"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1663 Esas, 2022/1484 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/200 Esas, 2019/578 Karar
Taraflar arasındaki mahrum kalınan kira kaybına dayalı alacak davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilin davalı sitede bulunan taşınmazda kreş işlettiğini, davalı site tarafından verilen kullanım izinlerinin dava dışı başka bir kiracıyla sözleşme imzalanmasına rağmen kötü niyetli olarak yeni kiracıya karşı bu izinlerin verilmediğini, davalı tarafından koşullu olarak izinlerin verildiğini, ileri sürülen koşulların hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, izinlerin verilmemesi sebebiyle müvekkilinin kira kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunduklarını, müvekkil tarafından davacıya belli şartlar altında geçerli gerekçelerle izin verildiğini, müvekkilini şartsız olarak izin verme konusunda zorlamanın mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf talebini içerir dilekçesinde özetle; davacının hakkını kötüye kullandığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacının mahkemeyi yanıltıcı beyanları bulunduğunu, yapı kayıt belgesi aldığını ve resen rastlanacak nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazların tekrar ederek, kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, davalı yönetimin önceki kiracı döneminde verdiği izni bu kez şarta bağlamasının kötüniyetli olduğunu ve zararın davalının bu davranışından kaynaklandığını davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık maddi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 33 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Davacı tarafın davalı site yönetiminin gerekli izinleri vermemesi nedeniyle kreş nitelikli bağımsız bölümün kira sözleşmesinin sonlandırılmasına sebebiyet verdiği iddiası ile mahrum kalınan kira alacağının istenildiği anlaşılmaktadır.
3.Dava konusu alanın kullanımı için davalı site yönetiminin izninin gerekli olduğunun davacı tarafça bilindiği, kira sözleşmesinin tarafı olan davacının kiralananı sözleşmeye uygun hazır bulundurma yükümlülüğü olduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi