Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3647 E. 2023/10314 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte nüfus cüzdanı ile yapılan tapu devri nedeniyle tapu kaydının iptal edilmesi sonucu oluşan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazineden talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazineden talep edilebileceği, ancak tapu iptal davası giderlerinin bu kapsamda olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3019 Esas, 2023/37 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/555 Esas, 2022/280 Karar

Taraflar arasındaki sahte nüfus cüzdanı ile tapuda yapılan satış nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, ... Mahallesi 332 parsel sayılı taşınmazı 16.07.2014 tarihinde kendisini taşınmaz maliki ... olarak kendini tanıtan şahsa satış bedeli olarak çek verdikten sonra devir için imza attığını, kimlikler ve gerekli kontroller Tapu Memuru tarafından kontrol edildikten sonra devir gerçekleştiğini; ancak sahte nüfus cüzdanı düzenlenerek satışın gerçekleştirildiği anlaşıldığını ve tapu maliki tarafından dava konusu taşınmazın tapusunun iptali için müvekkil şirkete Gaziosmanpaşa. 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/151 Esas, 2016/185 Karar sayılı kararı ile müvekkil şirket adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile eski tapu maliki ... adına kayıt ve tesciline karar verildiğini, kararın 30.05.2015 tarihinde kesinleştiğini, müvekkil şirketin uğramış olduğu zararın mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Arnavutköy ilçesi, ... Mahallesi 332 parsel sayılı taşınmazın 16.07.2014 tarihli ve 1515 yevmiye ile yapıları satış işlemi ile davacı adına tescil edildiğini, tapu kaydının Gaziosmanpaşa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2016 tarihli ve 2014/15 Esas, 2016/185 Karar sayılı kararı ile iptali ile dava dışı ... adına tescil edildiği, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca huzurdaki tazminat davasının açıldığını, taşınmazın satış işleminin sahte belgelerle gerçekleştiğinin ileri sürüldüğü, gerek tapu memurları gerekse adli makamlar tarafından yapılan araştırmada resmi senetteki fotoğrafın sökülmesinden sonra, (tahrifen) yapıştırılmak suretiyle sahtecilik yapıldığının tespit edildiği, dava her ne kadar 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinde tapu sicilinin tutulmasından devletin sorumluluğu esasına dayandırılmışsa da huzurdaki olayda 3. Kişinin suç teşkil eden fiili nedeniyle müvekkil idare açısından illiyet bağının kesildiğini, bu durumda da idarenin sorumluluğuna gidilemeyeceğinin açık olduğunu, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/26272 numaralı soruşturmanın neticesinin beklenmesini talep ettiğini, tacir sıfatındaki davacının ise 15 yıldan fazla bir sürede komşu parsellerde faliyet gösterip, aracıların güvenirliğini araştırmaksızın işlem yaptığını, davacının kusurunun göz önünde bulundurularak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 52 nci madde hükümlerinin uygulanmasını talep ettiğini, tapu iptal davası nedeniyle ödenen harçlar ve yargılama giderlerinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, bu talebin reddi gerektiğini, dava konusu satış işlemi 2014 yılında yapıldığından zaman aşımı defini ve diğer itirazlarını yineleyerek, davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafça ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Hazine aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile taşınmaz bedelinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfıyla değerlendirilmiş olmasının ve devletin gerçek zarar karşılığı tazminat ödemekle yükümlü olduğu şeklinde ki tespitlerinin isabetli olduğunu, ancak yerel mahkemece verilen kısmen ret kararı ile dava konusu taşınmazın değeri yönünden verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, dayanak tapu iptali ve tescil davasında hükmedilen yargılama gideri ve ilam vekâlet ücretine ilişkin dava ve takip giderleri kapsamında müvekkil davacı şirket tarafından ödenen icra vekâlet ücretinin de hüküm altına alınması gerektiğini, dayanak tapu iptali ve tescil davasında hükmedilen yargılama gideri ve ilam vekâlet ücretine karar tarihinden itibaren yasal faiz işletilip talep edilmesi ve bunun müvekkil davacı şirket tarafından ödenmesinin usul ve kanuna aykırı olmadığını, dava konusu taşınmazın değerinin düşük hesaplandığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın tamamen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olayda üçüncü kişinin suç teşkil eden eylemi ile illiyet bağının kesildiğini ve kusursuz sorumluluğun ortadan kalktığını, bekletici mesele yapılması yönündeki taleplerinin değerlendirilmeden mahkemece doğrudan karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmazda yapılan son işleme ait resmi senette yer alan fotoğraftaki kişi ile dava konusu olaya sebebiyet veren 16.07.2014 tarihli işlem esnasında ibraz edilen nüfus cüzdanındaki fotoğraftaki kişinin birbirlerine benzediklerinin görüldüğünü, ibraz edilen nüfus cüzdanının gerçekliği araştırıldığında üzerindeki tüm bilgilerin orjinali ile aynı olduğunu fakat imza sahiplerinin farklı olduğu bilgisine ulaştığını, takbis sisteminde yer alan bilgiler ile ibraz edilen nüfus cüzdanı bilgilerinin birbirine uyduğu, satış işlemi yapılırken araştırıldığını, gerek tapu memurları gerekse adli makamlar tarafından yapılan araştırma da resmi senetteki fotoğrafın sökülmesinden sonra yapıştırılmak suretiyle sahtecilik yapıldığının tespit edildiğini, dava devletin sorumluluğu esasına dayandırılmışsa da huzurdaki olayda üçüncü kişinin suç teşkil eden fiili nedeniyle müvekkil idare açısından illiyet bağının kesildiğini, tacir olan davacının ise 15 yıldan fazla bir sürede komşu parsellerde faaliyet gösterip aracıların güvenirliğini araştırmaksızın işlem yaptığını, tapu iptal davası nedeniyle ödenen harçlar ve yargılama giderleri 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından bu talebin reddi gerekirken kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle metre kare birim değerinin gerçek değerinin çok üzerinde hesap edildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline ilişkin İlk Derece Mahkemesinden verilen kararın doğru olduğu, davacı vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini; ancak tapu iptal dosyasında hükmedilen harç ve yargılama giderleri 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında bulunmadığından tazminat bedeline eklenmesi doğru olmadığı, tapu iptal dosyasındaki harç ve yargılama giderleri haksız fiil hükümleri gereğince sahtecilik eylemini gerçekleştiren kişilere karşı ileri sürülebileceğinden bahisle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca müvekkil davacı tarafça tapuda satış işlemleri yapılırken ödenen tapu harcı ve dayanak tapu iptali ve tescil dosyası kapsamında, hükmedilen yargılama gideri ve ilam vekâlet ücretine ilişkin dava, takip giderleri, icra vekâlet ücreti ve faizinin de hüküm altına alınması gerektiğini, tapu işlemleri kapsamında, müvekkil davacı tarafça ödenen tapu harcının tapu iptali dosyasıyla bir ilgisi olmadığını, taşınmaz bedeli dışındaki taleplerinin büyük kısmını, davalı Hazineye ödenen tapu harcı ve yargılama harçları oluşturduğunu, davalı ..., taşınmaz bedelini davacıya ödedikten sonra, bu ödediği kısmı sorumlulara rücu edecek, tapu harçları ve tüm yargılama harçları kendisinde kaldığı için sebepsiz zenginleşeceğini, iş bu davada davalı Hazinenin ödenen harç ve masraflarla ile ilgili bir itirazı olmadığı hâlde, yerel mahkemece ve Bölge Adliye Mahkemesince resen hesaplama yapılıp, tazminattan indirim yapılarak karar verilmesinin taleple bağlılık ilkesine de aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, ... Mahallesi, 332 parsel sayılı 23000,00 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın tamamı 28.12.1988 tarihli ve 4702 yevmiyeli satış işleminden ... adına kayıtlı iken; taşınmazın tamamı 8.500.000,00 TL bedelle, 16.07.2014 tarihli ve 15015 yevmiyeli, satış işlemi ile Soma Kimya Sanayi ve Ticaset Anonim Şirketi adına tescil edildiği, satış işlemine satıcı bizzat, alıcı şirkete vekâleten şirket yetkilisi ... katıldığı, sahte nüfus cüzdanı düzenlenerek satışın gerçekleştirildiği anlaşıldığı ve tapu maliki tarafından dava konusu taşınmazın tapusunun iptali için davacı şirkete Gaziosmanpaşa. 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/151 Esas, 2016/185 Karar sayılı kararı ile davacı şirket adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile eski tapu maliki ... adına kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 30.05.2015 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın 13.08.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Davacı tarafça talep ve dava konusu edilen tapu iptal dosyasında hükmedilen harç ve yargılama giderleri 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında bulunmadığından tazminat bedeline eklenmemesi yerindedir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.