"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/265 Esas, 2023/72 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... (Anadere) 2-3 pafta 121 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen kısmına takdir edilen bedelin artırılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 04.02.1984 tarihli ve 2981 sayılı Kanun'un hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan ve ipotek ile teminat altına alınanlar ve dahil olmak üzere her türlü alacak ve bedeller, borçlu idarece ipotek veya uygulama tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'da belirtilen kanunî faiz oranı uygulanmak suretiyle güncellenerek ilgililerine ödendiğini, bu hükmün devam eden davalarda da uygulandığını, bu fıkra uyarınca yapılacak ödemeler hakkında bu madde hükümlerinin uygulandığından güncelleme yapılmasının zorunlu hale geldiğini, davacı tarafından idareleri aleyhine İstanbul 9. İdare Mahkemesinde imar uygulaması ve ifraz işleminin iptali talebi ile dava açıldığını, mahkeme tarafından dava konusu işlemin iptaline karar verdiğini ve bu nedenle hem imar uygulamasının iptalini isteyip aynı zamanda bedel artırımı davası açılamayacağını, dava açma süresi geçtikten sonra söz konusu davanın açıldığını, yapılan imar uygulamasında ...'ye verilen yerin yoğun yapılaşmadan dolayı bedel alacağına dönüştürüldüğünü, dava konusu taşınmazın kıymetli konumda olmadığını beyan ederek, haksız ve hukukî dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.02.2019 tarihli ve 2015/188 Esas, 2019/114 Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile 1.492.948,68 TL'nin dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.03.2021 tarihli ve 2019/989 Esas, 2021/345 Karar sayılı kararıyla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme neticesinde; dava konusu taşınmazda ... Belediye Encümenin 29.06.2006 tarihli ve 2006/154 sayılı kararı uyarınca yapılan imar uygulaması sonucunda dosya içerisindeki şuyulandırma cetveline göre davacının taşınmazdaki 951 m²lik hissesinden yapılan düzenleme ortaklık payı kesintisi sonrasında kalan 609,45 m²lik hissesinin, 1140 ada 5 parsel sayılı taşınmazda 82,97 m², 2930 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazlarda ise 144,08 m²şer hisse verildikten sonra kalan 238,32 m²lik kısmının bedele dönüştüğü; 2930 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların ilgili tapu müdürlüğünden gelen kayıtlarında ise 144,08 m²lik hisse yerine davacı adına uygulamanın 136,08 m²lik yer verilmek suretiyle 05.08.2008 tarihinde tescil edildiği anlaşılmış ise de davacı vekilinin beyanlarında dava konusu taşınmazdaki bu uygulamanın idare mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle davalı idarece yapılan diğer uygulamalar neticesinde tapuya 02.03.2015 tarihinde tescil edildiği, 05.11.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda ise uygulamanın 28.08.2006 tarihinde tescil edildiği belirtilmiş olup, bu hususta kesin ve net şekilde tespite yarar belgeye dosya içerisinde rastlanmamıştır. Bu itibarla; dava konusu taşınmazda yapılan imar uygulamalarına ilişkin şuyulandırma ve pay cetvellerinin ilgili Belediye Başkanlığından, dağıtım cetveline göre belirlenecek gitti parsellerinin tespiti için ilk tesisinden itibaren tedavüllü tapu kayıtlarının İlgili Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilip (taşınmazın bulunduğu bölgedeki imar uygulamasının iptal edildiğinin tespiti halinde imar uygulamasından önceki kadastral parsele dönüş işleminin yapılıp yapılmadığı da sorularak) davacının bedele dönüşen pay karşılığının ve uygulamanın tapuda tescil edildiği tarihe ilişkin çelişkilerin giderilerek tereddüt oluşturmayacak şekilde tespiti yapıldıktan sonra; 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 tarihli 29824 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 12 nci madde uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi Tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenerek bedeline hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinin değerlendirme tarihi olarak esas alınıp emsal taşınmazların kıyaslama sonucunda bulunan m² birim bedellerinin ortalaması alınmak suretiyle değer belirleyen rapora göre hüküm kurulması ve dava konusu taşınmazda bedele dönüşen kısmın pay karşılığına hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yapılan imar uygulaması neticesinde hisse verilmesi gereken yerden daha düşük değerli alan ihdas edildiğinden bahisle oluşan değer kaybı bedeline hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bu davada uzlaşma şartının uygulanmasının dava şartı olduğunu, mahkemece bozma ilamına uygun olarak yeniden rapor alınmadan arasında fahiş fark bulunan bilirkişi raporları esas alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, emsal incelemesinin hatalı yapıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına idarece takdir edilen karşılığının artırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 3194 sayılı İmar Kanun'un 17/son maddesi.
3. 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Yapılan incelemede, mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazda yapılan imar uygulamalarına ilişkin şuyulandırma ve pay cetvellerinin ilgili Belediye Başkanlığından, dağıtım cetveline göre belirlenecek gitti parsellerinin tespiti için ilk tesisinden itibaren tedavüllü tapu kayıtlarının ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtilip (taşınmazın bulunduğu bölgedeki imar uygulamasının iptal edildiğinin tespiti halinde imar uygulamasından önceki kadastral parsele dönüş işleminin yapılıp yapılmadığı da sorularak) davacının bedele dönüşen pay karşılığının ve uygulamanın tapuda tescil edildiği tarihe ilişkin çelişkilerin giderilerek tereddüt oluşturmayacak şekilde tespiti yapıldıktan sonra, 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 tarihli ve 29824 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 12 nci madde uyarınca; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi Tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenerek bedeline hükmedilmesi gerekirken bozma ilamındaki hususların hiçbiri yerine getirilmeden bozma öncesi eksik inceleme sonucu düzenlenen rapora göre hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
16.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.