"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/626 Esas, 2018/747 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde bırakılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı kararı davacılardan ... ve davalı Hazine vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Çeşme ilçesi, ... köyünde bulunan 1056 parsel sayılı taşınmazın Çeşme İcra Müdürlüğünün 1992/49 Esas sayılı dosyasıyla 13.09.1993 tarihinde ihale yolu ile 15.000.000 TL bedelle satın alındığını; ancak Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesine Orman Yönetimi tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası neticesinde davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiğini ve tapu iptal edilerek Hazine adına orman olarak tescil edildiğini, 1056 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmesi sonucunda arazinin değerinin belirlenmesi talep ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL tazminatın tapunun iptal edildiği tarihten işleyecek ticari faizi ile birlikte, ayrıca Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğüne, mahkeme masrafı ve vekâlet ücreti olarak ödenen 3.155,00 TL'nin ödeme tarihi olan 04.04.2008 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın tarafının Orman Yönetimi olduğunu, Hazine taraf olmadığından öncelikle davanın husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu talepleri kabul görmezse Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğüne ihbar edilmesine karar verilmesini, zaman aşımı sürelerinin geçmiş olduğunu, davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, dava açılmadan önce idari başvuru yollarının tüketilmemiş olduğunu, sulh başvurusunun yapılmadığını, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.02.2015 tarihli ve 2013/474 Esas, 2015/121 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 10.02.2015 tarihli ve 2013/474 Esas, 2015/121 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20 . Hukuk Dairesinin 30.03.2017 tarihli ve 2015/15887 Esas, 2017/2684 Karar sayılı kararı ile tazminat istemine dayanak ... köyü 1056 parsel sayılı taşınmazın kadastro komisyon kararı ile 17.660 m² yüzölçümü ve tarla vasfı ile İsmail Şahin adına tescil edildiği, 1993 tarihinde yapılan satışla davacıya geçtiği daha sonra Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/20 Esas, 2005/343 Karar sayılı ilamıyla tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, hükmünün 20.06.2006 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 07.10.2013 tarihinde açıldığı, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 2013 yılı resmi rakamları esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulduğu, çekişmeli taşınmaz arazi niteliğinde olduğundan sulu-kuru olup olmadıkları, yerleşim alanına uzaklıkları, iklim şartları, toprak ve topoğrafik yapıları ve bölgelerindeki konumları gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmi verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle, elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak net gelir yöntemiyle tapu iptali ve tescil davalasının kesinleştiği tarihteki gerçek değerlerinin hesaplattırılması, bu şekilde tapusu iptal edilen tapu sahibinin oluşan gerçek zararının saptanması, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi kurul raporuna dayalı verilen karar, usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kısmen kabulü ile belirlenen bedelin davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılardan ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın bulunduğu bölgede seralarda organik tarım yapılmakta olduğundan münavebenin hatalı belirlendiğini, kapitalizasyon faizinin yüksek alındığını, üretim giderlerinin %40 oranından fazla alındığını, tapu iptal davası neticesi hükmedilen masraf ve vekâlet ücreti talebi yönünden tapu iptaline yönelik 2005/20 Esas, 2005/340 Karar sayılı dosya incelendiğinde önce davanın reddine karar verilmiş olup bu karar Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmasına müteakip tapu iptal kararı verildiğinden vekil edenin hiçbir veriye dayanmayan tapu iptal talebini kabul etmesi mümkün olmadığından, idarenin kusuru nedeniyle oluşan zarara mahkeme masraflarının da dahil edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın evveliyatının orman olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi şartlarının oluşmadığını ileri sürerek ayrıca resen belirlenen nedenlerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tazminat istemine dayanak ... köyü 1056 parsel sayılı taşınmazın kadastro komisyon kararı ile 17.660 m² yüzölçümü ve tarla vasfı ile İsmail Şahin adına tescil edildiğini, 1993 tarihinde yapılan satışla davacıya geçtiğini, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/20 Esas, 2005/343 Karar sayılı ilamıyla tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, hükmün 20.06.2006 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 07.10.2013 tarihinde zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacılar ... ve davalı Hazine yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı ...'den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.