Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3866 E. 2023/10608 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların kamulaştırmasız el atma davasından feragat etmeleri üzerine hükmedilen vekâlet ücretinin miktarı.

Gerekçe ve Sonuç: Davadan feragat halinde dahi vekâlet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre nispi olarak belirlenmesi gerektiği gözetilerek, davacı vekilinin maktu vekâlet ücreti talebinin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2168 Esas, 2023/182 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/340 Esas, 2021/365 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı ... yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davacı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş olup, dosyanın istinaf incelemesinin yapılmasından önce davacı vekili Avukat ...'in 20.01.2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 29 uncu maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 310 uncu maddesine eklenen ikinci fıkrası uyarınca alınan karar ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, Arnavutköy ilçesi, ... Mahallesi 1624 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını, taşınmazın tamamının imar planında park alanında kaldığını, dolayısıyla tamamının kullanılamaz hale geldiğini belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından el atılmadığını, yapılacak keşif ve düzenlenecek rapor doğrultusunda taşınmaza el atılıp atılmadığının tespit edileceğini, el atılmadığının anlaşılması halinde taşınmazın sadece imar planında park alanında kalmasının el atma olarak nitelendirilemeyeceğini, hukuki el atma iddiasına dayanan davanın beş yıl sonra açılabileceğini, dava konusu taşınmaza ilişkin imar uygulaması çalışmalarının halen devam ettiğini, bu nedenle imar uygulamasına dair işlemlerin sonuçlarının beklenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, davacı ... yönünden davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu, taşınmazın konumu itibarıyla kıymetli bir bölgede yer aldığını, taşınmaz arsa niteliğinde olduğu halde ilk keşifte bilirkişi heyetine ziraat mühendisi alınarak usul hatası yapıldığını, imar planından kaynaklanan kısıtlılık halinden bağımsız değerlendirme yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaza fiilen el atılmadığını, davanın idari yargı mercilerinde görülmesi gerektiğinden görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, dava konusu taşınmaza ilişkin imar uygulaması çalışmalarının halen devam ettiğini, bu nedenle imar uygulamasına dair işlemlerin sonuçlarının bekletici mesele yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, emsal satışlar yerine internet ortamındaki ilanların esas alınmasının doğru bir yöntem olmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacı vekili tarafından davalı idare aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasına ilişkin olarak yargılama sonucu verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf başvurusu yapılmış ise de davacı taraf vekili Avukat ...'in hükümden sonra vermiş olduğu 20.01.2023 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiklerini beyan ettiği, davacı vekilinin vekâletnamesinde davadan feragat yetkisi olduğunun görüldüğü, 6100 sayılı Kanun'un 307 nci maddesinde feragatin davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu, 309 uncu maddesinde feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı, feragatin hüküm ifade etmesinin, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı, kısmen feragat halinde, feragat edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerektiği, feragatin kayıtsız ve şartsız olması gerektiği, 310 uncu maddesinde feragatin hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 311 inci maddesinde ise feragatin kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağının düzenlendiği, yukarıdaki yasal düzenlemeler nedeniyle feragat davayı sonuçlandıran tek taraflı bir usul işlemi olup karar kesinleşinceye kadar davadan feragat edilebileceğinden, davacının feragati uyarınca davanın reddi gerektiği, 6100 sayılı Kanun'un 307 nci ve devamı maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davadan feragat etmeleri nedeniyle ret kararı verildiğini, ancak davanın kısmi dava olarak açıldığını ve dava değerinin 10.000 TL olduğunu, bu değer üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 9.200 TL maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olarak açılan davadan davacının feragat etmesi sebebiyle hükmedilecek vekâlet ücreti hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 307, 310 ve 312 nci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 6100 sayılı Kanun'un 312 nci maddesinin birinci fıkrası ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesinin 6 ncı maddesi ile 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre vekâlet ücretinin Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla nispi olarak belirlenmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.