Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3580 E. 2023/9779 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan bir taşınmazdaki irtifak hakkı bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca arazinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değer tespiti yapılmasında isabetsizlik görülmediği, uygulanan veriler ve kapitalizasyon faiz oranının uygun olduğu, taşınmazın sulu tarım arazisi olarak kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2978 Esas, 2022/3617 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/289 Esas, 2021/230 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 29.12.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava değeri dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 29.12.2022 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 120 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 1.451,77 m² irtifak hakkı kamulaştırma bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı tarafça cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile fen bilirkişi raporunda İRT ile gösterilen 1.451,77 m²lik alanda davacı idare lehine daimi irtifak hakkı tesisi ile tapuya kayıt ve tesciline, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılar payları oranında derhal ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen birim fiyatın piyasa rayicinin üzerinde olduğunu, taşınmaz yerleşim yerlerine uzak mesafede bulunmakta olup kıymet takdir komisyonunca belirlenen birim fiyatının piyasa rayiç değerlerine uygun olduğunu, dava konusu taşınmaz için net gelir hesaplanırken ürün miktarları ve gelirlerin fazla alındığını, irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğü oranının azami sınır olan % 35 alınmasının hakkaniyete aykırılık taşıdığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçelere göre; dava konusu taşınmazın dosyaya celp edilen belgelere göre arazi (bağ) olarak nitelendirilmesinin doğru olduğu, tarım arazisi olan yerler için 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında da yer aldığı üzere, özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği, alınan bilirkişi raporunda sulu tarım arazisi olduğu kabul edilerek dava yılı olan 2020 yılı tarımsal verilerine uygun olarak hesaplama yapılması, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaz yönünden % 4 kapitalizasyon faiz oranı uygulanması ve enerji nakil hattının geçtiği yerden arazilere uygun değer düşüklüğü bilirkişi raporunda gerekçelendirilerek uygulanmasının yerinde olduğu; ancak dava yılı olan 2020 tarihli maliyet cetveline göre değerlendirme yapılması teknik olarak doğru ise de cetvelde yer alan üretim giderinin, brüt gelirin % 50'sine yakın olmadığı, mevcut hali ile ekonomik tarım yapılmasını engellemeyecek oranda üretim gideri belirlendiği halde, raporda üretim giderinin brüt gelirin 1/3'ü oranında alınması doğru bulunmadığından usul ekonomisi nazara alınarak, dosyada yer alan verim cetveli üzerinden Dairece yeniden hesaplama yapılarak davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu konum itibarıyla objektif değer artışı uygulanmaması gerektiğini, kamulaştırma bedelinin yüksek hesaplandığını, kıymet takdir komisyonunca belirlenen bedelin piyasa rayiç bedelini yansıttığını, münavebe ürünlerinin net gelir hesabında gerçek rayiç değerden yüksek hesaplama yapıldığını, irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğü oranının azami sınır olan % 35 alınmasının hakkaniyete aykırılık taşıdığını ve pilon yeri dahi olmayan taşınmazda % 35 değer düşüklüğü alınmaması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki Manisa ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 120 ada 3 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.2020 yılı ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin uygulanması ve dava konusu taşınmazın belirtilen özellikleri ile dosya kapsamına göre belirlenen kapitalizasyon faiz oranı uygun görülmüştür.

4.Dava konusu taşınmazın Devlet Su İşleri sulama alanı içerisinde kalması sebebiyle sulu tarım arazisi vasfında olduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

5.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 29.12.2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz karar harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.