"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3019 Esas, 2022/3888 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aliağa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/739 Esas, 2021/234 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... ada 14 parsel sayılı taşınmazın 7.464,32 m²lik kısmı ile 302 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tamamının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini, yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelden, acele kamulaştırma bedelinin mahsup edilmesi suretiyle bankaya depo edilen fark bedele 27.04.2019 tarihinden karar tarihi olan 22.03.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilerek davalıya derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı idare adına tesciline ve yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu, hesaplamanın hatalı yapıldığını, objektif değer artışının uygulanamayacağını, davaya konu 302 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kısmi kamulaştırılması nedeniyle arta kalan kısmın değer kaybına uğradığından söz edilemeyeceğini, nitekim arta kalan kısmın yüzölçümü, geometrik şekli dikkate alındığında tarım yapmaya uygun olduğunu, yine kamulaştırılan taşınmaz üzerindeki yapıların değerinin de yüksek hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu 302 ada 14 parselde kurutmalık üzüm yetiştirdiği halde hesaplamanın hatalı olarak yaş üzüm üzerinden yapıldığını, kamulaştırılan taşınmazların konumu, gerek ticari merkezlere gerekse turistik merkezlere yakın olması nedeniyle objektif değer artışının daha yüksek oranda uygulanması gerektiğini, tespit edilen kamulaştırma bedelinin oldukça düşük olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporu ile sulu tarım arazisi niteliğindeki davaya konu taşınmazlara % 4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanması suretiyle gelir metodu esas alınarak resmi verilere göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, tarla olan taşınmaz için 2018 yılı Aliağa İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 1. yıl: buğday-s.mısır, 2. yıl: dane mısır ve 3. yıl pamuk ürünlerine ilişkin maliyet cetveli, bağ olan taşınmaz için ise İzmir İli ve Aliağa İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü bünyesinde üzüm ürününe ilişkin maliyet hesaplaması yapılmadığından, yakın konumdaki Manisa İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 2018 yılına ait sofralık yaş üzüm maliyet tablosu kullanılarak hesaplama yapılmasının doğru olduğu, ancak taşınmazların niteliği ve konumu itibarıyla % 150 oranında objektif değer artışı uygulanması gerekirken, % 40 oranında objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğu, yine arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir yöntemine göre değer tespitinde, münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi; brüt gelirinin 1/3 oranından da az olmaması gerektiğinin dikkate alınması gerektiği, hesaplama yapılırken bu hususun gözetilmediği, taşınmazın üzerinde bulunan yapılara (demir, ahşap bina, sundurma, beton, yığma kagir yapı, demir konstrüksiyon çardak, tel çit) değerlendirme tarihi olan 2018 yılı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yapılara ilişkin resmi birim fiyatları esas alınıp, yapı maliyet hesapları ile yıpranma payı da gözetilerek değer biçilmesinin yerinde olduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile işbu bedelden, acele kamulaştırma bedelinin mahsup edilmesi suretiyle fark bedelin, daha önce İlk Derece Mahkemesi kararı uyarınca depo ettirilen kısmına 27.04.2019 tarihinden İlk Derece Mahkemesi karar tarihi olan 22.03.2021 tarihine kadar; Dairece depo ettirilen kısmına ise 27.04.2019 tarihinden Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar faiz işletilerek davalıya derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu,% 150 oranında uygulanan objektif değer artışının hatalı olduğunu, davaya konu 302 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kısmi kamulaştırılması nedeniyle arta kalan kısmın değer kaybına uğradığından söz edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin oldukça düşük olduğunun, taşınmazın konumunun gerek ticari merkezlere gerekse turistik merkezlere yakın olması nedeniyle daha yüksek oranda objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, davacının zarara uğradığını, zararın temerrüt faiziyle giderilemeyeceğini, davaya konu taşınmazların arsa vasfını taşıyıp taşımadığının araştırılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değerinin tespit edilmesinde, üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde ve tespit edilen toplam bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Dava konusu taşınmazların hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı yerindedir.
4. Dava konusu 302 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmının yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumu dikkate alındığında uygulanan değer azalışı oranının uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
5. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, istinaf aşamasında ileri sürülmeyen itirazların temyiz sebebi yapılamayacak olmasına göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.