"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/59 Esas, 2022/92 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Şırnak ili, Uludere ilçesi, ... köyü 295 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 06.02.2015 tarihli ve 2013/245 Esas, 2015/51 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; üretim masraflarına genel idare gideri eklenmesi suretiyle eksik bedel tespitinin doğru olmadığı gerkeçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişilerin bozma ilamının gereklerine uygun rapor hazırlamadıklarını, bozmadan önceki kararda belirlenen kamulaştırma bedelinin üzerinde bir değer hesaplanarak usuli müktesep haklarının ihlal edildiğini, dava konusu taşınmazın içerisinde sulama tesisi mevcut olmadığı halde taşınmazın sulu olarak kabul edilmesinin bilimsel verilere aykırı olduğunu, taşınmazın sulanması için yapılması gereken masrafların düşürülmediğini, taşınmaz için % 7 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanması gerektiğini, taşınmazda sebzecilik yapıldığından bahsedilmekte ise de, sebzecilik yapıldığına dair fatura ve belgenin dosya içerisinde bulunmadığını, taşınmazın objektif olarak herhangi bir değer arz etmediğini, münavebeye esas alınan ürünlerin verim miktarları, net gelirleri, ortalama birim fiyatlarının resmi verilere dayanmadığını, taşınmaz içerisinde bulunduğu iddia edilen ağaçların yaşı küçük olmasına ve kamulaştırma kararının ilanından sonra ekilmiş olmasına rağmen, bilirkişilerce yüksek gösterildiğini, DSİ Kıymet Takdir Komisyonu raporunda herhangi bir ağaca rastlanmadığını, taşınmaza hem meyve bahçesi bedeli, hem de zemin bedeli takdir edilmesinin hatalı olduğunu, ağaç verimleri ve fiyatları çok yüksek alınarak kamulaştırma bedelinin haksız yere artırılmasına neden olunduğunu, taşınmaz üzerindeki yapıların kamulaştırma kamu yararı kararının son ilan tarihinden sonra yapıldığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Davacı idare tarafından fazla bloke edilen bedelin iade edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasınına; ayrı bir bent olarak ''Davacı idare tarafından fazla bloke edilen 1.860 TL'nin davalılar tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla yatan bedelin işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine,' cümlesinin yazılmasına, kararın böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
16.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.