"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1070 Esas, 2022/2654 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/299 Esas, 2020/9 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın irtifak hakkının davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1964 ada 7 parsel sayılı taşınmazın irtifak kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, gerçek bedelin ödenmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 140,75 m²lik alanda davacı idare lehine irtifak hakkı tesisi ile tapuya tesciline, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen kısmından davalılara payları oranında derhal, bakiye kısmın üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına ve kesinleşen karara göre hak sahibine ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz ile aynı mahallede taşınmazlar var iken farklı mahalledeki taşınmazın emsal alınmasının doğru olmadığını, binanın tamamlanma oranının yanlış hesaplandığını, yapının hangi yıl yapıldığı raporda belirtilmediğinden % 25 yıpranma payı alınmasının doğru olmadığını, arta kalan 79.694,00 TL ye 10.01.2020 tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar yasal faiz işletilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan daha değerli olması nedeniyle hiç olmazsa emsal taşınmaz ile aynı değerde kabul edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın 4 kata imarlı olup söz konusu irtifak tesisinden sonra bina yapılması imkansız hale geldiği hususunun dikkate alınmadığını, değer kaybı oranının en az % 50 olması gerektiğini, ek rapor alınmadığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile öncelikle 15.11.2021 tarihli ara kararı ile bakiye 79.694,00TL bedelin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin bu güne kadar işlemiş faiz ve nemalarıyla davalılara ödenmesine karar verilmiş, dava konusu taşınmazın arsa vasfında kabul edilerek emsal taşınmaz metoduna göre tespit olunan 778,00 TL/m² birim değer ile (muhdesat bedelleri de dahil edilerek ağırlıklı ortalama birim değerin 1.535,00 TL/m² olarak tespit olunup) neticeten 108.025,00TL (Taşınmaz üzerindeki bina ve ağaç değerleri dahil) kamulaştırma bedelinin depo edilip hüküm altına alınmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediği, tespit olunan birim değerin bölge rayicini yansıttığı ve Dairece verilen emsal kararlarla uyum içinde bulunduğu, bilirkişi heyetince seçilen emsal taşınmazın satış tarihi ve nitelikleri itibarı ile dava konusu taşınmaza benzerlik taşıdığı, taşınmazın yakın çevresindeki emsallerin bilirkişi raporlarında gerekçeli biçimde değerlendirilerek emsal alınmama sebeplerinin gösterildiği, Dairece de bu değerlendirmenin doğru ve yerinde bulunduğu, taşınmaz üzerinde bulunan binanın dava tarihindeki Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri tebliğine uygunluk taşıdığı, bunun dışındaki bir araştırma ve veriye gerek bulunmadığı, bilimsel verilere ve yargı içtihatlarına uygun biçimde düzenlenen bilirkişi raporunun esas alınarak karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerinde görülerek; açıklanan sebeplerle davacı idare vekilinin ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerini tekrar etmiş ve arta kalan 79.694,00 TL bakiye bedele 10.01.2020 tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar yasal faiz işletilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Mersin ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1964 ada 7 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve aynı maddenin son bendi uyarınca taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometri durumu ve enerji nakil hattının güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde, tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayısı kararında ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararında '' Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır'' şeklinde belirtildiğinden dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereği İlk Derece Mahkemesince derhal ödenmesine karar verilen 28.331,00 TL'ye dava tarihinden dört ay sonrası olan 29.12.2019 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine, Bölge Adliye Mahkemesinin 15.11.2021 tarihli ara kararı ile ödenmesine karar verilen fark bedel 79.694,00TL'ye ise 29.12.2019 tarihinden ödemeye ilişkin ara karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesinin hüküm fıkrasının 2 inci ve 3 üncü bendinin hükümden çıkartılmasına, yerine '' Kamulaştırma bedelinin 108.025,00 TL olarak tespitine, (tapu kaydında bulunan ipotek, haciz vs. şerhi var ise kamulaştırma bedeline yansıtılmasına), dava 4 ay içinde sonuçlandırılmadığından İlk Derece Mahkemesince derhal ödenmesine karar verilen 28.331 TL'ye 29.12.2019 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 10.01.2020 tarihine kadar, Bölge Adliye Mahkemesince 15.11.2021 tarihli ara karar ile derhal ödenmesine hükmedilen bakiye 79.694 TL bedele ise 29.12.2019 tarihinden 15.11.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine'' cümlesinin eklenmesi ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 9 uncu bendinin tamamen hükümden çıkartılarak bent sıralarının buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının derdest davalara uygulanacağına dair benim de iştirak ettiğim kabulü nazara alınarak; açıkça yasal faiz dışında uygulanması istenilen bir talebi de bulunmadığından sonucu itibarıyla katıldığım Dairemiz çoğunluğu tarafından verilen kararın Değerlendirme bölümünün 4 No.lu bendinde yazılı olan gerekçesine açıkladığım bu nedenlerle katılmıyorum. 12.10.2023