Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3301 E. 2023/10143 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca arsa niteliğindeki taşınmaza emsal değer üzerinden değer biçilmesinde isabetsizlik görülmemesi, ancak 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar için açılan davalarda harçların nispi olarak alınması gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1435 Esas, 2022/3005 Karar

KARAR : Esastan ret/ Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/185 Esas, 2021/97 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin dava yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ... Belediye Başkanlığı yönünden kabulüne, Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden ise husumet nedeniyle reddine, kaldırma kararından sonra birleştirilen davanın ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleştirilen davaların ... Belediye Başkanlığı yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, Sütçüler Mahallesi 26793 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacı müvekkilinin hissedar olduğunu, söz konusu taşınmaz için geçerli bir kamulaştırma uygulaması yapılmaksızın, kamulaştırma bedeli ödenmeksizin davalı belediyeler tarafından fiilen el atıldığını ileri sürerek taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup usül ve esas yönünden reddi gerektiğini, dava konusu parselin bulunduğu alanda 03/12/1996 tarih ve 136 sayılı ... Belediyesi Meclisi kararı ile 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı yapıldığını, dava konusu parselin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında oyun alanı olarak planlandığını, davacı tarafından dava konusu parselin de bulunduğu alanda imar planı değişikliği talep edilmediğini, dava konusu parselin de bulunduğu alanda ... Belediyesi encümeninin 23.11.2000 tarihli ve 1073 sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci madde uygulaması (parselasyon planı) yapıldığını, söz konusu parselin ortak katılım ile oluşmuş alan olduğunu, davacı tarafın kendilerine herhangi bir uzlaşma talebinde bulunmadığını, bu nedenlerle davanın usulden reddine karar verilmesini, dava konusu yerde kamulaştırma yetkisinin Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, müvekkili Belediye yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı Anyalya Büyükşehir Belediyesi vekili cevap dilekçesinde; davacının davasının idari yargıda açılması gereken dava olup öncelikle davanın görev yönünden reddine karar verilmesini ayrıca davaya konu yerin ... Belediyesi sınırları içerisinde kalan bir yer olması sebebiyle de belediyeleri yönünden husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, söz konusu taşınmazda belediyelerinin herhangi bir çalışma yapmadığını ve belediye yetki ve sorumluluk alanı içerisinde bulunmadığını, ayrıca davanın süresinde açılmaması sebebiyle davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... Belediye Başkanlığı'nın 06.09.2018 tarihli ve 23131 sayılı yazısı gereğince söz konusu taşınmaza yapılan asfalt yolun bizzat kendileri tarafından hastane açılışı nedeni ile görüntü kirliliğini ve hastane etrafını temizlemek amacı ile yapıldığı belirtilmiş olmakla söz konusu el atma eyleminin ... Büyükşehir Belediyesinin sorumluluk alanında olmadığı anlaşıldığından ... Büyükşehir Belediyesi yönünden açılan davanın husumet nedeniyle reddine, arsa niteliğinde olduğundan emsal karşılaştırması yapılarak belirlenen bedelinin ... Belediye Başkanlığından tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Asıl ve birleştirilen davalar da davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza davalı idarece kamulaştırmasız fiilen el atıldığını, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yersiz olduğunu, birleştirilen dosya yönünden de asıl dava tarihi itibariyle yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde müvekkili idarece herhangi bir fiili el atmanın bulunmadığını, sorumluluğun Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu, bu nedenle müvekkili kurum yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığını, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, emsal alınan taşınmazın hatalı olduğunu, kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atma davalarında tescile ilişkin hükmün kesin olması gerekirken mahkemece tescile ilişkin hükmün kesin olarak verilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi doğru olduğundan ve İlçe Belediyesinin sorumlu olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davacı yönünden yapılan incelemede ise birleştirilen dosya, asıl davanın devamı niteliğinde ek dava olup, değerlendirme asıl dava tarihine göre yapıldığından, asıl dava tarihi itibari ile faize hükmedilmesi gerekirken birleştirilen dava tarihi itibari ile faize hükmedilmesinin yerinde olmadığı, davacı vekilinin bu husustaki istinaf istemlerinde haklı olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsiline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Eldeki davada taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmıştır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 ncı ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.

Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin olduğundan alınması gereken harç yönünden yapılan inceleme neticesinde, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2021/1435 Esas, 2022/3005 Karar sayılı ilamının hüküm fıkrasının, Ana dava dosyası başlıklı bölümünün 3 üncü ve 4 üncü bentlerinin hükümden çıkartılmasına, yerine'' Dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 35.215,51 TL harçtan, daha önceden ödenen toplam 8.835,88TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 26.379,63 TL harcın davalı ... Belediyesinden alınarak Hazineye irad kaydına, davacı tarafından yapılan; 31,40 TL başvuru harcı, 170,78 TL peşin/nisbi harcı, 8.665,10TL tamamlama harcı, keşif, bilirkişi, tebligat ve posta masrafları 3.746,90 TL olmak üzere toplam 12.614,18‬ TL'nin davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine’ cümlesinin, yine hüküm fıkrasının ''Birleşen 2020/36 Esas sayılı dava Dosyası Yönünden'' başlıklı bölümünün 2 nci fıkrasının hükümden çıkartılmasına, yerine '' Dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 4.170,39 TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.042,60 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 3.127,79 TL harcın davalı ... Belediyesinden alınarak Hazineye irad kaydına, Davacı tarafından yapılan; 54,40 TL Başvuru Harcı, 1.042,60 TL Peşin/nisbi harcı, olmak üzere toplam 1.097,00 TL'nin davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine,'' cümlesinin yazılması suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.