"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2656 Esas, 2022/3357 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/604 Esas, 2019/531 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, 1. ... Mahallesi 702 ada 22 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde, yol ve kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını ileri sürerek taşınmazın bedeli ve ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın da içerisinde yer aldığı bölgeye ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planının belediye encümeni tarafından uygun görülerek, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca onaylandığını, ... Caddesi ve ... Bulvarı'nda kalan parsellerin kamuya terki için imar planına göre gerekli imar uygulamalarının İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 12.10.2015 tarihli kararı ile dokuzuncu beş yıllık imar programında yer aldığını, müvekkili idarenin arşivinde yapılan araştırmaya göre davacı tarafça söz konusu parsele ilişkin imar planının iptali ya da revizyonu için herhangi bir başvurunun bulunmadığının anlaşıldığını, dava konusu taşınmazın ... Bulvarı'na bakan cephesinin kısmen park alanında kaldığını, ... Caddesi'ne bakan kısmında ise kaldırım bulunduğunu, bu taşınmaza ne zaman elatıldığı hususunda herhangi bir kayda rastlanılamadığını, tüm bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tazminat ve ecrimisil isteminin kabulü ile taşınmaz bedeli ve ecrimisil bedeline dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacıların payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kamulaştırılması için encümen kararı alındığını bu nedenle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, aynı taşınmaz ile alakalı ecrimisil istemine ilişkin daha önce verilmiş hüküm bulunduğundan kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, yeni imar yönetmeliği gereği düzenleme ortaklık payının %45 oranında düşülmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen taşınmaz bedeli ile ecrimisil bedeline dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu ve davalı idare vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; emsal taşınmazın usul ve kanuna uygun olarak karşılaştırılmadığını, dava konusu taşınmaz bedelinin yüksek belirlendiğini, taşınmazın yapılaşma hakkını tamamlamış olması sebebiyle tespit edilen değerden objektif değer azalış oranının düşülmesi gerektiğini ayrıca Resmî Gazete’de 26.11.2022 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek Madde 4 gereğince harcın maktu belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin ve ecrimisil bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 269 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.
5. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 4
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki İzmir ili, ... ilçesi, 1. ... Mahallesi 702 ada 22 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesiyle 2942 sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 4 eklenmiştir. Eklenen bu maddenin son fıkrası "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir" hükmünü içermektedir. Bu yasal düzenlemeye göre, kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat davalarında mahkeme ve icra harçlarının maktu olacağı düzenlendiği gerekçesiyle maktu harca hükmedilmesi talep edilmiş ise de 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemi davalarına ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı dikkate alındığında nispi harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan temyiz harcının davalı idareden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.