Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3234 E. 2023/11883 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kat malikinin, kendisine ait iki bağımsız bölümü birleştirerek yaptığı değişikliklerin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na aykırılık teşkil edip etmediği ve eski hâle getirilmesi gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıya ait iki bağımsız bölümün birleştirilmesi ve yapılan değişikliklerin ana yapıya zarar verip vermediği, ana yapının statiğini etkileyip etkilemediği ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca izne tabi olup olmadığının her bir değişiklik için ayrı ayrı değerlendirilerek bilirkişi incelemesi yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2065 Esas, 2022/2865 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/710 Esas, 2020/167 Karar

Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hâle getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Taraf vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.11.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü yetki belgesine istinaden davalı vekili Avukat ... gelmiş, davacı vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının İstanbul ili, Kağıthane ilçesi, ... Mahallesi ... pafta, 6954 ada, 21 parsel sayılı taşınmazda 38 No.lu dairenin sahibi olduğunu, davalının da aynı taşınmazda 2 adet dairenin sahibi olduğunu, bu 2 daireyi imara ve projeye aykırı olarak birleştirdiğini, arka duvarları ve binanın kolanlarını kırarak binaya zarar verdiğini, Kanun'da ifade edildiği üzere kat maliklerinin ana taşınmazın mimari durumunu titizlikle korumakla yükümlü oldukları gibi kat maliklerinden birinin diğer tüm kat maliklerinin rızası olmadan imara ve projeye aykırı inşaat onarım ve tesis ile evde değişiklikler yapamayacağını, davaya konu olarak izinsiz inşa edilen 2 dairenin kanuna aykırı olarak birleştirilip kullanılması hususunda kanuna aykırılığın giderilmesi ve yerin projeye uygun hâle getirilmesi için işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını, yapılan bu işlerin binanın statiğini sağlamlığını etkilediğini, belirterek eski hâle getirilmesini, davalının haksız müdahalesinin men'îne ve davalı tarafın 2 daireyi birleştirerek yaptığı haksız müdahalenin menîne, bu konudaki yasal aykırılığın giderilmesine, davalının diğer projeye aykırılıklarının tespiti ile projeye uygun hâle getirilmesi için işlerinin davalı tarafından yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacının davalıya karşı anlamsız bir husumet içinde olduğunu, davacının davalı ve ailesine yönelik işlediği birçok suç nedeniyle dava açıldığını, dilekçesinde bu davaları sıralayarak açılan bu davanın hukuki yarar gözetilerek değil sadece davalıya zarar vermek amacıyla açıldığını, davacının aktif husumet hakkının bulunmadığını, sadece binada 38 No.lu dairenin sahibi olarak binada paydaş olduğunu, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, değişikliklerin dairenin satın alındığı tarihten önce yapılmış olduğunu, satın alındığı tarihten bu yana hiçbir değişiklik yapılmadığını, inşaatçı firma tarafından ...'a satılan dairenin kendileri tarafından alındığını, dairenin inşa edildiği şekilde durduğunu, sadece boya badana yapıldığını, sitede buna benzer 2 daire birleşimi olan birçok örnek olduğunu, belirterek öncelikle davanın dairenin önceki sahibi olan ...’a ihbarına, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıyla müvekkili arasındaki ceza davalarının mahkemece getirtilip incelenmediğini, davanın sadece husumete dayalı olarak açıldığını, hukukî temelinin olmadığını, dairelerin satın alındığı günkü hâliyle müvekkili tarafından kullanılmakta olduğunu, herhangi bir değişiklik yapılmadığını, sitede birleştirilerek kullanılan başka dairelerin de bulunduğunu, kök bilirkişi raporunda birleştirme sırasında taşıyıcı sisteme yani kolon ve kiriş sistemlerine dokunulmadığının tespit edildiğini, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin; "ortak alanlara müdahale etmemek kaydıyla dava konusu 24,37 ve 38 numaralı bağımsız bölümlerin ara duvarlarının kısmen veya tamamen yıkılmak suretiyle birleştirilmelerinde anayapının taşıyıcı sisteminde herhangi bir zarar meydana gelip gelmediği, statiğinin etkilenip etkilenmediği konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir." şeklinde içtihadı bulunduğunu, davacının kat maliki olup olmadığının da araştırılmadığını, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan imalatların ana gayrimenkulün mimari projesine aykırı olduğunun tespit edildiği böylece Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatların eski hâle getirilmesi ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun); "Ana gayrimenkulün bakımı, korunması ve zarardan sorumluluk" kenar başlıklı 19 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davalının maliki olduğu mesken nitelikli 4 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerin birleştirildiği ancak bu yapılırken ana taşınmazın taşıyıcı sistemine yani ortak olan kolon ve kirişlere dokunulmadığı tespit edilmiştir.

3. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kat maliki kendi bağımsız bölümünde ana yapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamaz. Tavan, taban veya duvar ile birbirine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantılı yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rızası ile ana yapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişiklik yapılabilir.

4. Yine ana taşınmaza ait yönetim planını 5 inci maddesinde kat maliklerinin kendi bağımsız bölümleri üzerinde 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun tanıdığı hak ve yetkilere sahip olduğu belirtilmiştir.

5. Mülkiyet hakkı kapsamında iki bağımsız bölümün birleştirilmesi Yargıtay içtihatlarına göre kabul edilmektedir. Bu kapsamda yapılacak değişiklik, ana yapının taşıyıcı sistemine ortak alanlara ve diğer bağımsız bölüm maliklerine zarar vermedikçe aynı nitelikteki iki bağımsız bölümün birleştirilmesi mümkündür.

6. Buna göre kat maliki, her ikiside kendisine ait olan iki bağımsız bölümün tavan, taban veya duvar ile birbirine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantı yerlerinde ana yapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişikliği diğer kat maliklerinin rızasını almaksızın yapabilme olanağına sahiptir. Bu sebeple; davalıya ait 4 ve 5 Nolu numaralı bağımsız bölümün birleştirilmesi ve içerisinde yapılan değişiklikler açısından ana yapıya zarar verip vermediği ve ana yapının statiğini etkileyip etkilemediği, davalının 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca yapmış olduğu değişikliklerin bu kapsamda izne tabii olup olmadığı her bir değişiklik için ayrı ayrı değerlendirilmek sureti ile bilirkişi tarafından tespit edilmeden yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.