Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3447 E. 2023/8702 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, müvekkillerinin dedesine iskan yoluyla tahsis edilen taşınmazların tapu kayıtlarının güncel kayıtlara taşınmaması nedeniyle uğradıkları zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminini talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların murisine iskan yoluyla tahsis edildiği iddia edilen bazı taşınmazların satıldığı veya tapulama yoluyla başkalarının adına tescil edildiği, diğer taşınmazlar için ise mülkiyet hakkını ispatlayacak belge sunulamadığı ve Hazine'nin sorumluluğunu gerektirecek bir kayıt hatası tespit edilemediği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3521 Esas, 2023/204 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/254 Esas, 2022/157 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dedesi ...'ın mübadele ile Yunanistan’dan Türkiye‘ye geldiğini ve oradaki arazileri ve malvarlıkları Türkiye’de Kömürcü Niko namı ile bilinen şahsın malvarlıkları ile değiştirildiğini, murisin o tarihlerde verilen yerlerin metruk ve şehir dışında olması sebebi ile ev kuramadığını ve arazilerini zeytin için uzun yıllar işlettiğini, bir adet ev yaptığını ve orada oturduğunu, daha sonra İstanbul’a geldiğini ve arazilerinin tapu kayıtlarını güncellediğini, tapuların Osmanlıcadan Türkçeye çevrilerek aktarılmasını sağladığını, sonrasında tapu arşivinde araştırma yapıldığını ve taşınmazlardan birisinin satıldığını diğer taşınmazlardan bir kısmının Homeros bulvarı üzerinde kaldığını ve kamulaştırıldığının öğrenildiğini ama tapu kayıtları 1967’den sonraya güncellenmediğini ve kayıtların yok olduğunu, 1930-1935 yılları arası iskan defterlerinde İzmir Tapu arşivinde belgeler mevcut olduğunu, Devlet Arşivlerinden alınan belgeler üzerinden ilerlediklerinde tapu kayıtlarının bu defterden sonra kesildiğinin görüldüğünü, defterin üzerinde yazılı değişik parsel numaralarından birinin Homeros bulvarını işaret etmekle beraber kayıtların karşılığının bulunamadığını, bu kayıtların ziyaı sebebiyle müvekkillerinin haklarının kaybolduğunu belirterek, belirlenecek tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazları bulunduğunu, dava konusu taşınmazın neresi olduğunun dava dilekçesinden anlaşılmadığını, bu nedenle dava konusu taşınmaz belirlendiğinde yeniden cevap haklarını saklı tuttuklarını, idare kayıtlarında yapılan araştırma neticesinde tensip tutanağında belirtilen Altındağ Mahalllesi 369 parsel numaralı taşınmazın Hazine ile ilgilisi bulunmadığını, diğer taşınmazlar için ise yeterli bilgi olmadığından herhangi bir araştırma yapılamadığını, devletin tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğundan söz edilebilmesi için ise tapu sicilinin tutulmasında sicil muhafızı ya da memurunun hukuka aykırı bir işleminin ve bununla zararlı sonuç arasında nedensellik bağının varlığı gerektiğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek, öncelikle davanın husumet yönünden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekcesinde özetle; davacıların murisi ... oğlu ...'ye tahsis edilen iskan kayıt örneğinde 5 farklı kayıt olduğunu, mahkemece yeterli araştırma yapılmadan davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile eldeki davanın davacılar murisine iskanen tahsis edilen taşınmazların tapu kayıtlarının güncel tapu kayıtlarına taşınmaması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin olduğu, sunulan iskan kayıt defterinde bulunan 2 nci sıradaki Kocasu Mevkii, Harap bağ, 4 dönüm, 2 evlek, 3 yemiş ağacı ile Kocasu Mevkii, 3. üncü sıradaki Derece bağ, 4 dönüm, 2 evlek nitelikteki kaydın taşınmaz sınırlarında birebir aynı kişilerin okunduğu görüldüğünden ve kaydın sonradan kurşun kalemle çizildiği ve Osmanlıca olarak "eskiden bağı terk etmiştir" ibaresinin yazılı