"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/728 Esas, 2023/307 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl ve birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 238.730,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre asıl davanın davacıları yönünden reddedilen ve temyize konu edilen her bir davacının payına düşen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL 'nin altında kalmaktadır.
Bu nedenle; asıl davanın davacıları yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar verildikten sonra birleştirilen dava yönünden davacılar vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili asıl ve birleştirilen davanın dava dilekçelerinde özetle; dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 1978 parsel sayılı taşınmazın usulüne uygun kamulaştırılmaksızın davalı idarece fiilen el atıldığından bahisle kamulaştırmsız el atılan taşınmazın bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından Bayındırlık ve İskan Bakanlığının 02.12.1985 tarih ve 3015/2043 sayılı olurları ile kamulaştırıldığını ve kamulaştırma bedelininde Emlak Kredi Bankası Halkalı Şubesine depo edildiğini, davanın konusunu teşkil eden 1978 parsel sayılı taşınmazın 1164 sayılı Kanun kapsamında tapu kaydı üzerine 11 inci madde şerhi tesis edilerek ve amacına uygun olarak Tapu Müdürlüğünün 18.08.1989 tarihli ve 3813 yevmiye nolu işlemi ile ... Toptan Ticaret Depolama ve Küçük Sanayi Sitesi Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi'ne satıldığını bu kooperatif ile 09.10.2012 tarihli protokol ve 20.02.2013 tarihli ek protokol imzalandığını, dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığından kamulaştırmasız el atma davası açılamayacağını ve işbu davanın bedel artırma davası olarak değerlendirilmesi halinde de 30 günlük yasal hak düşürücü süre içinde açılmaması nedeniyle reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.01.2021 tarihli ve 2019/263 Esas, 2021/16 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2021 tarihli ve 2021/520 Esas, 2021/912 Karar sayılı kararı ile davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davalı idarenin Çevre,Şehircilik ve İklim Bakanlığı olduğu ve idare harçtan muaf olduğundan aleyhine harca hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2021 tarihli ve 2021/520 Esas, 2021/912 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu;21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 5, 6 ve 7 nci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen ek madde 3 ve geçici 15 inci maddesi ile 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 maddesi ile 2942 sayılı Ek Madde 3 üncü maddesine eklenen hüküm gereği açıklanan yöntemle asıl ve birleştirilen davalar yönünden kamulaştırmasız el atmaya dayanan bedelin tespiti için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz itirazında bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kısmen reddi yasal değişiklikten kaynaklandığından davanın reddedilen kısmı yönünden aleyhlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ve asıl davanın davacıları yönünden temyiz yolunun kapalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un Ek 3 üncü, Geçici 15 ve 17 nci maddeleri.
5. 16.11.2022 tarihli 7421/4 md. ile Yapılan Değişiklik Sonrası Eklenen Ek Fıkra ile Birlikte Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan iptal kararı ile geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi iptal edilmiştir.
6.2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2. Kanun değişikliği nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden davanın reddedilen kısmı yönünden davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi ve davanın kabul edilen kısmı yönünden karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince eksik vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
A.Asıl Davanın Davacıları Vekilinin Temyizi Yönünden
Temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B.Birleştirilen Davanın Davacı Vekili Temyizi Yönünden
1. Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm
fıkrasının birleştirilen davaya ilişkin (5) nolu bendinin tümü ile hükümden çıkarılması (4) nolu bendinde yer alan "38.819,56 " sayısının çıkarılmasına, yerine "52.819,56" sayısı yazılması suretiyle DÜZELTİLERK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.