Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3381 E. 2023/10656 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, Yargıtay’ın bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada hükmedilen kamulaştırma bedelinin miktarına ve faizine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın bozma kararında belirtilen hususlara uygun olarak yapılan keşif ve belirlenen bedelin hukuka uygun olduğu, faize ilişkin temyiz itirazlarının ise bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönler kapsamında olduğundan incelenemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/5 Esas, 2022/120 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 30 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın ... adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Kırklareli ili, Lüleburgaz ilçesi, ... Mahallesi, 217 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın ... adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz hakkında davacı kurum tarafından kamulaştırma kararı alındığını, kurum tarafından önerilen kamulaştırma bedelinin oldukça düşük olduğunu, kamulaştırma bedelinin rayiç değerlere uygun bilimsel ölçütlerle heşsaplama yapılmasının gerektiğini, idareye ait taşınmazın 51,46 m²'lik kısmının kamulaştırılması talebini kabul ettiklerini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli, 2016/479 Esas, 2018/558 sayılı kararı ile davanın kabulüne ve 89.361,40TL kamulaştırma bedelinin tespiti ile kıymet takdir raporunda tespit edilen bedelin derhal ödenmesine, fark bedel olan 34.041,40TL'nin 3'er aylık vadeli hesap mevduatında nemalandırılarak karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmesine ve fen bilirkişi raporunda gösterilen 151,46m²'lik kısmının davalı adına olan kaydının iptali ve ifrazı ile Trafo alanı olarak ... adına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.02.2020 tarihli ve 2018/2677 Esas, 2020/206 Karar sayılı kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık bulunmadığı, taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arsa niteliğindeki ... Mahallesi 217 ada 1 parsel sayılı taşınmaz sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanunu'nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunlu olduğu ve bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiği hâlde hükme esas alınan raporda emsal taşınmazların değerlerinin ortalamasına göre bedel belirlenmesi doğru olmadığından yeniden keşif yapılarak taşınmazın bedelinin belirlenmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtay'ın bozma kararı öncesinde verilen kararda tespit edilen kamulaştırma bedeli ile bozma kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda verilen işbu kararda tespit edilen kamulaştırma bedelleri aynı olup, 89.361,40TL olduğunu, dolayısıyla bozma öncesi ve sonrası tespit edilen kamulaştırma bedeli aynı olduğundan tespit edilen kamulaştırma bedelinin tamamına yani 89.361.40TL'ye dava tarihinin 4.ayının bitiminin ilk günü olan 15.10.2016 tarihinden bozma ilamı öncesi ilk karar tarihi olan 31.05.2018 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen karar kanuna açıkça aykırı olduğunu, emsal olarak bildirilen taşınmazlar dava konusu taşınmazın bedeli tespit edilirken dikkate alınmadığını, bozma öncesi bilirkişi raporunun aynı şekilde alındığını, Yerel Mahkemenin dosyada verdiği önceki kararı Yargıtay 5. Hukuk Dairesi tarafından "Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, emsal taşınmazların belirlenen değerlerinin ortalamasına göre bedel belirlenmesi doğru olmadığı" gerekçesiyle bozduğu için bu kez iki değil tek taşınmazı resen emsal olarak göstermiş, yine dava konusu taşınmazın bedelini Yargıtay bozma kararı öncesinde tespit edilen bedele uyarlamak için önce emsal taşınmazın değerini bir önceki rapora göre düşük göstermiş ancak dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 2 kat değil 3,33 kat daha değerli olduğunu belirterek de dava konusu taşınmazın bedelini Yargıtay bozma kararından önceki değere ulaştırdığını, resen alınan 3 nolu emsalin tapu kaydında sebze bahçesi niteliğinde olduğunu, hiçbir gerekçe gösterilmeden emsal listesine dahi alınmayan Kırklareli ili, Lüleburgaz ilçesi, ... Mahallesinde yer alan 218 ada 11 parsel sayılı emsal taşınmazın ise dava konusu taşınmaza 10 metre mesafede ve dava konusu taşınmazla aynı özelliklere sahip olduğunu, işbu emsal sayılı taşınmaz 532 m² alanlı olup 29.12.1997 yılında 1.500 TL'ye satıldığını, emsal taşınmazın dava tarihindeki m² değerinin 83,58 TL olduğunu, dava konusu taşınmaza 10 metre uzaklıktaki taşınmazın m² değeri 83,58TL iken dava konusu taşınmazın değerinin 590,00 TL olarak belirtilmesinin doğru olmadığını belirterek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; idaremizin zarara uğramasının önüne geçilmesi için idareye henüz ödenmeyen kamulaştırma bedeline ödeme tarihine kadar faiz işletilmesine hükmedilmesi gerekirken, karar tarihine kadar faize hükmedilmesi hak kaybına yol açtığını. bu durum karşısında davacı tarafın ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğine ilişkin temyiz nedeni hukuka ve hakkaniyete uygun bulunmadığını belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.