olduğu anlaşıldığından mükerrer kayıt kanaatine varıldığı ve dosya içindeki 25.05.1967 tarihli tapu senedine göre, 4 dönüm 2 evlek harap bağ ve 3 yemiş ağacından ibaret taşınmazın muris ... oğlu ...'nin ölümünden sonra eşi Nefise ve evlatları tarafından ... ve ... satıldığının anlaşıldığı, yine dosya içinde mevcut Bornova Tapulama Hakimliğinin 1963/72 Esas, 1966/9 Karar sayılı kesinleşen kararı ile Köyaltı Mevkiinde bulunan 40 zeytin ağacı olarak belirtilen taşınmazın tapulama tutanağının 369 parsele ilişkin kaydı olduğu ve mahkeme kararı ile harici satış sonucunda nizasız ve fasılasız olarak taşınmazı kullanan ... ile ... adlarına tesciline karar verildiği, yargılamada Mümin oğlu ... mirasçılarının davalı sıfatı ile temsil edildikleri ayrıca sunulan diğer kayıtlar için Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığına ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İzmir İl Müdürlüğüne yazılan yazılara herhangi bir kayıt olmadığına dair yanıt verildiği, 1 inci Sırada kayıtlı 1 oda bina ile Sineklitepe Mevkiinde bulunan 10 dönüm bağın tapu kayıtlarının araştırılmasını sağlayacak bilgi veya belgenin davacı tarafça ibraz edilemediği, anlaşıldığından bu taşınmazların mülkiyet hakkına sahip olunduğunun ispatlanamadığı sonucuna varılmak suretiyle davanın reddine dair hüküm kuran İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu kanaati ile davanın esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmek suretiyle kararın bozulması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddelerine ek olarak 355 inci maddesinin birinci fıkrası.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi ile 1020 nci maddesi ve 2 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 -383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2 .Davacılar murisine iskanen tahsis edilen taşınmazların tapu kayıtlarının güncel tapu kayıtlarına taşınmaması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.

3. Davacı tarafından sunulan iskan kayıt defterindeki kayıtların incelenmesinde; 1 inci sırada Hane-Tahtani bir oda, 2 nci sırada Kocasu Mevkii, Harap bağ, 4 dönüm, 2 evlek, 3 yemiş ağacı, 3 üncü sırada Kocasu Mevkii, 3 üncü Derece bağ, 4 dönüm, 2 evlek 4 üncü sırada Köyaltı Mevkii, 40 zeytin ağacı 5 inci sırada Sineklitepe Mevkii, 10 dönüm bağ şeklindeki kayıtların mahkemece incelendiği ve yapılan incelemede 2 ve 3 üncü sıradaki kayıtların mükerrer olduğunun anlaşıldığı ve 25.05.1967 tarihli tapu senedine göre, 4 dönüm 2 evlek harap bağ ve 3 yemiş ağacından ibaret bu taşınmazın muris ... oğlu ...'nin ölümünden sonra eşi Nefise ve evlatları tarafından Ziya ve ... Özer’e satıldığının anlaşıldığı, yine dosya içinde mevcut Bornova Tapulama Hakimliğinin 1963/72 Esas, 1966/9 Karar sayılı kesinleşen kararı ile Köyaltı Mevkiinde bulunan 40 zeytin ağacı olarak belirtilen 4 numaralı taşınmazın tapulama tutanağının 369 parsele ilişkin kaydı olduğu ve mahkeme kararı ile harici satış sonucunda nizasız ve fasılasız olarak taşınmazı kullanan ... ile ... adlarına tesciline karar verildiği, yargılamada Mümin oğlu ... mirasçılarının davalı sıfatı ile temsil edildiği anlaşılmış olup bu sebeple davacının dayandığı bu kayıtlar bakımından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Davacı tarafından sunulan 1 inci Sırada kayıtlı 1 oda bina ile Sineklitepe Mevkiinde bulunan 10 dönüm bağın tapu kayıtlarının araştırılmasını sağlayacak bilgi veya belgenin davacı tarafça ibraz edilemediği,bu kayıtlar için Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığına ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İzmir İl Müdürlüğüne yazılan yazılara herhangi bir kayıt olmadığına dair yanıt verildiği anlaşıldığından bu taşınmazların mülkiyet hakkına da sahip olunduğunun ispatlanamadığı sonucuna varılmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.