"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2068 Esas, 2022/3165 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/211 Esas, 2021/177 Karar
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, Anadolu Hisarı Mahallesi, 604 ada 2 parsel (eski 67 ada 2 parsel) sayılı taşınmaz muris Rabia İnayet adına kayıtlı iken, bu taşınmazla ilgili olarak açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/188 Esas, 1968/834 Karar sayılı kararı ile taşınmazın tapu kaydının iptaline ve orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiğini, müvekkilinin uğramış olduğu zarar nedeni ile belirlenecek tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ile ilgili zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, evveliyatı orman olan taşınmazın tapu kaydının hüküm ifade etmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, dava zamanaşımı süresinin geçmediğini, davanın Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 Başvuru No.lu 25.07.2017 tarihli kararına atıfla kararın verildiği 18.11.2009 tarihinden sonraki 10 yıl içerisinde açıldığından zamanaşımı süresinin geçmediğinin kabul edilmesi gerektiğini, tapu kayıtlarında yapılan hatadan devletin sorumlu olması gerektiğini, müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların murisi adına kayıtlı taşınmazın 1971 yılında tapusunun iptal edilerek Hazine adına tescil edildiği, tapunun iptal edildiği 1971 yılından davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davalı Hazine vekili tarafından süresinde zamanaşımı definde bulunulduğu, Anayasa Mahkemesinin 25.07.2017 tarihli 2014/6673 kararı gereği 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolmuş bulunan eldeki dava yönünden davacıların tazminat talep hakkı bulunduğu, ancak makul süre içerisinde dava açılması gerektiği, yaklaşık 9 yıl 7 ay sonra 21.06.2018 tarihinde dava açılmış olup davanın makul süre içinde açıldığının kabulünün mümkün olmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde ise de, hükmün gerekçe kısmında davanın zamanaşımı nedeniyle reddedildiğinin belirtilmesine rağmen hüküm kısmında davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2.4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4.Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 Başvuru No.lu 25.07.2017 tarihli, 29.09.2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ... kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, Anadolu Hisarı Mahallesi 604 ada 2 parsel sayılı 4560 m² yüzölçümlü taşınmazın 1952 yılında yapılan tapulama çalışması ile 1/3 payının davacıların murisi Rabia İnayet adına tescil edildiği, ... Orman Bölge Şefliği tarafından açılan tapu iptal davası sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/188 Esas ve 1968/834 Karar sayılı ilamı ile tapusunun iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, söz konusu kararın 22.12.1969 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 21.06.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3.4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Kanun’un 146 ncı maddesine (eski 125 inci md.) göre 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Diğer yandan Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 Başvuru No.lu 25.07.2017 tarihli, 29.09.2017 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiştir.
4.Buna göre, yukarıda sözü edilen Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 Başvuru No.lu, 25.07.2017 tarihli kararı nazara alındığında, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesini etkili hâle getiren Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli kararından sonra davanın makul süre içinde açılması gerekmektedir. Eldeki dava 21.06.2018 tarihinde açılmış olup makul süre içinde açıldığının kabulü mümkün olmadığından ve davalı Hazine vekili süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğundan tazminat istemli davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.