerine göre usulüne uygun kamulaştırılıp, idareler adına tescil edilen ancak bedelleri eski malikleri adına bankaya yatırıldığı halde hak sahiplerine ödenmeyen taşınmazların kamulaştırma bedellerinin belirlenmesi yöntemini düzenlemektedir. 7201 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi ile getirilen 2942 sayılı Kanun'un Geçici 15 inci maddesinin 2 nci fıkrası ise Ek Madde 3 ün birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda da uygulanmasını öngörmektedir. Bu düzenleme Dairemizin de kabulünde olduğu üzere; hukuka uygun geçerli bir kamulaştırma bulunmadan ve mülga 16 ncı ve 17 nci maddelerde belirtilen şartlar yerine getirilmeden tescil kararı verilmiş taşınmazlara ilişkin olarak açılan kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı davaları kapsamamaktadır (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 16.01.2020 tarihli ve 2019/7050 Esas, 2020/577 Karar sayılı kararı).

Yukarıda anılan Dairemiz kararından sonra bu tür kamulaştırmasız el atma sayılabilecek halleri de kapsamak üzere TBMM tarafından 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına 2021 yılında 7327 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile eklenen, 3 üncü cümle ile usulsüz kamulaştırma işlemlerine rağmen idare adına tescil edilen taşınmazların değerinin tespitinde de 1 inci ve 2 nci cümlelerde belirtilen usulün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte 2942 sayılı Kanun'un Geçici Madde 17 hükmü de 7327 sayılı Kanun'un 22 nci maddesiyle ihdas edilmiş olup 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 3 hükmünün usulsüz kamulaştırmalarda bedel tespiti yöntemini düzenleyen birinci fıkrasının 3 üncü cümlesinin derdest davalarda da uygulanmasını hüküm altına almaktadır.

Bir şeyin bütünü ifade edildiğinde, bütünü ile birlikte onun parçalarının da tek tek sayılması gerekmez. Eğer 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümleleri mülga 16 ncı ve 17 nci maddelere göre yapılan bütün tescil hallerini kapsıyor olsaydı, aynı maddeye 3 üncü cümle eklenmez ve 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi ihdas edilmezdi.

2942 sayılı Kanun'un geçici 15 inci ve geçici 17 nci maddelerinin her ikisinin de özel hüküm olduğu; Geçici Madde 17 nin sonraki hüküm olduğu da nazardan uzak tutulmamalıdır.

Somut olayımızda nazara alınacak hükümlerden;

2942 sayılı Kanun'un geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “...ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak...” ibaresi Anayasa Mahkemesi'nin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararıyla iptal edilmek suretiyle, 2942 sayılı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda uygulanamayacağı öngörülmüş ise de; bahse konu iptal kararından etkilenebilecek derdest davalar, mülga 16 ve 17 nci maddelere göre usulünce kamulaştırılıp da bedeli malikleri adına bankaya yatırılmış olduğu halde hak sahiplerine ödenmeyen bedellere ilişkin olanlardır.

Bu yöntemin usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin derdest davalarda uygulanmasını engelleyecek bir iptal kararı ise söz konusu değildir. Zira "dava tarihi itibarıyla...” ibaresi hariç 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün kalan kısmı yönünden bir iptal durumu söz konusu olmayıp Ek 3 üncü madde hükmü değer tespiti yöntemi yönünden halen yürürlüktedir. 2942 sayılı Kanun'un Geçici Madde 17 hükmü yönünden de herhangi bir iptal durumu söz konusu olmayıp bu madde hükmü de halen yürürlüktedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya baktığımızda da birleştirilen davanın konusunun usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin olduğu ve bu davada da 2942 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesi, aynı Kanunun ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 3 üncü cümlesi ile bu cümlenin atfıyla aynı fıkranın 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin uygulanması gerektiği,

Uygulama yapılırken de; Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden de uygulanmaları gerekeceğinden davaya konu taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih(somut olayımızda 16.11.1988 tarihi), değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri de gözetilmek suretiyle tespit edilecek bedelin TÜİK tarafından açıklanan Yİ-ÜFE Endeksi Tablosundaki değişim oranları esas alınmak suretiyle “KARAR TARİHİ” itibarıyla güncellenmesi sonucu ortaya çıkan bedelin hak sahibine ödenmesi gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan;

Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre Sayın çoğunluğun; eldeki davanın davacısı ...’a "kamulaştırma evrakının usulüne uygun tebliğ edilmediğine” ilişkin tespit ve görüşlerine katılmakla birlikte, davacı ...’a ödenecek olan tazminat(kamulaştırmasız el atma tazminatı) bedelini yukarıdaki paragrafta izah edildiği gibi hesaplamayıp, dava tarihi olan 14.09.2018 tarihi itibarıyla dava konusu taşınmazın birim metrekare fiyatını nazar-ı itibara alarak hesaplama yapan bilirkişi kurulunun 11.02.2019 havale tarihli raporunu esas alan ve böylelikle de davalı tarafın daha fazla tazminat bedeli ve vekalet ücreti ödemesine imkan veren, “Bozma” görüşüne katılmıyorum. 14.11.2023