"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3641 Esas, 2023/130 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/244 Esas, 2021/295 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 15.02.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava değeri dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 15.02.2023 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Manisa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 134 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 2.576,20 m²'sinin irtifak hakkı kamulaştırma bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın sulu tarım yapılan, 4 yaşında zeytin ağaçları ve 5 yaşında ayva ağaçları bulunan verimli toprak yapısına sahip olduğunu, irtifak tesis edilecek alanda bulunan 120-130 adet ağacın enerji nakil hattından olumsuz etkileneceğini, taşınmazın İzmir-Ankara yoluna yakın olması nedeniyle bedelinin emsal satışların üzerine çıkacağını, bu hususlar göz önüne alınarak kamulaştırma bedelinin tespiti gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne fen bilirkişi raporunda İRT ile gösterilen 2.576,20 m²lik alanda davacı idare lehine daimi irtifak hakkı tesisi ile bu hakkın tapuya kayıt ve tesciline, kamulaştırma bedelinin tespitine ve davalılara payları oranında ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen birim fiyatın piyasa rayicinin üzerinde olduğunu, yapılan hesaplamalarda resmi verilerin esas alınması gerektiğini, parsel numarasının 134 ada 9 parsel yazılması gerekirken 30 parsel yazıldığını, irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğü oranının azami sınır olan % 35 alınmasının hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kök bilirkişi raporunda ayva fiyatının gerçeğe yakın piyasa fiyatlarına uygun olarak 3,63 TL belirlenmişken ek bilirkişi raporunda İzmir İl Tarım Müdürlüğünden getirtilen kayıtlar baz alınarak ortalama satış fiyatının 1,56 TL belirlenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu ek raporda ayva ve zeytin ağaçlarının fiyatının düşürülmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçelere göre; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi'nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru görüldüğü, hükme esas alınan 07.06.2021 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda, taşınmazın kısmen sulu tarla kısmen sulu ayva bahçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek, tarla olan kısım açısından ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri, ayva olan kısım açısından veri bulunmadığından en yakın konumdaki İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri esas alınıp, gelir metoduna göre hesaplama yapılmasının doğru bulunduğu; ancak dava yılı ayva ürününün satış fiyatı yerine cetveldeki maliyet fiyatı alınarak m² birim fiyatının düşük belirlenmesinin hatalı olduğu, Yargıtay'ın ve Dairenin yerleşik uygulamasına göre; arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir yöntemine göre değer tespitinde münavebeye esas alınan ürünlerin üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması doğru olmadığı gibi; brüt gelirinin 1/3'ü oranından da az olmaması gerektiğinin gözetilmesi gerektiği, dosya içerisinde yer alan İzmir İl ve ... İlçe Tarım Müdürlüğü 2020 yılı münavebe listesi üzerinden karara esas alınan bilirkişi raporunun denetiminin yapıldığı, usul ekonomisi nazara alınarak dosyada yer alan verim cetveli üzerinden Dairece yeniden hesaplama yapılarak taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişiler tarafından belirlenen birim fiyatların piyasa rayicinin üzerinde olduğunu, kıymet takdir komisyonunca belirlenen bedelin piyasa rayiç bedelini yansıttığını, münavebeye alınan ürünlerin maliyetlerinin brüt gelirin 1/3'ü oranında alınmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, ağaçlar için fidan başına belirlenen bedelin yüksek olduğunu, irtifak nedeniyle oluşacak değer düşüklüğü oranının azami sınır olan % 35 alınmasının hakkaniyete aykırılık taşıdığını ve pilon yeri dahi olmayan taşınmazda % 35 değer düşüklüğü alınmaması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki Manisa ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 134 ada 9 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değerinin tespit edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 2020 yılı ... ve İzmir Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerinin uygulanması, dava konusu taşınmazın belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre belirlenen kapitalizasyon faiz oranı uygun görülmüştür.
4. Dava konusu taşınmazın Devlet Su İşleri sulama alanı içerisinde kalması sebebiyle sulu tarım arazisi vasfında olduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 15.02.2023 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz karar harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.