"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3543 Esas, 2022/4305 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Seferihisar Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/560 Esas, 2021/741 Karar
Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... Mevkii, 639 ada 6 parselde kayıtlı taşınmazda 1/2 oranla müşterek mülkiyet hükümlerine göre malik olduklarını, müvekkilinin tarafların paylı malik olduğu taşınmazdaki ortak yerlerde ortak mülkiyet hükümlerine göre mülkiyet ve kullanma hakkı bulunduğunu, davalının ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uymak, özellikle rahatsızlık vermemek ve müvekkilinin haklarını kullanırken çiğnememekle yükümlü olduğunu, davalının ana gayrimenkulün ortak yerlerinde tek başına herhangi bir değişiklik yapma hakkına da sahip olmadığını, ancak davalının ortak yerden sayılan, ikiz villayı çevreleyen bahçe ve diğer ortak alanlarda depo ile duş inşaa edildiğini, duşun etrafını bitki örtüsü ile kapattığını, yan tarafın çit ile kapatıldığını, tel çit üzerine sabit olmayan perde yapılarak tüm görüntünün kapatıldığını, her iki yan tarafın da toprak ile doldurularak bir nevi istinat duvarı oluşturulduğunu, bu durumun fiili sınır haline getirildiğini, bahçe duvarı üzerine kasıtlı olarak dikenlik yapıldığını, müvekkilinin güneşi, hava akışı ve görüşünün kapatıldığını, tel örgü yanındaki toprak zemin üzerinin seramik ile kaplandığını, davalının kendisine ait bulunan balkon yanındaki pis su borusunu emaneten onanarak o şekilde bıraktığını, müvekkilinin bulunduğu taraftaki balkon yanına kasıtlı olarak ağaç dikilerek görüntünün tamamen kapatıldığını, yine ağaç altına alanı kapatmak amacıyla çalılık ekildiğini, davalının arka taraf duvar dibine ve üstüne sınır koymak maksadıyla bir kısım bitkiler ektiğini, ortak alanı kapatarak ve geçişi engelleyecek şekilde filii sınır oluşturduğunu, tarafların müştereken malik oldukları Sığacık Mahallesi, 639 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davalının ortak yerlere yaptığı haksız ve komşuluk hukukuna aykırı tüm müdahalesinin men'i ile kal'ine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle;müvekkilinin dava konusu evin üçüncü maliki olduğunu, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların hiçbirinin müvekkili tarafından yapılmadığını, tarafların ikiz villanın malikleri olduğunu, iddia edildiği şekilde müvekkilinin hiçbir şekilde müdahalesinin olmadığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, iddia edilenlerin gayrimenkulün doğal yapısından kaynaklandığını veya davacının eski maliklerinin imalatlarından meydana geldiğini, müvekkilinin evi satın aldığında mevcut fiili bir kullanımın bulunduğunu, davacının mevcut durumu görerek satın aldığını, davacının evvelce müvekkilinin evinin eski malikine karşı dava açtığını, müvekkilinin bu davada taraf olmadığını, bu davada verilen kararların müvekkili bağlamadığını, yapılan müdahalelelerin eski malik tarafından giderildiğini, müvekkilinin gayrimenkülü satın almadan önce iyi komşuluk ilişkisi tesis etmek için davacı ile irtibata geçtiğini ve herhangi bir talebi olup olmadığını sorduğunu, davacının sadece bahçede bulunan zeytin ağacını kesmesini istediğini ve müvekkilinin de kabul etmesi üzerine ağacın kesildiğini, varlığı iddia edilen ağacın bu ağaç olduğunu, kesilen ağacın kendiliğinden sürgün vererek yeşillendiğini ve manzara kapatmadığını, bahçede bulunan çalılıklarla ilgili müvekkilin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının evinin deniz tarafına baktığını, davacının evinin müvekkilinin evinin bulunduğu tarafta hiçbir manzara, hava akımı bulunmadığını, iki ev arasında kot farkı ve bu kot farkı nedeniyle davacı tarafın önceki maliki tarafından yapılmış duvar bulunduğunu, bu duvar üzerindeki çitin sabit yapı olmayıp çok gözenekli olduğunu, hava geçirmez olmadığını, sadece küçük çocukların özellikle müvekkilin hamile olan kızının düşmesini engellemek için güvenlik amaçlı olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinat duvarının kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, projede yer almadığını, Jeoloji Mühendisi bilirkişi, bölgenin heyelan bölgesi olması sebebiyle ve coğrafi durum itibarıyla istinat duvarının bulunması gerektiği görüşünü dile getirdiğini, taşınmazın bulunduğu alanın bir kısmının heyelan bölgesi ilan edildiğini, heyelan bölgesinde bulunan 13 adet taşınmazın bu sebeple yıkıldığını ve arsa paylarının site kat maliklerinin arsa paylarına eklendiğini, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın riskli heyelan alanı olarak ilan edilen bölümde olmadığını, projede yer almayan istinat duvarının da diğer tüm davalı yapıları gibi kal'i ve eski hale getirilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkemece verilen kararın kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın tarafı olmadığını, kararın bağlayıcılığı bulunmadığını, davacının iddia ettiği müdahalelerin eski malik tarafından giderildiğini, dava konusu evin 3. Maliki olduğunu, taşınmaz için taraflar arasında uzun yıllardır yerleşmiş fiili kullanım olduğunu, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, tanıklarının dinlenilmediğini, bilirkişi ek raporlarına karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, eski hale geri getirilmesine karar verilenlerin hiçbirinin kendisi tarafından yapılmadığını, zeytin ağacının görüşü engellemediğini, bodur durumda olduğunu, deprem toprak kayma riski olduğunu, ağaçlandırmanın önerildiğini, kesilmesinin tehlikeli olacağını, mahkemece verilen kararın kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan imalatların ana gayrimenkulün mimari projesine aykırı olduğunun tespit edildiği böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğu, istinaf taleplerinin incelenmediğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların kat maliki oldukları ana gayrımenkulde mimari projeye aykırı imalatların eski hale getirilmesi ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ana gayrımenkulde mimari projeye aykırı imalatlar dolayısı ile ortak alana müdahalede bulunulduğu, yapılan müdahaleye ilişkin herhangi bir tadilat projesi yahut kat maliklerinin muvafakat verdiğine ilişkin belgenin dosyaya sunulamadığı anlaşılmaktadır.
3. 634 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi uyarınca her kat maliki ana gayrımenkulün mimari durum ve güzelliğini korumaya mecbur olup, dosya kapsamı ile aksinin ispatlanamadığı ve yapılan müdahalenin ortak alanlardaki kat maliklerinin mülkiyet hakkı aleyhine olduğu gözetildiğinde davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.