Logo

5. Hukuk Dairesi2023/3897 E. 2023/9727 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazların bedelinin tespiti ve tapudan terkini davasında, belirlenen bedelin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, taşınmazların sulu arazi olarak değerlendirilmesi, değer düşüklüğü belirlenmesi, münavebe ürünleri ve verileri ile üretim masraflarının hesaplanmasında isabetsizlik bulunmadığı ve davacı idare lehine vekalet ücreti hükmedilmemesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararının, usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/666 Esas, 2023/120 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/17 Esas, 2021/594 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Balıkesir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 106 ada 5, 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine, taşınmazların tapu kaydının iptali ile ... lehine yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili adına kayıtlı Balıkesir ili, ... ilçesi, Balıkdere Mahallesi, 106 ada, 5, 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların değerlerinin artırılarak tespiti ile tespit edilecek bu bedellerin, işbu davanın 4 ay içerisinde sonuçlandırılamaması halinde bu sürenin bitiminden itibaren davanın kesinleşme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı idareden alınarak müvekkiline ödenmesine, 2942 sayılı Kanun'un 29 uncu maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı idare üzerine bırakılmasına, vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen kamulaştırma bedeline 4 aylık sürenin dolduğu 27.07.2019 tarihinden karar tarihi olan 31.03.2021 tarihine kadar işleyecek yasal faiz ile davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare lehine yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazların kuru tarım arazisi olduğu halde sulu tarla olarak değerlendirilerek %5 kapitalizasyon faiz oranı uygulandığını, üretim giderlerinin ürün gelirinin 1/3'ü nispetinde olabileceği belirtilmişse de hayatın doğal akışına aykırı olduğunu, enflasyonist bir ortamda üretim giderlerinin devamlı surette 1/3 nisbetinde kalacağını belirtmenin hatalı olduğunu, müvekkil idare lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilerek ücret takdiri yapılmadığını ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kamulaştırma bedelinin düşük hesaplandığını, hesaplamaya esas alınan münavebe ürünlerinin hatalı seçildiğini, objektif değer artırıcı unsurların raporda gözardı edildiğini, en az %100 oranda objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3’ünden fazla olamayacağını ve davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara net ürün gelirine göre değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazların keşif tutanağı ve bilirkişi raporu ile tespit edilen nitelikleri dikkate alındığında taşınmazların sulu arazi olarak kabulünün yerinde bulunduğu, kamulaştırmadan arta kalan kısmın yüzölçümü, geometrik şekli ve kullanım durumuna göre değer düşüklüğü belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bilirkişi heyeti raporunda belirtilen münavebe ürünleri ve verilerinin bölgenin münavebe yapısı ve resmî tarım verileri ile uyumlu olduğu, ilçe tarım verilerinde belirtilen masraflarla ekonomik tarım yapılamayacağından üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ü oranında hesaplanmasında isabetsizlik bulunmadığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.