Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3386 E. 2023/10647 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, mahkemece belirlenen bedelin yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen, dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğu ve emsal taşınmaz için farklı oranlarda düzenleme ortaklık payı uygulandığı, ayrıca taşınmaza DSİ tarafından daha önce belirlenen ve Yargıtayca onanan değerin dikkate alınmadığı gerekçesiyle bozma kararına uyulmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/418 Esas, 2022/371 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü 32 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından müvekkiline teklif edilen bedelin müvekkillerinin maliki olduğu taşınmazın gerçek değerinden çok düşük olduğunu, Kıymet Takdiri Komisyonu tarafından tespit edilen bedelin gerçek değerini yansıtmadığını, davaya konu taşınmazın şehrin hızla gelişmekte olan bir yerinde olup belediyenin tüm hizmetlerinden yararlandığını, taşınmazın bulunduğu muhitin gerek konut alanı olarak gerekse iş yeri alanı olarak çok rağbet gören bir yer olduğunu, müvekkillerinin mülkiyetindeyken cüz-i ve ürünleri bugünkü rayiç değeri göz önüne alınarak taşınmazın m²sinin en az 250,00 TL olarak kabul edilerek bedelin hesaplanmasını ve taşınmaza el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı idareden tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı idareye yükletilmesine karar verilmesini vekâleten taleple beyan etmiştir.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemenin 23.06.2014 tarihli ve 2013/582 Esas, 2014/323 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin 354.016,54 TL tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 23.06.2014 tarihli ve 2013/582 Esas, 2014/323 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 24.09.2018 tarihli ve 2017/3741 Esas, 2018/15146 Karar sayılı kararı ile dosyadaki bilgi ve belgelere alınan rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığını ve dava konusu Ansızca köyü 32 parsel sayılı taşınmazın DSİ tarafından kamulaştırılmasına ilişkin Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/172 Esas, 2014/613 Karar sayılı dava dosyasında arsa olarak kabul edildiği ve taşınmazla ilgili İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesinin 12.11.2013 tarihli yazı cevabındaki özellikleri dikkate alındığında, dava konusu taşınmaz arsa vasfında olduğu anlaşılmış olup, taşınmazın bu niteliği gözetilerek kamulaştırma değerinin emsal karşılaştırması suretiyle tespiti gerektiği, taşınmazın kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan arta kalan bölümünde herhangi bir değer kaybı olmayacağı gözetilmeden, kalan alanın bir kısmı için değer azalışı hesaplayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi ve dava konusu taşınmaz üzerindeki kuyunun kamulaştırılan alanda mı yoksa arta kalan alanda mı kaldığıyla ilgili herhangi bir araştırma yapılmaksızın bedele hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 31.03.2021 tarihli ve 2018/508 Esas, 2021/119 Karar sayılı kararı ile bozma ilamı sonrasında belirlenen ek kamulaştırma bedelinin sonuçları ihtar edilerek verilen kesin süreye rağmen yatırılmadığından davanın reddine ve tapuda işlem yapılmış olması durumunda yeniden terkin işleminin iptali ile tapu kaydının dava tarihi olan 01.08.2013 tarihi öncesindeki eski haline getirilerek önceki maliki olan davalı adına terkinine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 31.03.2021 tarihli ve 2018/508 Esas, 2021/119Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.04.2022 tarihli ve 2021/12486 Esas, 2022/6246 Karar sayılı kararı ile Mahkemece, bilirkişilerce tespit edilen kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için davacı idareye ikinci kez verilen kesin süreye rağmen bloke edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de davacı idare vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu dekont örneğine göre 13.12.2021 tarihinde fark kamulaştırma bedelinin Ziraat Bankası Kemalpaşa Şubesi'ne depo edildiği anlaşıldığından, taraf vekillerinin bu hususta beyanları alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 28.09.2022 tarihli ve 2022/418 Esas, 2022/371 Karar sayılı Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa sayılabilmesi için belediye imar planında olması, olmadığı takdirde belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde olması, etrafının meskun olması ve belediye hizmetlerinden yararlanıyor olması gerektiğini, taşınmazdan %40 düzenleme ortaklık payı kesilmesi gerektiğini, üretim giderlerinin masrafın 1/3'ünden fazla olamayacağı kanaatiyle değerlendirme yapılmış olup, bu durumun kabul edilebilir olmadığını, hükmedilen bedelin fazla olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında değerlendirilmesine rağmen testip edilen değerinin gerçek değerinin altında olduğunu, taşınmazın Gebze - Orhangazi - İzmir otoyolu ulaşımını sağlayan yol üzerinde kaldığını, İzmir limanına gidecek ve gelecek araçların geçtiği mevkide bulunduğunu, yakın mesafesinde Türkiye ve Dünya çapında ihracat kapasiteleri yüksek büyük sanayi fabrikaları bulunduğunu, bilirkişilerce belirlenen kriterlere göre yapılan kıyaslamada her iki taşınmazın sahip olduğu özelliklerin oldukça benzer halde bulundukları hatta ve hatta dava konusu taşınmazın daha değerli olduğu açıkça ortada olmasına rağmen kıyaslama oranı %90 olarak belirlendiğini, söz konusu kamulaştırma davaları kapsamında bilirkişiler tarafından sürekli aynı taşınmazın emsal olarak kullanıldığı, ne dava tarihi ve taşınmaz özelliklerinin ne de dosyaya tarafımızca sunulmuş olan emsallarin dikkate alınmadığını, işbu dava konusu arazinin çıplak değeri hesaplanırken yıllık net getirisi fazla olan domates ve silajlık mısır gibi ürünlerin kullanılması nedeniyle yüksek bir değer ortaya çıktığını, bu nedenle Yargıtay ilamına uygun hesaplama yapılmış olmasına rağmen kiraz ağaçlarının bedelinin gerçek değerinin çok altında kaldığını ve 10.01.2020 tarihli bilirkişi raporunda giderin, brüt üretim gelirinin 1/3’ünden az olamayacağı ifade edildiğini ve gider değerleri bu doğrultuda hesaplandığını, arta kalan alanın geometrik şeklinin bozulması dolayısıyla kullanımının engellenmesi sonucunda düşüş oranının en az %50 olması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir..

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Mahukemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece bozma ilâmına uyulmuşsa da, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Dava konusu Ansızca Köyü 32 parsel sayılı taşınmazın DSİ tarafından kamulaştırılmasına ilişkin Kemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2014 tarihli ve 2014/172 Esas, 2014/163 Karar sayılı dava dosyasında taşınmazın arsa olarak kabul edildiği ve emsal olarak Ulucak Mahallesi 467 ada 16 parsel sayılı taşınmaz alınarak % 26,78 oranında düzenleme ortaklık payı düşüldüğü, eldeki dosyada ise aynı emsal alınarak %16,49 oranında düzenleme ortaklık payı kesildiği gözetildiğinde raporlar arasında çelişki olduğundan, alınan rapor inandırıcı görülmemiştir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan düzenleme ortaklık payı oranı ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden sorularak dava konusu taşınmaza DSİ tarafından yapılan kamulaştırma kapsamında 17.02.2014 değerlendirme tarihi itibarıyla 131,80 TL/m² değer biçildiği ve bu bedelin Dairemizin 20.01.2020 tarihli, 2019/9603 Esas, 2020/765 Karar sayılı kararıyla denetimden geçerek onandığından gözününe alınarak değer biçilmesi için ek rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.