"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1898 Esas, 2022/2802 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/204 Esas, 2021/119 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 107.090,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.
Birleştirilen dosya davacısı ... hakkında hükmedilen bedel Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; davacı ... yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idarenin asıl dosya davacısı ... yönünden kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası için gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde; dava konusu Antalya ili, ... ilçesi, Oba Mahallesi 112 ada 1 parsel sayılı taşınmaza trafo yapılmak suretiyle el atıldığını belirterek taşınmazın tamamının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı def'i, derdestlik, kesin hüküm, yargı yolu, görev, yetki, hukuki yarar itirazında bulunduklarını, el atma tarihinin 09.10.1956 ila 04.11.1983 tarihleri arasında olup olmadığının tespiti gerektiğini, bu hususun uzlaşma dava şartı, taşınmazın el atma tarihindeki niteliklerine göre değer tespiti, harç ve vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi bakımından önem arz ettiğini, 28.05.2013 tarihi itibarıyla gerçekleştirilecek el atmalarda sorumluluğun ... Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye ait olduğunu, işletme hakkı devir sözleşmesi hükümleri gereğince el atmanın 24.07.2006 tarihinden sonra olması halinde kamulaştırma bedellerinin ilgili dağıtım şirketi tarafından ödeneceğini, dava konusu taşınmaza müdahale bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, talep edilen tazminatın da fahiş olduğunu belirterek davanın usul ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, el atma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine taşınmazın tapu kaydının davacıların hissesi oranında İptaline, iptal edilen tapu kaydının davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle;hükme esas alınan 25.05.2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu (emsal olarak kabul edilen taşınmaz-hükmedilen tazminat miktarı) ile ilgili itirazlarının incelenmediğini, emsal ve değeri tespit edilen taşınmaz arasındaki tüm eksik ve üstün yönlerin karşılaştırması yapılmayan bilirkişi raporlarının hükme esas alınmayacağını, bilirkişi kurulu raporunun hüküm kurmaya yeterli olmadığını, emsal alınan taşınmaz satışının ... ve Yardımlaşma Vakfı ile ... arasında gerçekleştirildiğini, özel amacı olmayan satış niteliğini haiz olmadığını, dava konusu taşınmaz hakkında kamuya terk-yola terk düzenleme ortaklık payı kesintisi-kamu ortaklık payı kesintisi yapılıp yapılmadığı tespitine ilişkin talebin incelenmediğini, bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazda düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığı belirtilmesine rağmen dava konusu taşınmazın tamamında davacıların hissesinin iptal edilerek kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, taşınmazda fiilen el atılan bölüm dışında (trafonun fiilen kapladığı alanın dışında) dava konusu taşınmazın tamamının kamulaştırılması gerektiği gerekçesiyle geriye kalan (fiilen el atılmayan) bölümler için de dava konusu taşınmazın tamamındaki davacı tarafın payına isabet eden tazminat bedelinin hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, gerekçeli karar sonucunda tapuda tescil işlemlerinin ikmalinin mümkün olmadığını, kararın tescil işlemlerine elverişli bulunmadığını, taşınmaz üzerindeki trafo alanının dava konusu taşınmazdan ifraz edilmeden hüküm kurulması ve ifrazı için süre verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, kısmi dava olarak açılan davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilerek dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilemeyeceğini, dava açılış değerine dava tarihinden; davacı tarafın ıslah dilekçesi ile artırılan değer için ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek ve resen dikkate alınacak nedenlerle de kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza trafo yeri yapılmak suretiyle kamulaştırma olmaksızın fiilen el atıldığı, arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin doğru olduğu, ... Belediye Başkanlığı Plan ve Proje Müdürlüğünün 13.07.2020 tarihli yazısına göre dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içerisinde imar parseli niteliğinde olduğu, yazı ekinde gönderilen imar planı örneği ve mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ve bilirkişi raporlarına göre taşınmazın tamamının imar planında trafo alanında kaldığı rapora ekli fotoğraflar incelendiğinde taşınmaz üzerinde fiilen trafo binasının bulunduğu, bilirkişi raporunda belirtilen hava fotoğraflarına göre taşınmaz üzerindeki trafonun 1986 yılında mevcut olmadığı ancak 2004 yılı uydu fotoğraflarında trafonun var olduğu anlaşıldığından husumetin davalı idareye yöneltilmesinde usulsüzlük bulunmadığı, taşınmazın imar planında trafo alanı olarak planlı olması ve proje bütünlüğü dikkate alındığında taşınmazdaki davacılar hisselerinin tamamı yönünden tazminata hükmedilmesi ve tescil hükmü kurulmuş olmasında da bir isabetsizlik bulunmadığı, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda kıyaslamaya esas alınan emsalin, emsal olma özelliğine sahip olduğu, emsal taşınmaz satışının 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamış kadastro parseline ilişkin olduğu emsal satışın dava öncesinde ve tapuda yapıldığı, dava konusu taşınmazla, emsal taşınmazın özelliklerinin kıyaslanması sonucunda emsalin dava konusu taşınmazdan 1,50 kat daha değerli olduğu kabul edilerek taşınmazın m² birim fiyatının asıl dava tarihi olan 18.06.2020 tarihi itibarıyla 2.535,38 TL/m², birleştirilen davanın dava tarihi olan 16.02.2021 tarihi itibarıyla 3.084,63 TL/m² bulunarak, davacıların hissesi nispetinde kamulaştırmasız el atma tazminatının hesaplandığı, bulunan m² değerinin ve tazminat miktarının taşınmazın bulunduğu konum itibarı ile uyumlu olduğu, davanın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemi olması nedeniyle yüksek mahkemenin konu hakkındaki yerleşik içtihatları da gözetilerek, değerlendirme dava tarihine göre yapıldığından hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesinde de isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmemiş ve istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde taşınmazdaki davacılar payının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Bölge Adliye Mahkemesince 7421 sayılı Kanun ile eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası gereğince maktu harca hükmedilmiş ise de 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası gereği "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında, nispi olarak alınması gerektiğinden kararın bozulması gerekir
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı idarenin Davacı ... 'e ilişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı idare Vekilinin asıl Dava Davacısı ...'na İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle resen gözetilen nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2 numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine "Karar tarihi itibariyle alınması gereken 13.298,12 TL harçtan peşin alınan 3324,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 9974,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11 .2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.