"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1650 Esas, 2022/3253 Karar
KARAR : Esastan ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/570 Esas, 2020/85 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi ile kamu düzeni gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, Odunluk Mahallesi, 4677 ada 2 parselde müvekkillerinin hisse sahibi olduğunu, davalı idare tarafından 719. Sokak kapsamında asfalt yol yapılmak, bordür taş döşenmek ve ağaçlandırma yapılarak yeşil alan haline getirilmek suretiyle fiilen el atıldığını, el koymanın kamusal hizmete tahsis amaçlı ve kalıcı nitelikte olduğunu, taşınmazdaki fiili el atmaların tespit edilmesi amacıyla ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/15 D. İş dosyası ile 29.03.2019 tarihli bilirkişi raporunu aldıklarını, taşınmazın 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında "yol ve yeşil alanda" kaldığını, fiilen el atılmayan bölümlerin kamu alanında kalmakta olduğunu, yararlanmaya elverişli olmadığını, bu nedenle proje bütünlüğü kapsamında bu bölümlerin de bedeline hükmedilmesini talep ettiklerini, dava konusu taşınmazın fiilen el atılmayan kısımlarında da tazminattan davalı ... Belediyesinin sorumlu olduğunu, 10.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza eylemli olarak el atmayan müvekkili idare açısından husumet yönünden davanın reddini talep ettiklerini, el atıldığı iddia edilen alanda davacının malik olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, taşınmaza fiilen el atıldığının iddia edildiğini, taşınmazın geri kalan kısmı için hukuki el atma tazminatı talep edildiğinden yapılan yasal düzenleme uyarınca mahkemenin görevsiz olduğunu, fiili el atma olmadan ve ispatlanan bir zarar bulunmaksızın tazminata hükmedilmesinin davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme neticesinde haksız ve mesnetsiz davanın kabulüne karar verildiğini, yeşillendirme ve fidan ağaç dikiminin belediye tarafından yapılmadığını, vatandaşlar tarafından dikildiğini, belediyenin hiçbir müdahalesi olmadığını, taşınmaz üzerindeki çalışmanın taşınmazın imar planında ayrıldığı amacına özgü kalıcı mahiyette olması gerektiğini, emsallerin ticari alanda kaldığını, dava konusu taşınmazın ise idari tesis alanında kaldığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli planda idari tesis alanında kaldığı, (A) harfi ile gösterilen kısmında şev düzenlemesi yapılarak süs bitkisi ve ağaçları dikilmek sureti ile yeşil alan düzenlemesi yapımı sureti davalı idarece el atıldığı anlaşılmakla, arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve fiilen el atılan bölüm dışında kalan ancak imar planında bırakılan bölümünlerinde de proje bütünlüğü gözetilerek bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 26.11.2022 tarihli Resmî Gâzete yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'la 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4; "Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir" düzenlemesi gereğince kamu düzeni gereğince maktu harç yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662/651 sayılı kararı ile; "uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulu gerektiğine...''karar verilmiştir.
5.7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4' ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.”
6. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak m² birim bedelinin belirlenmesinde fiilen el atılan alanlar ile birlikte proje bütünlüğü gereği kalan bölümlerin de bedelinin alınan rapor uyarınca davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek madde 4 ün üçüncü fıkrası; ''Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki dava 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazın bedelinin tahsili istemine ilişkin olup 04.11.1983 tarihinden sonra kamulaştırma yapılmaksızın el konulan taşınmazlar hakkında açılan davalara ilişkin 2942 sayılı Kanun’da yasal düzenleme bulunmadığı, bu davaların kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından aldığı nazara alındığında harcın nispi olarak hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde maktu harç alınmasına karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Kamu düzeni gereği Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;
a) (B) ile gösterilen bölümün (5) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına yerine ''Alınması gerekli 32.585,95 TL nispi harçtan peşin alınan 44,40 TL ile 8.146,49 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 24.395,06 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına'' cümlesinin yazılması,
b) (B) ile gösterilen bölümün (6) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına yerine ''Davacı tarafından yapılan harç, keşif ve posta giderinden ibaret toplam 10.159,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine'' cümlesinin yazılması,
c) (C) ile gösterilen bölümün (2) numaralı bendinin hükümden çıkarılmasına yerine ''“Alınması gereken 32.585,94 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 8.146,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 24.439,46 TL harcın davalı idareden tahsili ile Hazineye gelir kaydına,” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.